hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: enerji ve tabii lan manyak mısın bakanlığı)

    debe editi: işin şakası bir yana 301 madencinin göz göre göre katledilmesinde istifa etmeyen zihiniyetin, ülke genelinde kesilen elektrikler, bu sebeple çalışmayan telefon hatları, bağlanmayan internet, duran metro ve ulaşım sistemleri, çalışmayan trafik ışıkları, kaosa dönen trafik, 100 milyon dolar üretim kaybı* vs. nedeniyle istifa etmesini bekliyor değildik. istifa beklentisini alaya alırken umarım enerji bakanı "nasılsa seçim yakın 3 döneme de takılıyorum istifa etsem iyi olur güzel anılırım" demez diye de aklımdan çok geçti. çünkü dün enerji bakanlığının beceriksizliğiyle yaşanan bütün bu süreç, yitip giden 301 gariban madencinin hayatından, babasız kalan çocuklarından, bir başlarına kalan eşlerinin durumlarından daha trajik, daha beceriksizce ve daha kötü değildi. sizler istifa edip erdemli ve onurlu anılma hakkınızı soma faciası'nda kaybettiniz beyler ve iyi ki dün istifa edeniniz olmadı. unutma unutturma! (bkz: 13 mayıs 2014 soma maden ocağı patlaması)

  • başına "pazar pazar" eki getirmek suretiyle mümkündür.

    örnek veriyorum:

    "pazar pazar böyle müzik mi çalınır?"

    "pazar pazar ne balesiymiş bu?"

    "pazar pazar brent petrolü mü satın alınırmış?"

    "pazar pazar sen anandan yine çıkardın amma, baban kimdi bilemezdin şerefsiz!"

    vb...

  • ben size konuyla ilgili en eski formülü kısaca anlatayım.

    1. kalp ritmini anlık ölçen akıllı bileklik alınır. (mi band 3 gibi)
    2. (220-yaşınız)x%60 hesabıyla kardiyo yaparken kalp ritm alt hızınız bulunur.

    mesela 32 yaşındaysan (220-32)x 0,60 = 112 bpm

    32 yaşındaki biri yağ yakmak istiyorsa herhangi bir sporda kalp hızının 112 lerde olması yeterlidir. ne kadar uzun süre yaparsa o kadar çok yağ yakar.

    3. (220-yaşınız)x%80 hesaplaması da maks kalp atış ritminizi ölçer. 32 yaşındaki için hesaplarsak

    (220-32)x 0,80 = 150

    32 yaşındaki arkadaşımız 150 yi geçerse hem kendini gereksiz yoracaktır, hem kalp krizi geçirme riskini artıracaktır hem de yağ yerine kastan yakmaya başlayacaktır.

    peki her kardiyo egzersizimizde yağdan ve kastan yakıyorsan yağdan maksimum yakıp kastan minimum yakmayı nasıl sağlarız. bunun da hesabı yukarıdaki bulduğunu iki rakamın farkını 3 e bölüp ilk aralıkta çalışmak.

    yine bunu da 32 yaşındaki birine göre bulursak

    150-112= 38

    38/3=12

    taban kalp hızımızla bunun 12 yukarısı yağdan en çok, kastan en az yaktığınız kardiyo aralığıdır. yani 32 yaşındaki biri için bu aralık 112-124 arasıdır.

    şimdi başlığa bu kalp ritm aralıklarına göre cevap verirsek: bu kalp atış hızını hangi sporda, aktivitede ayarlarsanız ayarlayın çok güzel yağ yakarsınız. forma girersiniz. fakat en az bunun kadar önemli bir faktör daha var; eğer tüm vücudunuzdaki kasları güçlendirmezseniz oturduğunuz yerde yaktığınız kalori çok az olur ve yağlı görünürsünüz. kaslı doku, kassız ve yağ ağırlıklı dokuya göre durduğu yerde kat kat fazla yağ yakıyor.

    çok uzattım: final önerime geliyorum. yağ yakacaksanız tek başına yüzme, koşma, yürüme az etkilidir. beraberinde bir kaç ay hafif ağırlıklarla bile olsa fitness yapın. mükemmel yağ yakacaksınız.

    edit: neden 220 baz aliniyor diyenler oluyor.
    220 yeni dogmus bir bebegin kalp atis hizi ve her sene ciddi anlamda duser bu hiz. cocuklarin daha yuksek, yaslilarin daha dusuktur.

    her insanin kalp buyuklugu de ayni degildir, buyuk kalpli sporcularin her kalp atisinda pompaladigi kan daha fazla oldugu icin vucutlari kan ihtiyacina gore kalp atis hizini dusurur.

    saglikli bir insanin kalp atis hizi misal 60-100 arasi ise kocaman kalpli bir power lifter icin 50 normal hizdir. kalbi cok zayif olan ve her seferinde az kan pompalayanlarin kalp ritmleri ise 100 u asar otururken bile. o yuzden zaten kalp kaslarini guclendirmekten bahsediliyor. her seferinde yuksek hacimde kan pompalayan kalp yavas ama saglikli calisir.

    edit2: neden 3 e boldugumuz fark araliginin ilk diliminde calismamiz gerekir.

    o aralikta maksimum yag yakimina ulasiyoruz ve kas yıkımı minimum olurken az yoruldugumuz icin uzun sureli antreman yapabiliyoruz.

    edit3: kisiden kisiye bu hizlar degisebilir, yukaridaki hesaplama cok kaba bir hesaplama yontemidir. sagliginizla ilgili en ufak supheniz var ise doktor esliginde hesaplamaniz daha dogrudur. kalp, en tehlikeli organ, yanlış yapmaya gelmez. ayrıca potasyum ve yağları yeterli almaya ozen gostermezseniz de kalp krizi riskiniz yuksek olur. ozellikle kas olan kalbimize potasyum eksikliginden dolayı girecek kramp direk ve hizli ölüm sebebidir. dikkat..

  • yıllıktan anlaşılıyor ki o dönemlerde çağdaş üniversite öğrencileri siyasi baskılara sadece sözlü olarak ve başlangıç seviyesinde maruz kalıyorlar ve bu baskıları sadece tiye alıyorlarmış.

    o insanları değil, tüm insanları kastederek söylüyorum ki; bu tiye alma tavrının bedelini çok ağır ödüyoruz ve ödemeye devam edeceğiz.

    yapamazlar denilen her şeyi yaptılar ve yapılamaz denilen diğer tüm şeyleri de yapmaya devam edecekler.

    yobazlar yıkmadan, yok etmeden pes etmezler. binlerce yıl kin güder ama yine de yakıp yıkmak için örgütlenir, geri gelir, kaldıkları yerden devam ederler.

    tiye alıp eğlenirken unutulan şey de bu olsa gerek...

  • abd'de yazılım muhendisi maaşı ortalaması yıllık $82.000

    avrupa'da €42.000

    bir mercedes cla avrupada €23k
    yıllık maaşın yaklaşık yarısı+sınırsız sayılabilecek sosyal imkan

    abd'de $27k
    yıllık maaşın üçte biri+ultra ucuz benzin ve yaşam giderleri

    (lüks segmentin en düşük üyesi) ikinci el mercedes cla'nın türkiyede fiyatı 150 bin tl...
    buradaki muhendisler yilda 450 bin ya da 300 bin+sosyal sahiplenme mi kazaniyorlar da yaşam standartları düşsün?

    buradaki mühendis de isveçteki muhendis de yilda 60 bin kazanabilir ama o 60 binler aynı alım gücüne sahip değil

    (stockholm'den parise ucak bileti 30 euro, venediğe 70 euro...haftasonu git gel, otel 100 euro...
    ıstanbuldan venedige ucak bileti 400 tl, parise 700 tl...oteller 430 tl...nah gider gezersin, ancak pazar günü aydosa kebaba gidersin)

  • nokia'nın tam 15 yıl önce çıkardığı ve müzik performansında yıllarca zirvede rakipsiz kalan telefonu. günümüzdeki(!) birkaç telefon hariç tüm telefonlarda müzik deneyimini iyileştirmek adına özel müzik yazılımları bulunur. fakat bu telefonda bu özellik yazılımsal olarak değil doğrudan donanımsal olarak bulunuyordu. yani içinde fiziksel ses yongaları mevcuttu. hiçbir müzik yazılımı sesi fiziksel bir yonga ile aynı kalitede işleyemez. işte n91'i diğer telefonlardan ayıran ve yıllarca rakipsiz kılan özelliği buydu. çünkü içinde toshiba dsp-33 dac mevcuttu. bu sayede mükemmel bir ses kalitesi sunuyordu. sadece bu da değil. nokia mühendisleri madem böyle bir dac koyduk ses çıkışını da yüksek tutalım demişler ve içersine dünyanın en iyi ses sistemleri üreticilerinden biri olan harman kardon imzalı altın alaşımlı amplifikatör koymuşlar. adamlar hadi sıkıyorsa daha iyisini yapın amk demişler. öyle bir amplifikatör kullanılmış ki telefon muazzam bir ses çıkış gücüne sahipti. içersindeki dac + amp sayesinde yüksek ses seviyelerinde dahi distorsiyonu minimuma indirerek mükemmel bir telefon özellikli müzik çalar ortaya çıkmıştı. zamanında sony ericsson'un çıkardığı ve fanlarının öve öve bitiremediği telefonları *** eze eze yenmiştir. telefonlarını geçtim sony walkman ve apple ipod touch gibi müzik çalarları bile donunda sallamıştır. bitti mi? hayır. yetmemiş bir de mühendisler hafıza birimi olarak telefonun içine mikro hard disk * koymuşlar. öyle diğer telefonlardaki gibi flaş hafıza değil baya bildiğin bilgisayarlarda kullandığımız hard diskin mikro versiyonunu koymuşlar ve 3600 rpm dönüş hızına sahip bir hard disk. bilindiği üzere hard diskler hareketli mekanik parçalar barındırdığından düşme çarpma gibi durumlardan etkilenirler. bu düşme çarpmalar sonucu haliyle bad sector dediğimiz kullanılamayacak şekilde geri dönüşü olmayan hafıza kayıpları olabiliyor. olaki önemli bir veriniz o sektörün içindeyse geçmiş olsun geri dönüşü olmayacak şekilde gitmiştir. adamlar bunun önüne geçmek için telefonun içersine ivmeölçer koymuşlar. olaki telefon elinizden kaydığında ivmeölçer bunu farkedip hemen hard diski devre dışı bırakıyor ve bu sayede disk ve içersindeki veriler zarar görmüyor. yazdıkça ben bile şaşırıyorum amk. tabi bunlarla da yetinmemişler ve kablosuz internet erişimi için wlan ve daha üst seviye kulaklık kullanmak isteyenler için 3.5 mm kulaklık girişini de koyarak 5x ultra komboyla masaya çıkarıp vurmuşlar. 3.5 mm ve wlan günümüz için komik durabilir ama 2005 model bir cihazdan bahsediyoruz. ne iphone var ne android. daha o zaman wlanmış 3.5 mmmiş falan telefonlarda bulunmayan özelliklerdi. o zaman için 3.5 mm ve wlan gibi özellikler büyük bir devrimdi.

    gel gelelim nokia yine bu telefonda da çakallığını yapmıştır. öyle ya bir yerden veriyorsa illa bir yerden kısıyor. nokia bu telefonu tanıttığı lansmanda aynı zamanda 2 telefon daha tanıttı. nokia n70 ve nokia n90. zaten nseries bu üç telefonla başlamıştı. n91 kendini müziğe adamış bir telefon haliyle mobil halde müzik alıp göndermek için bluetooth gerekiyor. bluettoth var ama sen kalk daha alt model olan n70'e daha hızlı bluetooth v2.0 koy ama n91'e daha yavaş versiyon olan bluetooth v1.2 koy. adamların kıstığı yere bakın senin ta amk dedirtiyor. 3 dakikalık 320 kbps mp3 dosyasının boyutu yaklaşık 7 mb. öyle 1 mb'lik fotoğraf göndermeye benzemez. hatta video bile olsa. çünkü o zaman video çekimi için cep telefonu kameraları hala istenen seviyede değildi ve kalitesiz düşük bitrate çekimler olduğu için boyutları da düşüktü. tek kıstığı yer burası da değil. sen böyle bir müzik telefonu yapıyorsun ama kameraya otofokus koymuyorsun. neden? çünkü o özellik n90'a verilmişti. anladık tamam n90 kamera n91 müzik ile ön plana çıkıyordu ama zaten n90'a bir de carl zeiss lens koymuşsun. n91'e carl zeiss koyma ama en azından otofokus koy di mi? nerdeeee... bu arada n90'ın adı geçmişken ufak bir dip not verelim. n90 otofokusa sahip ilk nokia modelidr. aynı zamanda efsanevi kamera telefonlarının çıkmaya başlamasında payı olan carl zeiss lensli ilk nokia'dır. nokia'nın n91'de yaptığı bir diğer hata ise 220 mhz'lik arm9 * işlemci kullanmasıydı. halbuki bu işlemciyi daha düşük sistem kaynakları isteyen symbian v8.0a *** ve symbian v8.1a *** işletim sistemli cihazlarda kullanmıştı. n91 ise daha gelişmiş olan symbian v9.1 işletim sistemiyle çıkmıştı ve bu işlemci bu sistem için yavaş kalıyordu. aynı hatayı tekrar yaparak çeşitli (220/235/268mhz) hızlardaki arm9 varyasyonlarını neredeyse symbian v9.1 işletim sistemli tüm cihazlarda ************ kullanmıştır. fakat daha sonra yüksek kaliteli video çekimi için tasarladığı nokia n93 ve nokia n93i'de bu işlemciyi kullanamayacağı için arm11 332 mhz * işlemci kullanmıştır. çünkü o kadar yüksek kaliteli çekimin o işlemciyle yapılması mümkün değildi. zaten n93 serisi yukarıda adını zikrettiğim cihazlardan gerek daha gelişmiş işlemci mimarisi gerekse de daha yüksek saat hızı ile çok bariz şekilde hızlıydı. o zamanın snapdragon 865'i gibi bir şeydi. işletim sisteminin istediği donanımın bu olduğu açıkça belli oluyordu. ayrıca günümüzde çoğu akıllı telefonun gpu temelli arayüzü kullanmasında mihenk taşı olmuştur. çünkü n93 donanımsal hızlandırmaya sahip ilk telefondu ve 200 mhz'de çalışan 3d grafik çipi gpu * da barındırıyordu. video çekimi demişken günümüzde akıcı video deneyimi 60 fps kabul ediliyor ama o zaman için konuşursak n93 çoğumuzun akıcı olarak nitelendirdiği 30 fps video çekimini yapabilen ilk telefondu. sene 2006 dikkatinizi çekerim. hatta n93'ün o meşhur reklamı gary oldman ile çekilmişti. dileyen youtube'dan izleyebilir. o zaman telefonlar qcif çözünürlükte 15 fps video çekimleri ile oldukça kötü bir deneyim sunuyordu. n93'ün çektiği videolar karşısında milletin dibi düşmüştü. n93 ile nokia çıtayı yükseltmiş ve standardı belirlemişti. video çözünürlüğü 12 kat artmış (yuh amk) ve fps de 2 katına çıkmıştı. yani 144p15'ten 640p30'a çıkmıştı. şimdi çoğu telefon video kameralarla yarışıyor. ama telefonlarda video kamera kalitesi ilk kez n93 ile yakalanmıştı.üstelik vga çözünürlükte ve 30 fps çekebilmesi (640p30) takdire şayan o zaman için. ayrıca n93 optik zooma sahip ilk telefondur. ama videoda ne kadar iyiyse fotoğrafta da bir o kadar kötüydü. fotoğrafta kral nokia n73 idi. ayrıca çift mikrofonlu ilk telefon da yine n93 idi. dolayısıyla streo kayıt özelliğine sahip ilk telefondu. videolarda 48 khz aac formatta streo ses kaydı yapması da cabası. tekrar edeyim 640*480@30 fps + 48 khz aac streo kayıt. yazdıkça ben bile şaşırıyorum. o yıllarda neler yapmış adamlar. n93 gerçekten de mobil telefon tarihinde hem kamera hem de donanımsal olarak getirdiği özelliklerle ve ilklerle çok özel bir yere sahip telefondu.

    neyse tekrar n91'in eksilerine gelelim. nokia symbian v9.1/9.2/9.3 sistemlerinde nokia e60, nokia e70, nokia n80 ve n91 hariç tüm cihazlarında qvga çözünürlük kullandı. sonra ne mi oldu? çoğu uygulama uyumsuz ekran çözünürlüğü yüzünden bu cihazlarda kullanılamaz oldu. bari n91'e e60, e70 ve n80 ile aynı çözünürlüğü koyaydın. n90'a bile e60, e70 ve n80 ile aynı ekran çözünürlüğünü koymuştu ki n90 için buna ihtiyaç yoktu. tabi kamera telefonu olduğu için çekilen görüntünün ekranda daha güzel görünmesi adına yüksek çözünürlük koyup n91'e bu çözünürlüğün çeyreğini reva görmesi bir başka ayıbıydı nokia'nın.

    neyse efenim konu çok uzadı. konumuzun kahramanına gelelim tekrar. her ne kadar bazı eksi yanları olsa da bunlar asla n91'in bir efsane olduğu gerçeğini değiştirmez. 2005 yılında çıkmış ve yıllarca müzik telefonları için referans telefon olarak kabul edilmiş hatta sony walkman ve apple ipod touch gibi müzik çalarların dahi erişemediği ses çıkış gücüne ve ses dinamiğine sahip oluşuyla ve içersinde barındırdığı bunca teknolojiyle ve özellikleriyle gelecekten gelmiş fütüristik bir telefondu n91. günüzmüde sadece lg v20, lg g6 ve bunların halefleri olan modeller n91'i ses konusunda geçebilmişlerdir.

    debe editi: ayrıca diğer nokia modelleri hakkında yazdığım yazılara da buradan ulaşabilirsiniz.

    n82: #67265852
    n93: #63571392