hesabın var mı? giriş yap

  • istanbul erkek lisesi'nde bir almanca sınavı: kağıdın bir yüzünde bir hikaye, diğer yüzünde "hikayenin içeriğini özetleyiniz" şeklimde bir soru (inhaltsangabe). kağıdın hikaye olan yüzüne bakmak zahmetine katlanmayan bir arkadaşım, kafasından hayali bir hikayenin özetini yazıp, sonra da bize "yaa siz nasıl bir hikaye uydurup yazdınız" diye sormuştur. sonuç: içerik notu:1, gramer notu:2 (10 üzerinden)

    (edit: entry kötülenmiş. serdar? sözlükte misin lan, sen mi kötüledin oğlum, ne kızıyorsun lan komikti işte yazmayalım mı?)

  • fiyati 8000 tl / 420 euro olan viskidir. iskocya'da gittigi viski turundan buyuk ihtimal daha da ucuza almistir.

    haberlere cikacak bir rakam degil aslinda, oda tv isimli yeni bulvar gazetesinin tik alma cirpinislarindan biri sadece. istanbul'da duzgun bir gece kulubune gidip loca actirsan ayni fiyati dandik viskili masaya verirsin zaten.

    adam kendi ev studyosunda, makara grubunu toplamis kaliteli sekilde kafa yapiyor.

    para dedigin boyle harcanir.

  • öğrenci:hocam son soru doğru,niye üstünü cizmişsiniz?
    hoca alır kağıda bakar...
    hoca:ilk soru limit,son soru türev,ilkini yanlış yapmışsın,limit bilmeyen adam türev yapamaz,kopya çekmişsin sen..!

  • odadan iceri girerken ayagin kapi esigine takilmasi ve sendelemem sonucu hr ablanin espiri yaparcasina,

    - bu sizin dikkatsiz oldugunuzu gösterir

    demesi

    ve benim de: sizin de önyargili oldugunuzu.

    demem.

    (bkz: dakka bir gol bir)

  • başlığı altında cehaletin diz boyu olduğunu görüp üzüldüğüm ödeme sistemi.

    yurt dışına yazılım & web hizmetleri ihracatı yapıyorum. amerika'da musluk tamircisi adamın sitesi var, benden yardım istiyor, uzun uzun işi anlatıp adamı ikna ettikten sonra paypal düğmesini görmediği için bana sahtekâr muamelesi çekip iletişimi kesiyor. çünkü adamın bildiği, güvendiği tek online ödeme sistemi paypal. takribi 6 ayda bir bunu bu başlıkta anlatmaya çalışıyorum (bkz: #86376278) (bkz: #82080257) ama cehalet dediğin şey öğrenmekle bitmiyor, öğrense bile kendi yanlışında ısrar ediyor insanlar.

    "pitkoyin var pitkoyin ehehe" diye bağıran küçük dostlarımıza çağrımdır: texas'taki muslukçu amcayı bitcoin'e ikna et, gelecekteki müşterilerimin tamamını bitcoin'e ikna et, seni finans uzmanı titriyle maaşa bağlayacağım. cehaletiniz asap bozmaktan başka bir işe yaramıyor çocuklar, lütfen yazıp durmayın şu başlığa.

    ek: aşağıda birisi "google'a yazınca alternatifleri çıkıyor" yazmış. yok abi, cidden başa çıkılamaz bir cehalet bu. ne diyeceğimi bilemedim.

  • atom bombalarının kalıntıları, resim sanatında sahteciler ve değerleme uzmanları arasındaki yarışta bu sefer iyilerin yanında rol almıştı.

    1960'larda modern sanat dünyası, sahte başyapıtlar tarafından kuşatılmıştı. fransız sanatçı fernand leger'in 1913 yılında yaptığı bir tablo onlarca yıl boyunca özel koleksiyonlarda asılı kaldı. ama sahtesi.

    1980'lerden sonra modern sanat pazarı genişleyince sahte ile orijinal arasındaki farkları tespit de zorlaşıyordu. müzayede evleri için artık bilim sayesinde tartışılmayacak bir şey bulmaları gerekiyordu. ve burada devreye nükleer fizik girdi.

    nükleer güce sahip ülkeler, test yasağı anlaşması yapılana kadar 550 nükleer silah patlattı(hiroşima ve nagazaki'de patlayanlarla 552). bu testlerin yan etkilerinden biri, sadece nükleer patlama esnasında ortaya çıkan iki yapay izotopun salınmasıydı. sezyum-137 ve stronsiyum-90. bu izotoplar toprak tarafından emildi ve bitkilerin hücresel yapısına dahil oldu (aslında her şey tarafından emildiler). test yasağı anlaşmasından sonra yeryüzünde eski seviyelerine dönmeye başlasalar bile uzun bir süre toprakta kalmaya devam edecekler. tabi toprakta yetişen keten bitkisinde bulunmaya da devam edecek. nihayetinde keten bitkisinden yapılan tuvalde de kalmaya devam edecek.

    görseltabloda bu izotoplara bakmışlar. izotop kalıntılarına rastlanınca 1945'den önce yapılması imkansız denilerek sahte olduğuna karar vermişler. hatta izotop seviyeleri leger'in ölümünden 4 yıl sonrayı işaret etmiş. bombalar bu sefer kötüleri vurmuş.

  • gates- sözlük hangi platformda çalışıyor?
    ssg- windows 2003 server
    gates- iyi seçim. kutlarım.
    ssg- fazla serial var mı sizde?
    gates- efenim?
    ssg- işletim sistemi diyorum oldukça seri çalışıyor maaşallah.

  • yurtdisinda ozellikle avrupa'da yasayip irkcilik vs. gibi sorunlardan donenlere hayirli olsun oncelikle. ancak duruma gecici bir donem olarak bakmalarini tavsiye edecegim keza avrupa'da o kadar egitimi tamamlayip ya da is deneyimi edinip cebine koymus bunyeyi turkiye'de harcatmazlar. onlar dedigim de suan ki global is dunyasi. artik linkedindi facebooktu is dunyasi an be an birbirine bagli durumda. bu donen arkadaslar mutlaka cok guzel teklifler alir ve baska bir ukeye yelken acarlar goreceksiniz.

    fransa'da bir sene yasadim. birinci senenin sonunda kosa kosa turkiye'ye geri dondum. tonlarca nedenim vardi. o donem cok mantikliydi verdigim karar bana gore. ama aylar sonra bir gun fransa'daki baglantilarim araciligiyla nijerya'da bir is teklifi aldim. (kontrat inanilmaz cazipti) ve "hadi bir sans daha" dedim. neden olmasin ?! 4 sene afrika'nin ardindan son 1,5 senedir de abd'de yasiyorum. hersey tikirinda simdilik. boyle de devam eder umarim.

    dunyada cok fazla ulke var. bir iki ulkede umdugunu bulamayip koyune donmek bana cok kolaycilik gibi geliyor. sonuna kadar denemek lazim. denemek lazim ki 70 yasinda bir gun oturup maziye baktiginda "ah be keske biraz daha sabir etseydim" demeyesin. cunku pismanligin caresi yok. ama suan denemek bedava. en fazla koyune bir kac sene sonra donersin...

  • he lan işimiz yok marcao satılsın diye mesai yapıyorduk. adam milyonların gözü önünde gencecik çocuğu dövdü ama bunlara göre rakip takım taraftarları suçlu. bu kadar omurgasız nasıl olabiliyorsunuz hayret doğrusu.

    -en çok favlanan entryim bu olmamalıydı.