hesabın var mı? giriş yap

  • adamın biri bi kahveye girmiş. millet kahvede baya gülüyor eğleniyor filan. napıyor lan bunlar demiş bakmış birisi ordan bağırıyor,

    - 45!

    herkes yerlerde

    - 7!

    ağlamışlar gülmekten.

    - 51!

    buna da gülmüşler baya.

    adam merak etmiş sormuş,

    - neye gülüyorsunuz böyle?

    kahvenin eskilerinden biri sinan özen'in şu bakışını atarak;

    http://t2.gstatic.com/…mages_up/sinan ozen1.jpg&t=1

    "sen yenisin galiba" demiş. "biz bu kahvede sabah akşam fıkra anlatırız. öyle çok fıkra anlatırız ki artık yorulmayalım diye fıkraları numaralandırdık. misal 5. fıkra temel ingiliz alman uçaktalar filan.. herkes ezbere biliyor. biri 5! diyince hepimiz fıkrayı hatırlayıp gülüyoruz" demiş.

    adam teşekkür etmiş,

    sonra "7412" diye bağırmış

    bağırmasıyla birlikte bütün kahve yerlere yapışmış. sandalyeden düşenler mi dersin, gülmekten sıçanlar mı dersin, burnundan sümük gelenler mi dersin, millet paramparça, konuşacak halleri yok, gözleri yuvalarından çıkacak.

    adam şaşırmış "niye buna bu kadar güldünüz" demiş

    zar zor konuşanlardan birisi cevap vermiş

    - bu fıkrayı daha önce hiç duymamıştık

  • valla karadeniz yöresinde uzunca zaman geçirmiş biri olarak söyleyebilirim ki, baharat tarzı şeyleri seviyorsanız size hitap etmeyecektir. karalahana sarması dediğin şeyin nesi güzel anlamadım keza çorbası da aynı. muhlama biraz iyi içlerinde, o da offf denilecek kadar süper bir şey değil. ispir fasülyesi erzurum'a dair bir fasülye türü. karadeniz pidesi de kapalı pide dedikleri şey olup tercih sebebim olmadı. laz böreği de ahım şahım değil.

    mutfak dediğin güneydoğu'da bence.

    edit: dün gece de karadenizli arkadaşlarıma sordum bu soruyu, onlar da kendi yemeklerinin tüm mutfaklardan daha iyi olduğunu beyan ettiler. bu durumda karadenizliler dışında karadeniz mutfağını en çok seven pek kimse yok.

    edit 2: tabi ki burada tüm karadenizliler böyledir tarzında bir çıkarım yapmıyoruz, genellikle diyelim.

  • var böyle bir şey. tüyler ürpertici. tekrar kavga başlatıcı.

    mesela bugün tanık olduğum bir olaydan yola çıkayım;

    banka kuyruğunda bekleyenler var diyelim ya da hastanede doktorun odasının önünde bekleyen kalabalık da olabilir. sıra oluşundan mütevellit ortam zaten azıcık gergindir. aniden bi itiş kakış; ''sıra bendeydi'' gerginliği çıkıyor. atışma başlıyor taraflar arasında. ''arkadaşım bi müsaade et'', ''önce ben geldim lan'' lafları tansiyonu yükseltiyor yavaştan. sonra taraflardan biri yumuşuyor, ''can sıkacak bi durum yok, güzel abim gel sen geç benim sırama'' diyor.. ortam yatışıyor hafiften, tam mırıl mırıl eden kalabalık susacakken tartışmanın taraflarından diğeri, asabi olan patlatıyor bombayı

    - hah işte böyle susarsın, adam ol. !!
    ya da
    - illa uyaralım mı yola gelmen için !!11
    ya da
    - ha şöyle aferim!

    ulan napıyorsun yaa :((( niye kışkırtıyosun adamı? sonra kesin büyük bir kavga çıkıyor, daha bugün gördüm. sus işte adam hazır alttan almış.
    o son anda edilen laf var ya laf! kanın beyne sıçradığı andır. arada susmak lazımdır.

  • 2019–2020 nba sezonu daha başlamadan pek çok hikayeye gebe.
    los angeles takımları ne yapacaklar?
    russell westbrook ve james harden yanyana oynar mı?
    golden state warriors hanedanı bitti mi yoksa bu şekilde düşünülmesi işlerine mi geliyor? vs vs…

    pek çoğu için çok fazla değişken olduğu için fikirler havada uçuşuyor. o kadar çok ve farklı ses duyuluyor ki, şu an kesin olan tek şey her şeyin gri bir alanda olduğu.
    tam tersine bazı şeyler de çok net.
    örnek olarak; vince carter nba'de 22. ve son sezonunu oynayacak.

    1 ocak 2020 itibariyle de sahaya çıktığı ilk anda 4 farklı 10 yılda nba'de basketbol oynayan ilk oyuncu olacak.
    1990'larda girdiği ligi 2020'lerde terkedecek.

    önce biraz geriye gidip şu müthiş reklama bakalım.

    baktık mı? tamam.
    kariyerinin başlarını hatırlayanlar için vince carter'ın bugün içinde bulunduğu durum da dönüştüğü profesyonel de müthiş şaşırtıcı. zira kendisi lige inanılmaz bir atlet ve süperstar aurası ile girmişti, bu sebeple de kendisine çok hızlı "yeni jordan" yakıştırmaları yapılmıştı. ilk yıllarındaki müthiş skorer oyununun üzerine tarihin gördüğü en iyi smaçör olmasını ekleyince zaten benzetme kendiliğinden oluşmuştu aslında. özellikle çaylak sezonunda dikembe mutombo'nun günahına girdiği şu smaç beklentileri uzaya çekmişti.
    99–2000'de henüz ikinci yılındayken 26 sayı, 6 rebound, 4 asist, 1.3 top çalma, 1 blok ortalamalarıyla, 1 sene sonra ligde üçüncü senesinde 27.6 sayı 5.5 rebound , 4 asist, 1.5 top çalma ve 1 blok ortalamalarıyla oynayınca air canada olmuştu bile.

    ancak jordan olmak o kadar kolay olamazdı zaten, değil mi?
    bu ünvan bugüne kadar kendisiyle aynı dönemde oynayan pek çok oyuncuya verilmesine rağmen kobe bryant dışında o mertebeye yaklaşabilen dahi pek olamadı. grant hill sakatlıklar yüzünden, tracy mcgrady kısmen sakatlık kısmen de doğru kadrolarla bir araya gelememesi, allen ıverson disiplinsiz olması sebebiyle bu benzetmenin ağırlığı altında kaldılar.

    kazanma hırsı seviyesinde jordan'a en yakın şey olan kobe bryant bu benzetmelerden ancak hakettiğine yakın bir paye alabilmişti vince carter'ın aksine. oysa saf basketbol yeteneği olarak 2000lerin başında bu ikiliyi gören hiç kimse kobe bryant'ın vince carter'dan daha yetenekli olduğunu söylemeye cesaret dahi edemezdi.

    vince carter'dan jordan olmayacağı ise çok hızlı belli olmuştu. kendisi pek çalışkan değildi. kazanmak da onun için o kadar önemli değildi ve bunun için bir şeyleri feda etmekle ilgili bir derdi yoktu.

    öyle ki şu an kawhi leonard'ın bambaşka bir seviyede olmasında müthiş payı olan şutun aynısını yıllar evvel carter atmış ancak başarılı olamamıştı.

    inanmıyorsunuz değil mi?

    bence de baya saçma ancak gerçek bu.
    hem 2001'de hem de 2019'da doğu konferans yarı finalinde eşleşen toronto raptors ve philadelphia 76ers serileri 7. maça uzamıştı ve son top toronto raptors'ın yıldız forveti tarafından çizgiye doğru drive sonrası jumpshot ile kullanılmıştı. carter kaçırdı, kawhi kaçırmadı.
    kısfmet.

    (müthiş gereksiz bilgi: 2001 ve 2019'da eşleşmenin galibi konferans finalinde milwaukee bucks ile eşleşti. iki bucks takımının da yıldız oyuncusu 34 giyiyordu. şimdi parçalar birleşmeye başladı değil mi? büyük oyunu sizin için çözmeye devam edeceğim…)

    şu kaçar, bu kaçar diyebilirsiniz. bence de öyle.
    ancak vince carter'ın ne olacağı veya ne olamayacağına dair bu maçta pek çok emare vardı. maçtan bir gün önce kendi üniversite mezuniyetine katılıp bu maça uçakla yetişmişti. konferans yarı finalleri 7. maçı öncesi oldukça iddialı hareket.

    artı şut sonrası o kadar da mutsuz gözükmemesi, hatırlıyorum o zaman bile oldukça tepki çekmişti.
    herşeye rağmen vince seyircilerin en çok heyecanlandığı oyuncuların başındaydı, all-star seçimlerinde en çok oyu alıyor, her maç inanılmaz akrobatik smaçlara imza atıyordu.
    basketbolla az çok ilgilenen herkes kendisini belki de tarihin en iyi smaçörü yapan o meşhur 2000 smaç şampiyonasını hatırlayacaktır.

    bu yarışmadan 6 ay sonra ise uluslararası arenada imza atılmış en meşhur, en unutulmaz ve en inanılmaz smacını vurdu vince.
    olimpiyatlarda fransız oyuncu frederic weis'ın üzerinden bu smacı vurduğundan dünya aklını yitirmişti.

    nasıl yitirmesin?

    carter rahatça weis'ın üzerinden geçmişti ancak bizim rahatça anlayamadığımız şey 2.18 boyunda birinin üzerinden rahatça nasıl geçilebileceğiydi.
    açıkçası hala da anlayabildiğimi söyleyemem.

    sonrasında internet sağolsun bu hayvanın nba'e gelmeden de neler yapabildiğini görmüş olduk. aşağıda kendisinin gösteri maçlarında ve nba'e gelmeden önce kolej bile değil lisede nasıl smaçlar vurduğunu görebilirsiniz. ben lisede bu smacı vurabilsem, kendi fotoğrafımın olduğu t-shirt giyerdim ve bana ekselansları demeyene bakmazdım yeminlen.

    ai to vince
    gösteri maçı
    lise smaç yarışması

    smaçörlüğü ön planda 6,5 sezon toronto raptors forması giydi ve o zamanlar kimsenin suratına bakmadığı son nba şampiyonu toronto raptors'ı ve taraftarları üzerek kendini başka bir kanser takım new jersey nets'e göndertti.
    nets'de oynadığı 4,5 sezonda da hiç 20 sayının altına düşmedi ancak kendisi gelmeden nba finali oynayan nets, carter varken hiç playoff ikinci turunu bile geçemedi.

    o günlerden geriye tarihin en iyi pasörlerinden biri olan jason kidd ile yaptıkları absürd alley-oop'lar kaldı.

    kariyerinin ilk 11 senesi geride kaldığında vince carter'ın yavaş yavaş basketbol sahnesinden çekileceğini düşünüyordu seyircilerin ve yorumcuların çoğunluğu. ki sonrasında formasını giydiği ve eski günlerinde olmasa bile 10–15 sayı aralığında katkı verdiği orlando magic ve dallas mavericks seneleri bile kayda değerdir. play-offlarda son saniye üç sayısı ile spurs'ü yendiği maçı nasıl unutalım?

    vince kariyerinin 12. sezonundan itibaren sonraki 4 sezon boyunca sayı ortalamasını, dakikalarını ve ilk beş başladığı maçları kademeli olarak azalttı. yaşı 37'ye geldiğinde (ki yıllardan 2013 oluyor) ben artık carter'ın emeklilik haberini her an alacağımıza emindim.

    gördüğünüz üzere müthiş yanılmışım.
    vince bunun üzerinde 5 sezon daha oynadı ve şu an 22. ve son sezonuna girmek üzere. artık 43 yaşında nba'de 4 farklı 10 yılda top süren, şut atan ve kısmetse smaç basan ilk oyuncu olmayı bekliyor.

    vince carter nba için çok nadir denk geldiğimiz bir yaşta hala basketbol oynuyor. o kadar ender ki carter hali hazırda nba'de forma giymiş en yaşlı 5. oyuncu ve tekrar sahaya çıktığında 4. sıradaki dikembe mutombo'yu da geride bırakmış olacak.

    evet, adam yaşlı.

    ne kadar yaşlı?

    takım arkadaşı trae young'ın babasından yaşlı mesela.
    bugüne kadar piyasaya sürülen bütün nba 2k oyunlarında olan tek oyuncu olacak kadar yaşlı.
    memphis grizzlies'ın sahibi (41), koçu (34) ve genel menajeri (30) 42 yaşını bitirmek üzere olan carter'a özelde "abi" diyorlar.
    grizzlies demişken, vancouver grizzlies ile oynama şerefine nail olan tek aktif oyuncu tabiki vince carter.
    bugüne kadar wnba'de toplam 15 maç içi smaç vurulabilmiş. carter bey 42 yaşında 15 defa maç içi smaç ile sayı buldu.
    ve bu adam hala takım elbiseyle bile smaç vurabiliyor.

    vince carter bu sezon sonu basketbolu bıraktığı zaman artık 90larda nba'de oynamış kimse kalmayacak.
    tarihin en iyi smaçörü basketbola kendi istediği şekilde veda edecek.

    vince carter yeni jordan olamadı belki ancak her yeni iddialı smaçör için "acaba yeni carter olur mu?" sorusunu sordurtmayı başardı.

    bir nike reklamıyla başlamıştı yazımız, bir başka nike reklamıyla bitirelim.
    buraya kadar okuduysanız bu reklamı da izleyin, neşeniz yerinize gelsin.

    şimdiden hoşçakal ihtiyar. herşey için teşekkürler.

    --- --- --- --- ---

    videoların daha güzel gözüken hali için >>> medium

  • 40 yaş üstüyseniz ve 25 yaş altı bir aile ferdine bir şey yazacaksanız caps lock'u açık tutmanız farzdır. açık değilse derhal açılmalıdır. yoksa kimin anne/baba/teyze/dayı/amca/yenge olduğunu nasıl anlayacağız?

  • ülkemizde günümüz müziğini nasıl buluyorsunuz?

    "her şey bambaşka ve pırıl pırıl olabilirdi. hayatımız, sanatımız, ilişkilerimiz, sokaklarımız, doğamız, sahillerimiz, eğitim sistemimiz, siyasetimiz, maalesef giderek bir batağa saplandı. oysa yüz yıl önce geleceğin ufkuna bir gökkuşağı çizilmişti. gerilemeyi ilerleme diye topluma zerk eden zihniyet, türlü karalamalarla gerçekleri ekseninden kaydırarak, kendi ufukları kadar bir gelecek çizmeye başladılar. güzellikler karartıldığı için, insanlar yetinmeyi öğrendi. o yüzden bazı istisnalar dışında, artık bütün kavramlar sahtedir. bu kıyamet ortamında mucizevi bir şekilde yetişen aydınlık fikirli insanlar ve onların çağdaş eserleri, çölde açan çiçekler gibi."

    (2017 yılı son röportajından)

  • 5 yaşındaki trabzonlu bır çocuğun dolmuşta annesıne dedigi gibidir belki de hayat; '' hem vuruysin hem ağlama diysin..."

  • tabut nuri. dedemin zamanında bunu öldü diye gömmüşler. gece mezardan sesler, gürültüler. köyün çobanı açmış mezarı bir bakmış nuri ölmemiş. beraber köye gitmişler. doktor gelmiş bakmış falan. harbiden canlı. nuri hayatına kaldığı yerden devam etmiş.

    nasıl rahat insanlarsınız arkadaş? gece gece ses gelen mezarı açmak ne? mezardan çıkıp travma yaşamadan hayatına nasıl devam edersin güle oynaya? eski insanlar çok acayipmiş.

    edit: nefessiz nasıl dayanmış diyenlere... ne bileyim ben? ben küçükken dedem anlatmıştı bir kaç defa. çocuk kafasıyla aklı edip soramadık o kadarını, affedin... belki uydurmuştur dedem, belki bir kaç saatlik oksijen kalıyordur mezarda. hiç alanım olan şeyler değil. bilemiyorum.

  • futbol anılarını dinlemek inanılmaz keyifli . sohbeti, anlatma tarzı falan muhteşem zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor insan. futbol kariyerinde yaşadıklarını anlatmasıyla merak edilenler öğrenilebilir. mesela ortega'nın neden fenerbahçe'de tutunamadığını öğrenebilirsiniz. yaptığı yayınla farkında olmadan harika bir işe imza attı bence. futbolcular bu tür yayınlara rağbet gösterebilir serhat akın'ın açtığı yoldan ilerleyerek.

    not: serhat akın'ın ali koç'u desteklediğini de öğrendik.

  • gizli tünel, oda falan var mı diye araştırırım. belki eski sahibinden bir şeyler bulurum, belli mi olur? ayrıca at almak lazım. şatosu var, atı yok dedirtmem. o at alınacak. binmesini öğreniriz sonra, acelesi yok.*