ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bana hiç şans vermeyeceksin değil mi
-
kimsenin hayatında bir seçenek olmayın sevgili yazar arkadaşlarım. bu yüzden onu mu seçti bunu mu seçti, bana şans verecek misin? yok aramızdaki şeye şans vercek misin falan bunlar anlamsız şeyler. birinin hayatında bir seçenek olmaktansa gitmek daha mantıklıdır.
rooney'nin oğlunun galatasaray forması giymesi
-
beşiktaşlı olan şahsımı gülümsetmiş olay. ne güzel lan işte. illa laf sokmaya çalışmak zorunda değilsiniz. insanlar normal tepki vermeyi unutmuş artık.
tostu bir üst noktaya taşıyan küçük detaylar
-
soslar
1)sulandirilimis salca domates rendesi kekik biberiye ile hazirlanmis pizza sosu.
2)feslegen, sarimsak tozu, cam fistigi, zeytinyagi ve tuz ile hazirlanmis macun kivaminda bir pesto.
3)siyah zeytin ezmesi, zeytinyagi, kapari ile hazirlanmis macun kivaminda bir tapenade
peynir
eger pizza sosu ile yola devam ediliyorsa, edam gouda gibi peynirler tercih edilebilir ama pesto tapanade gibi bir sos ile devam ediliyorsa mozzarella (mozzarella di bufala campana olursa cok iyi oluyor) tek opsiyon olmali.
ekmek
eksi mayali veya kara bugdayli tok ekmekler tercih edilmeli ciabatta cok guzel uyum sagliyor plase olarak fransiz beyaz+kara bugday unundan yapilmis boule de yukseltir sizi.
pisirme
ınce dilimlediginiz (0.5-1 cm kalinliktaki) ekmeklerin alt tabanina sosu surup ustune de peynirimizi koyuyoruz ekstra hic bir et urunu koymaniza gerek yok, tost makinesinde yalapsap pisebilecek bir et yiyeceginize sandwich olarak tuketin.
servis
ekmege fircayla yag surmeyin de naparsaniz yapin. size kalmis.
evinize misafir gelmis hatun kisisine sabah bu tariflerden birisini yaparsaniz, proseconuzu unutmayin, niye bilmiyorum ama bayiliyorlar.
elin dangalağına verip onu yaşatmanın anlamı yok
-
celal hocama çok saygı duymakla beraber bir soru sormak isterim aslında.
ya araştırma için bağışladığın herhangi bir organdan yada iskeletten bir hastalığa çözüm bulurlar da, bir dangalak tedavi olur ve yaşarsa, yine sorun olmayacak mı?
edit : msjla gelen soru ve yorumlar üzerine küçük bir açıklama.
yapılacak organ bağışı sonrası kurtulacak kişinin (çocuğun) ilerde tüm insanlığa faydalı bir buluş, araştırma yapmayacağını nasıl bilebilir. araştırma için bağışladığı organın yapılan araştırma sonucu daha fazla insanin kurtulmasına nasıl kesin gözü ile bakılabilir.
bu ihtimali kim hesaplayabilir. organ bağışı bekleyenler hep bilgisiz, faydasız ve fakirler mı?
saçını kestirmiş insana saçını mı kestirdin demek
hastası olunan sözler
-
"uykun gelmiyorsa, uyanmak istediğin yerde değilsindir."
roger federer
-
bir sahne düşünün;
federer ağlıyor, nadal ağlıyor, en son dayanamadı djokovic de ağlamaya başladı,berrettini bunların arasında zurnanın sol deliği ama o da ağladı.
döndü world team'e schwartzman ağlıyor.
biz ağlıyoruz. aslında duygulanmamizin sebebi tam da bu.ömrümüz geçiyor ve biz bu geçişleri, kaybedişleri hayatimizda sürekli olan ve hiç gitmeyeceğini düşündüğümüz şeylerin gittiğine tanık olduğumuzda anlıyoruz.
tam 24 yıldır orada duran tenisle alakalı alakasız herkesin kulağına ismi çalınan bir insan gitti.
teletext döneminden ultra hızlı cep telefonlarına kadar her dönemde raket sallayan bir adamdı. biz bu döneme nice sevinçler nice kayıplar nice anılar sıkıştırdık.
ve onun vedasıyla bu geçen tüm zamanın farkındalığı olanca gerçekliği ile yüzümüze vurdu.
çok zaman geçmişti ve o zamanların bittiğini roger'in vedasiyla anladık. ıste hepimizin ağlama sebebi budur.
500t
-
topkapı'dan bekar olarak bindiğim, tuzla'ya varınca evli ve elimde bir çocukla indiğim otobüs hattı. iner inmez tuzla ilköğretime yazdırdık tabi çocuğu.
evliliğe dair mide bulandırıcı detaylar
-
pek çoğu sadece evlenilen kişi ile ilgili olan detaylardır. mesela:
sen eğer sadece yazın bacaklarını alan bir kızla evlenirsen muhtemelen evlenince bacaklarını almaz.
ya da aynı şekilde horlayan bir adamla evlenirsen evet, evlenince de o adam horlar.
dişlerini fırçalama, ağız suyu kullanma alışkanlığı olmayan, dişlerinde çürükler olan, sigara içen bir kadın/erkekle evlenirsen sabahları ağzı kokar.
görücü usulüyle evlenmediyseniz bunları geçelim.
banyoda geçen şeyler de tamamen kişilikle alakalıdır. ben duş alırken kimse banyodaki tuvaleti kullanamaz ya da ben tuvaleti kullanacaksam kimse banyoya ayak basamaz.
eşim benim yanımda gaz çıkartmaz mesela, ya da ben onun yanında çıkartmam. çünkü taa çıkmaya başladığımız dönemden beri ben bu konuda dikkatli olmuşumdur. ya da mesela o bir kere geğirmiştir benim yanımda, ben de kibarca bunun çok ayıp olduğunu düşündüğümü söylemişimdir. ve evet ben evleneceğim kişiyi doğru seçtiğim için o benim bu düşünceme de saygı gösterir.
burda gelip eşleriniz hakkında atıp tutmanızı geçtim, yazdıklarınızı okudukça evliliğinizi öylesine yaptığınız düşüncesi oluşuyor bende, o evliliğe dair mide bulandırıcı bir detay oluyor haliyle de.
amerikan film klişeleri
-
yaramazlık yapan, mızmızlanan çocuğa annesinin çocuğun tam ismiyle(kimlikteki ismi) seslenmesinden sonra çocuğun anında dünyanın en uysal çocuğuna dönüşüvermesi.
-edie sana otur yerine dedim. yemeğini bitirmeden oradan kalkamazsın !!!
- hayır anne daha fazla yemek istemiyorum.
- edward christopher jerkinson lütfen yerine otur ve o yemeğini bitir.
- peki anne...
nedendir bilinmez, kimlik isminin amerikalı çocuklarda etkisi çok büyük.