ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ses kaydı ile ilgili abd'den alınan rapor
-
asıl kendisi montaj olan rapordur; "abd'den jet bir rapor aldığı iddia edildi. ancak raporun hangi kurumdan alındığı konusunda isim verilmedi." şu an amerika'da yeni sabah oluyor. hangi arada o stüdyoda incelemişler falan. ilginç.
tahran uçağı kalkmadan havalimanında yaşanan kavga
-
olaydaki haklı haksız konusuna girmeden bir konuya değinmek istiyorum; neden her konuşmamız "bir kadına karşı böyle konuşulmaz, bir kadın toplumda böyle yapmaz, bir erkek bunu yapmalı" gibi konudan bağımsız, anlamsız yerlere çekiliyor?
arkadaşlar doğrusu şudur, insanla konuşmanın bir adabı vardır ve bu adap cinsiyetler üstünde bir adaptır.
kadına bu şekilde davranılır, kadın toplumda bunları yapar, erkek böyle olmalıdır gibi anlamsız muhabbetler insanları konunun dışına iter, dahası bu şekildeki tüm önermeler gereksizdir, toplumdaki "toplumsal cinsiyet" anlayışını, buna göre cinsiyetlere atfedilen saçma rolleri zirveye çıkartır.
yusuf kaplan'ın kızının erasmus'la paris'e gitmesi
-
yarasının neden olduğu anlaşılmıştır.
misvak caps harita karikatürü
-
kafalar 300 yıl geriden geliyor dedirten harita. millet mars'ta koloni hazırlığı yapıyor, biz halen daha orta çağ kafasıyla, amerikan ve israil silahlarıyla ıslak fetih rüyaları görüyoruz. devir teknoloji devri. sınırlar kalkıyor dünyada. adam gibi üretip, paranla ve teknolojinle dünyada söz sahibi olmadığın sürece üç karış fazla toprağının olması veya olmaması kimsenin sikinde değil.
midyeci ahmet'in eski eşine yaptığı haksızlık
-
bizim rahmetli bir aile dostumuzu aklıma getiren hede.
kendisi milyonluk firmayı borcuna karşılık çok iyi paraya alacaklısına devretmişti. ama devirden hemen önce yeni bir şirket kurup tüm müşterileri ona bağlamıştı. firmayı devrettiği adam aldığının ertesi günü müşterilere bir gidiyor. kimse mal almıyor.
şirketi alan adam da haksız rekabettir, ttkdır, ticaret mahkemesidir uğraşmak yerine bizim tanıdığı vurdu. allah rahmet eylesin.
ulan şu iş bana gelse ne tazminat çıkartılırdı burdan be*
latin erkeklerine dibi düşen türk kızı
-
(bkz: kezban avrupa'da)
1995 yılından hatırda kalanlar
-
izmir özelinde derin bir iz bırakan yegane olay. (bkz: 5 kasım 1995 izmir sel felaketi)
not: sözlük'te başlık 5 kasım diye açılmış ama...
bu felaket aslında 3 kasım 1995 cuma'nın, 4 kasım 1995 cumartesi'ye bağlandığı gece gerçekleşmişti.
noktalı virgül
-
genellikle yanlış kullanılan noktalama işareti. kullanım alanlarına şöyle bir göz atmakta fayda var kanımca:
1. cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur: öğrenciler birinci sınıfta mitoloji, eleştirel okuma, gramer; ikinci sınıfta ise kültür tarihi, rönesans, romana giriş gibi dersler alırlar.
2. ögeleri arasında virgül bulunan sıralı tümceleri birbirinden ayırmak için konur: sabahtan beri bekliyorum; ne gelen var, ne giden.
3. virgülle ayrılmış örnekleri farklı örneklerden ayırmak için konur: italya, ingiltere, ispanya; roma, londra, madrid.
4. kendilerinden önceki tümceyle ilgi kuran ancak, fakat, lakin, çünkü, yoksa, bundan dolayı, binaenaleyh, sonuç olarak, bununla birlikte, öyleyse vb. cümle başı bağlaçlarından önce konur. ancak bu bağlaçlardan önce yazar, araya nokta, virgül, noktalı virgül koymakta serbesttir. bu husus, yazarın biçemdeki tercihiyle ilintilidir: ilk başta şüpheyle içeri alındı;(,)(.) ama sonra kim olduğunu anladıklarında ona dostça davrandılar.
** özneden sonra kullanılmaz; bağlaçla başlayan tümcede bağlaçtan sonra kullanılmaz.
** bu entry hazırlanırken http://www.tdk.gov.tr/ adresinden yararlanılmıştır.
(bkz: eksi sozlukte egitim seferberligi)
yurt dışında yaşanan dumur olaylar
-
yer : isvicre alpleri
zermatt yakinlarindaki "monte rosa" dagina yapilan , buzul üzerinde yürümeyi de kapsayan, bir trekking turundayiz. ilk gün yaklasik 8 saat süren yürüyüsün sonlarina dogru gruptan bir arkadas ayagini burkar. biraz toparladiktan sonra, "tamam sorun yok" diyip tura devam eder. ancak aksam 2800 metredeki dag evine vardigimizda, arkadasin ayagi siser ve üzerine basamaz hale gelir. ertesi gün de tirmandigimiz onca yolu geri dönmemiz gerekmektedir ama sakatlanan arkadas icin bu mümkün olmaz. ve geriye tek alternatif kalir : helikopter (helikopter masrafinin sigorta tarafindan karsilanmasi mevzuuna girmiyorum bile)
ertesi sabah, grubumuzun lideri olan isvicreli arkadas, zermatt air isimli helikopter merkezini arar ve konusur. sonradan bize aralarinda aynen söyle bir diyalog gectigini anlatir:
- monte rosa hütte'deyiz. bir arkadasimiz ayagini burktu ve asagi yürümesi mümkün degil. yardiminiza ihtiyacimiz var.
- agrisi cok mu?
- hayir. hatta hic agrisi yok, ama ayagi sisti ve üzerine basamiyor.o yüzden size ihtiyacimiz var.
- yalniz biz sadece hayati tehlike olan durumlarda hemen müdahele ediyoruz. sizin durumunuzun aciliyeti yok, o yüzden daha sonra gelebiliriz.
- peki, ne kadar sonra?
- yarim saat sonra
gercekten de helikopter yarim saat sonra gelir.