hesabın var mı? giriş yap

  • --oldukça spoiler--

    red wedding'in baş mimarları olan walder frey, tywin lannister ve roose bolton...

    -robb arbaletle vurulmuştu. (mother deyişi hala kulaklarımda çınlar.)
    -robb'un müstakbel eşi karnından bıçaklanmıştı.
    -catelyn stark'ın boğazı kesilmişti.

    (bkz: what goes around comes around)

    -tywin oğlu tarafından arbaletle vuruldu.
    -roose bolton, piç oğlu tarafından karnından bıçaklanarak can verdi.
    -walder frey'in ise arya tarafından boğazı kesildi.

    edit: robb the young wolf'un ölümü ile ilgili düzeltme için frosties adlı yazara teşekkürler.
    --oldukça spoiler--

  • içinde bir telaş, pür telaş gider. sanki yazman gereken yazılar, gitmen gereken yerler, yapman gereken işler, konuşmak zorunda olduğun birileri var da, seni tutuyorlar, içinden çıkamadığın bir meşguliyet içinde bırakıyorlar, o yüzden yazamıyor, gidemiyor, konuşamıyorsun. oysa, ne o gereklilikler mevcuttur, ne de seni sıkıştıran birileri. bu sebepsiz yere zamanı durdurma, daha ziyade yavaşlatma isteği gelip çöreklenir hançerene. bu ağırlıktan kurtulmalı. neyse o içimin telaşına düştüğün işler, hal yoluna konulmalı. ama nasıl bilemezsin.

  • acaba hapsedildiğini ve tellerin arkasına mahkum edildiğini nerenizden çıkardınız.
    o zaman sizin kedi köpekleriniz de 4 duvara hapisler.
    gezdirilmediğini nerden biliyorsunuz ?

  • edit: günlerce mesaj atan, kendi hikayesini paylaşan ve bizimle üzülen çok kişi oldu, herkese çok teşekkürler. ve buraya yazmak, sesimizi duyurmak işe yaradı, çünkü bugün itibariyle bir davamız var.

    ----

    benim var. hem de onu son görüşümden 3 gün sonrasına ait. ve ben adaleti artık burada arıyorum. savcı dosyayı her an kapatabilir. dosyanın kapanmaması için sesimizin yükselmesine destek olur musunuz?

    https://twitter.com/…tatus/1372986211019722760?s=20

    babam 29 temmuz 2020 tarihinde, kuşadası’ndaki yazlığımızdan alışveriş yapmak için bisikletiyle markete gitti. kuşadası nazilli pazarı yanı migros otoparkında ise 20 yaşında, 6 aylık ehliyeti olan, otoparka hızla giren kişinin çarpması sonucunda beyin kanaması geçirdi.

    5 ağustos’ta beyin ölümü gerçekleşti, 10 ağustos’ta ise kaybettik.

    ölümü ecelle değil, insan eliyle oldu.

    kazadan sonra polis tutanak tutmuş, sanığın sadece ifadesini almış ve babam ağır yaralı olduğu halde direkt serbest bırakmış. ayrıca, tuttukları tutanak kendi içinde aşırı derecede çelişiyor. bir yerde bisikletli arabanın önüne çarptı diyor, başka yerde arkaya, bazen sol ön tampon, bazen sol yolcu kapısı. babamın çarpışmanın etkisiyle nereye düştüğünü yazan yok, arabanın krokisi yok, ufacık bir kaza sonrasında bile arabanın fotoğrafını çektiren polis, çarpan arabanın fotoğrafını çekmemiş, tutanaklarda sanığın ifadesi dışında hiçbir şey yok. kazadan sonra polise gittiğimizde bize “zaten bu ülkede taksirle adam yaralamanın cezası ne kadar ki, çok da üstüne düşmeyin” demişliği var ama.

    arife günü (30.07.2020) ve bayramın ilk gününü (31.07.2020) kuşadası adliyesi’nde geçirirken biz, nöbetçi savcıyı dahi göremedik. ilk iş gününde, yani kazadan 6 gün sonra bir avukat bulduk ve vekalet verdik. zaten vekalet verdikten 3 gün sonra da babamı kaybettik. ölüm çok acı ancak ölümün başka bir insanın eliyle olması daha da acı. çarpan kişi bize ulaşmadı, hastaneye gelmedi, merak etmedi, sormadı, aramadı bile; yani pişmanlık göstermedi bile.

    avukat tuttuktan sonra dosyamıza bakan savcının atanmasını bekledik. ancak 1 eylül’de olur dediler, yani adli tatilden sonra. adli tatil de bitti ama bizim savcımız hala atanmadı. avukatımızı değiştirdik, daha deneyimli birini bulduk. yeni avukatımız fark ettti ki bizim dosyamız daha jandarmadaydı. dosyanın yerini tespit edip savcılık’a göndertmek yaklaşık 3-4 hafta sürdü, çünkü jandarma babamı hala yaralı sanıyor, ifadesini almayı bekliyordu. bu süreçte fark ettik ki, polis bizim ifademizi bile almamıştı, biz sanıktan şikayetçi bile olmamıştık, çünkü kimse bizi yönlendirmemişti.

    dosyamız savcılığa gittikten sonra avukatımız dosyayı inceleme imkanı buldu, ama içinde tutanak dışında hiçbir şey yoktu. arabanın fotoğrafı yoktu, mobese görüntüleri yoktu, hiçbir şey yoktu. ama neyse ki biz mobese kaydına ulaşmıştık ve olayın nasıl olduğunu gördük. kuşadası polisi görgü tanığı da bulmadı, o kadar kalabalık yerde kimseye ulaşamadı. atanan savcı tekrar görgü tanığı bulunmasını istedi, dosyayı tekrar polise gönderdi ama tabii ki olaydan 3-4 ay sonra görgü tanığı yoktu ve bulunamadı.

    olaydan tam 8 ay sonra, 18 mart 2021 tarihinde trafik ihtisas dairesi’nden bilirkişi raporunu aldık. bilirkişi raporu sanığın kusursuz olduğuna ve babamın yüzde yüz suçlu olduğuna kanaat getirdi. oysa sanık videoda göründüğü gibi ana yoldaki araçlardan daha hızlı gidiyor, karşılaştırıldığında ise bu açıkça görülebiliyor. otoparkta hız yapıyor, otoparka girerken hızdan dolayı arabanın arkası patinaj yapıyor. ve rapora göre, sanık suçsuz…

    avukatımız hemen bu rapora itiraz etti ama artık umudumuz yok. savcı dosyayı kapatabilir. tek istediğimiz şey adalet. tek istediğimiz şey mevcut bilirkişi raporunun incelenmesi ve yeni bir bilirkişi raporu. ben her sabah telefonumdaki babamın öldüğü videoya uyanıyorum. 29 temmuzdan beri yaşamıyorum. tek istediğimiz şey adalet.

  • ilk bilgisayari oyun yuklu sekilde satin almistik sene 2002. icinde tabiki fifa 2002 var, fakat biz kardesimle hayatimizda ilk defa bilgisayar goruyoruz ve ilk defa fifa oynuyoruz o zaman. bilenler bilir, fifa 2002 world cup da takimlari secip turnuva basladiginda her mac baslarken, klavye ile oynamak istedigin takimi her seferinde isaretlemen gerekiyor. eger bu islemi yapmaz ve taraf secmez isen, biligsayar kendisi oynuyor. biz bir yaz boyunca kardesimle oynadigimizi zannedip ekranin basinda cpu nun yaptigi hareketleri izledik.