hesabın var mı? giriş yap

  • 1890-1910 yılları arasında bütün avrupa'yı etkisi altına almış olan romantik, bireyselci süsleme akımı. 19.yüzyılın ortasından başlayarak j. ruskin ve w. morris gibi düşünürler "biçimsel ve artistik" anarşiden kurtulmak amacıyla bireyselci girişimlere başladılar. morris'in düşünceleri avrupa'da "art nouveau"nun başlangıç noktasını meydana getirdi. eklektisizmin, yani eski üslupların taklidinin karşısına yine bir üslup yaratma amacıyla çıkan "art nouveau"nun kuramcısı henry van de velde "nesnenin rasyonel strüktürü ve gereçlerin kullanılışında ön yargılara sapmayan bir mantığı" övüyor ve "yapım sürecini içtenlikle ve övünerek göstermeyi" öğütlüyordu."art nouveau" genç mimar victor horta'nın brüksel yakınındaki uccle'de yaptığı ev ile birdenbire ortaya çıkmış ve henry van de velde tarafından yaygınlaştırılmıştır. ilkin belçika'da ortaya çıkan bu akım fransa'da "style nouille" veya 1899'da paris metrosunun süslü girişlerini yapmış olan mimar h. guimard'ın adından dolayı "style guimard", ispanya'da modernismo, almanya'da jugendstil, avusturya'da sezession, italya'da stile liberty adı altında yürürlükte kalmıştır. iskoçya'da geometrik biçimlerden oluşan bir art nouveau doğmuştur: mackintosh üslubu. art nouveau 19. yüzyıl sonunda osmanlılarda da saray mimarı raimondo d'aronco'nun etkisiyle benimsenmiştir (örn. karaköy'deki mescit, beşiktaş serencebey'deki türbe). geçmişten esinlenmeyerek özgün bir üslup yaratmaya çalışan art nouveau'da birbirini izleyen akıcı biçimler, simetri içinde asimetri görülür.grafik ve resimden başlayarak halıcılık, heykel ve mobilyadan mimarlığa kadar sanatın bütün kollarını içine alan "art nouveau" mimari strüktür ve planlama ile ilişki kurmadan yalnızca estetik bir davranış halinde gelişmiş ve daha çok süslemede kalmıştır. art nouveau süslemesi başlıca lale gibi bitkilerin veya böceklerin duyargalarının biçimlerine dayanan çizgilerin ve biçimlerin cömertce kullanılmasından ibaret kalmıştır.

  • ukrayna ile vizesiz seyahatin 30 gün mü 60 gün mü olacağı konusunda yaşanan, erdoğan'ın derin rusça bilgisi ile damgasını vurduğu pazarlıkta ortaya çıkan durumdur. ukraynalı lider yanukoviç "30 gün olacak" demiş, başbakan "hani 60 gündü?" demiş, yanukoviç "haaa tamam o yönde çalışıyorz" deyince bizimki engin rusçasını ortaya dökmüş

    "da"

    işte habercilik, başlık atma sanatı böyle bir şey. adam "da" dedi diye, rusça pazarlık diyebilirsiniz. demek ki bir de davay deseydi ortalık yıkılacaktı kodumun yerinde.

  • içinde izmir, ankara gibi fen liselerini göremeyince pençelerini göstermiş sayısalcıları görmemizi sağlayan liste. noooldu bebiş, 4 sene boyunca gömüldüğün kitaplar ağırına mı gitti?

    hayatında ders çalışmak ve bitirme projesinden bir ihtimal tübitak'a gitmek ve daha da düşük bir ihtimal bilim olimpiyatlarına katılmak dışında hiçbir, altını çiziyorum, hiçbir bok yapmayan eğitim kurumları olan fen liseleri listeye girmeyince hemen ağlamalar başlamış. neye göre 'en iyi' liste? öss başarısı mı? okay o zaman, yazın, izmir fen ankara fen bilmemne fen... öss başarısı bir iyilik göstergesi midir peki? tek bir örnek vereceğim, sonra sonsuza kadar susacaksınız.

    robert koleji, amerikan sistemi temelli bir okuldur. hiç bir fen lisesinin yapamadığı ingilzce eğitimi zaten hazırlıktan halleder. bu güne kadar ingilizce eğitimini beğendiğim iki okul var zaten ülkede, biri robert, diğeri de kadıköy anadolu. diğerleri what is your name çünkü. neyse devam edelim, bu amerikan sisteminde şöyle bir güzellik var, 'free market' aga. muazzam bir seçmeli ders yelpazesi var. hani fen liselerinde resim ve müzik hocası dahi olmadığı için size zorla seçtirilen astronomi dersi ve akabinde fizik hocasının gelip fizik anlatması gibi dramatik ötesi öss mantığı var ya, hah, adamlar sanat tarihi görüyor abi. hem de öyle böyle değil, baya derinlemesine görüyor. hani sen tarih öncesi devirlerle ilgilis adece 'dimir çiği tinç çiği brinz çiği' diyosun ya, adam derste neolitik işliyor neolitik, sen neolitiğin ne olduğunu bile bilmiyor olabilirsin zira öss'de çıkmıyor.

    her şeyi geçtim, bakın her ama her şeyi geçtim, bu okulda mezun olabilmek için 50 saatlik gönüllü bir faaliyet yapmanız gerekiyor ve okul maddi olarak size tam destek. neden? sorumlu vatandaş olabilmeniz için yapmışlar böyle bir programı. ister ilk seneniz ister son seneniz olsun, bir grup öğrenci bir araya gelip ister kendisi bir proje başlatıyor, örneği doğuda bir okula kütüphane kurmak gibi, isterlerse de bir stk'da gönüllülük yapıyorlar. 50 saat. bir fen lisesi öğrencisi hayatı boyunca kaç saat gönüllülük yapmıştır sizce? 'ama onlar da bilim adamı olup topluma katkı sağlıyorlar' demeyin, saç diplerimle gülerim.

    ısrarla ve ısrarla (bkz: #34129936)

    hala gelmiş izmir fen, ankara fen diyen var. yahu yurdunda tesbihli şalvarlı adamların baskıyla namaz kıldırdığı okula türkiye'nin en iyi okullarından biri diyorsunuz ya, nasıl dramsınız size anlatamam =)

    şiştim, yemin ederim şiştim sizin bu öss beyinlerinizden be.