hesabın var mı? giriş yap

  • araba almak için yola çıkmış yazar arkadaşa şimdiden hayırlı olsun demekle birlikte aldırmaması gereken entryleri baştan söylemeyi kendime görev edindim.

    1- "el arabası alırsın anca o paraya!" diyen herkesi engelle. hiç aldırış etme. 600 tl'yi yan yana görmemiş ergenler 600 bin tl'yi küçümseyecektir.

    2- "100 bin daha koy şunu al!" diyen herkesi engelle. adam zaten verebileceği maksimum tutarı yazmış. kalkıp "daha da para koy şunu al!" diyorsunuz. o zaman 2 milyon daha koysun porche alsın.

    3- "araba almak salaklıktır. paranı faize koy, dolar al, altın al, borsaya bas, coine yatır!" diyen herkesi engelle. adam arabaya binecek. saydığın yatırım enstrümanlarına değil.

    4- kendi arabasını kakalamaya çalışan herkesi engelle.

    5- beni de engelle. araba önerisi sunamadım. akıl verdim.

    edit: debe için teşekkürler.

  • annem, babam uzun yıllar babaannemle yaşadılar. ben ilkokul 1'deyken dedemin sayesinde yapılan kendi evimize taşınmıştık. babam çok iyi bi işte çalışmadığı için mahalle bakkalına borcumuz baya birikmiş. babam bi gün işten geldi, banyo yapacak ama evde sabun kalmamış. evin en küçüğü olduğumdan bizimkiler beni bakkala yollayıp git bi kalıp hacı şakir al da gel dediler. neyse gittim bakkala, veresiye bi kalıp sabun alacağım dedim. bakkal da akrabamız, zaten mahallede herkes birbirinin bi şeyi, tipik karadeniz köyü işte. adam yok veresiye sabun mabun, önce borcunuzu ödeyin deyip yolladı beni. pislik herif. çocuk halimle nasıl utanıp bozardim. kafam yerde çıktım bakkaldan. ben içerideyken birisi sandalyede oturuyordu, ama o mahcubiyetle kimsenin yüzüne bakamadım tabi. meğer babamın amcasıymış. ben çıktıktan sonra kötü bakkala sormuş bu kimin kızı diye. babamın ismini duyunca bi kalıp sabunu kendisi alıp bi çocukla peşimden eve göndermişti.
    daha dün gibi, ama üstünden yıllar geçti. bayram için memlekete gittigimde onun da mezarını ziyaret edip yine bu olayı yad ederek rahmetle anmıştım kendisini. huzur içinde uyuyordur umarım. geride böyle güzel anılar bırakmak, kalp kırmadan, ah almadan yaşamak ne güzel olmalı.
    baki'nin de dediği gibi "baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş ", bizlere de hoş bir sada birakmak nasip olur umarım.

  • torunlarına anlatacak hikayesi var artık.

    - o sıralar dünyanın en iyisi messi.

    + eee dede

    - baktım çekti adamı, gel dedim verdim messi'ye sarıyı. görsen rengi gitti çocuğun.

  • türkiyede yaşayanları hayatlarının en güzel çağlarını akp denen şeyle beraber geçirmişlerdir.

    en büyüğü bu illet başladığında 21 yaşındaydı. şuan 33
    en küçüğü 16 yaşındaydı, şuan ise 28

    bu yüzden gelmiş geçmiş tüm nesiller içinde en şanssızları diyebilirim.

  • akbabuş'la nazlı arasında geçen

    -yanıma gel.
    -orası tek kişilik.
    -o zaman üstüme gel. ağırlığını hissetmek istiyorum.

    diyaloğunun neresi komik anlamadım. bence acayip ince ve duygusal bir sahne o. genç yaşta tecavüze uğramış, sonra sevdiğinden koparılıp yıllarca başka tecavüzlere uğraması için başka yerlere sürüklenmiş bir kadının sevdiği adama yıllar sonra kavuştuğunda birbirlerine hala dokunamadıklarını ama kadının onca travmasına rağmen sevdiği adamı fiziksel olarak hissetmek istemesi bence çok iç parçalayıcı bir şey. birinin yanında uzanması; onun kokusunu, tenini, ağırlığı hissetmek; bunun neresi komik bre gafiller?

  • bu bebeyim gercekten bebeklikten basliyor ve ozunde cok iyi biri. tamamen annenin cocugun ihtiyacarina dozunda ve sureklilik arzeder bicimde cevap vermesiyle ilgili hayatimizi kurtarabiliyor, ya da kaydirabiliyor.

    en onemli calisma, mary ainsworth anneye ait, ki soyle:

    1) 1.5-2 yas araligini anneyle oyuncaklarla dolu bir odaya aldin.
    kriter: cocuk anneden ne kadar uzaklasiyor, ne kadar yeni oyuncaklari ve odayi kesfediyor, ne siklikla donup anneye bakiyor.

    2) yabanci bir kadin odaya girip once kitap okumaya, bir sure sonrada anneyle konusmaya ve cocukla oynamaya calisiyor.
    kriter: cocugun tepkisi, anne-yabanci-kendisi ucgenindeki davranislari, oynamaya yeltenen yabanciya tepkisi

    3) anne kapidan cikip gidiyor, cocuk atese atmissin gibi agliyor genelde, yabanci kadin cocugu sakinlestirmeye ugrasiyor (separation)
    kriter: ne kadar sakinlestirilebiliyor, ne kadar siddetli agliyor

    4) anne geri gelip kucagina aliyor (reunion)
    kriter: ne kadar surede sakinlesiyor, anneye yapisma- anneyi itme davranislari sikligi, ondan sonra anneye yakinligi

    5) yabanci cikiyor, sonra bir bahaneyle anne de cikiyor. cocuk burda genelde perisan olma arifesine geliyor, ancak 15-20 saniyede yabanci geri geliyor.
    kriter: yine, yabanci kadin cocugu ne kadar sakinlestirebiliyor

    6) anne donyor, cocugu aliyor.
    kriter: anneye tepkisi.

    dort ana tip tespit ediyor ainsworth:
    a) securely attached (guvenli baglanma): annenin varliginda cesur, odayi oyuncaklari kesfediyor ama anneden de tam kopuk degil, anne gidince agliyor ama geri dondugunde kolayca sakinlesiyor, yine guvenip kolayca birakiyor anneyi oynamak icin.

    b) insecurely attached/ resistant (ambivalent): can hiras agliyor, kolay sakinlesmiyor, zaten bastan itibaren annenin eteginin dibinden pek ayrilmiyor, aglayip anne geri donunce adeta ustune yapisiyor, ama aglamasi da dinmiyor, tam anlamiyla ustune asiliyor (clingy). ileride hicbir sevgi yeterli gelmiyor, surekli bir beni sevmiyorsun guvensizlikleri, herkes her an onlari terkedecek gibi. zaten anneye yapismasi da terketmesini engellemek icin.

    c) insecurely attached/ avoidant: bu teori en cok bu kategoriden elestiri aliyor, iste misal alman kulturunde guvenli cocuk da boyle, hayatta avoidant olmaktan aldigim zevki alman olmaktan bile almadim vs. bunlar takmiyor, bir iki tepki verse de, genelde anneyle duygusal bag kurmuyor, ittirebiliyor, uzak durmayi tercih ediyor, ki anne de kendisinden pek farkli degil ki boyle. bunlar teoriye gore, hayalkirikligindan korktuklari icin bastan onlar vazgeciyorlar. zaten ileride de hayalkirikligina ugramamak icin bastan kesen, kendilerine yakinlastikca kacanlar bunlar.

    d) disorganized: ortaya karisik.

    tek faktor bu degil tabii insan iliskilerinde, ama genelde devamlilik arzediyor bebeklikten yetiskinlige bu stil. fakat insan pozitife yatkin, bir securely attached anaokul ogretmeni, anneanne/babaanne hatta ileride sevgili ya da es, insecure'u secure'a dondurebiliyor. oysa secure bir kere o temeli almissa insecure'a donmuyor.

    yetiskin baglanma stilleriyle ilgili soyle kuul bir calisma var: ciftleri laboratuvara aliyorlar, kadinla adami katakulliyle bir dakika ayirip sadece kadina "az sonra baya stresli bir deneyin parcasi olacaksiniz" deniyor, ve kadinin iritasyon olusu tetikleniyor.daha onceden olcek verilip bunlar guvenli baglanma mi guvensiz baglanma stili mi bakilmis. neyse, sonra kadinin baglanma tipine gore nasil bir ilgi aradigina, adamin baglanma stiline gore nasil bir ilgi verdigine gore nasil cevap verdigine bakiyorlar.

    sonuclar cinsiyetten bagimsiz ayni minvalde: kadin avoidant'sa, normal durumda fiziksel ve duygusal sevgilisiyle ilgiliyken, irite olduktan sonra kabuguna cekiliyor, erkek avoidantsa kadin irite olunca o da hemen kabuguna cekiliyor, kaciyor. kadin guvenli baglanma modeliyse stres olunca yardim ve ilgi ariyor, erkek guvenli baglanma stilindeyse, ilgi arayan/irite olan kadini fiziksel ve duygusal olarak sakinlestirmeye ugrasiyor.

    hayatinizi mi karartmak istiyorsunuz, oyleyse avoidant bulun gencler adli bir entry'nin daha sonuna geldik.

  • bunu okurken üniversiteden mezun oldum, evlendim, iki çocuğum oldu. biri geçen gün bana bir torun bahşetti. şimdi de ölüm döşeğinden yazıyorum.

  • 6 kişi toplanmadan ve aşı olacağını teyit etmeden aşıyı açmamanın bu kadar zor olduğunu düşünmüyorum. her seferinde insanlar gelmeden aşıyı hazırlıyor ve sonra da kullanılmaz hale getiriyorsanız, kusura bakmayın ama biraz aptallık sizde de var sanki.