hesabın var mı? giriş yap

  • yer, ingiltere'de hukuk ingilizcesi kursudur*.birkaç italyan dallama, türkiye ile ilgili klasik deve, arap alfabesi ve türban sorularını sıralamaktadır. o sırada araya ingiliz hoca girer.
    - türkiye 1923'ten beri demokrasiyle yönetilmekte çocuklar. atatürk'ün yapmış olduğu devrimlerle, birçok avrupa ülkesinden çok daha önce cumhuriyet rejimine geçmişlerdir. sizin ülkede kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmezken, türkiye'de bu hak tanınmıştır.
    (bkz: oha filan olmak)

  • geliri 300 bin lira olan vatandasimla 1000 tl olan vatandasim ayni gece kulubunde eglenebiliyor.

    iste bekledigimiz alim gucu, iste medeniyet .

    300 bin avro imis, 1.8 milyon milyar sen!

  • henüz kimsenin farkedemediği yazılış ve şifresidir. the coca cola code..

    coca cola isminde geçen harflerin alfabemizdeki yerlerine bakacağız..

    c: 3
    o: 18
    c: 3
    a: 1
    c: 3
    o:18
    l: 15
    a:1

    topla şimdi bunları; 3+18+3+1+3+18+15+1= 62 !

    sonuç 62. peki biz hangi yıldayız ? 2011. at ortadaki sıfırı 2 11. çarp bunları, 2x11: 22 !

    62'den 22'yi çıkar ?

    62- 22 = .... ben bir şey demiyorum arkadaş..

  • ben buna fena halde uyuz oluyorum hacı. bakın başta vurguluyorum "kadına öncelik vermeye değil, kadının öncelik hakkını kendinde sorgusuz sualsiz görüp 'ben bayanım' diyerek öne geçmesidir" uyuz olduğum kısım. yoksa her zaman hanımlara veririm sorun yok bunda. hatta vermezsem kendimi kötü hissederim. burada ben olayın örtülü anayasasından söz ediyorum (ayrıca kadınlar aşağı kadınlar yukarı diye başlık açmayı da hiç sevmem. ben iki cinsin de hakkaniyetli şekilde eleştirilmesinden yanayım).

    örneğin asansöre binmek için kalabalık bir sırada bekliyorsundur ve hemen arkandaki kadın "doğal öncelik reflesiyle" löp diye dalar. yahu bir dakika da sıra benim sıram. yani öncelik hakkı benim. o hakkı ben uygun görürsem "buyrun lütfen" derim zaten ama hanımefendi kişisi "nasılsa ben tırnak içinde bayanım verilecektir zaten o yüzden bakmaya gerek bile yok" diye düşünmesi beni deli ediyor. belki acele işim var? belki vermek istemiyorum? belki o kadar centilmen birisi değilim? olmaya da mecbur muyum? belki odunum?

    bu yalnızca bir örnek. çarşıda pazarda, bir kapıdan girip çıkarken, toplu taşımaya binerken her şart ve her koşulda karşımıza çıkabiliyor.

    ha arkada bekleyip "buyurun lütfen" diye teklif edilince teşekkür ederek öne geçen kadın yok mu? olmaz olur mu var ama ciddi anlamda az sayıda.

    tekrar ediyorum ayar olduğum nokta öncelik vermek değil, öncelik verilmesini beklemeyip o doğal hakkı kendinde görüyor olmasıdır.

  • pis yedilinin bir baska versiyonudur.ozel kartlariyla oynanir. bu kartlarin icinde 0-9 arasi rakamlar ve reverse,skip,draw+2,+4 gibi ozel kagitlari vardir. genel olarak kurallar pis yedili gibidir yani sira size geldiginde bi once atilan kartin ayni renginden veya o rakamda baska bir renk kagit atarak siranizi savarsiniz.
    amac: elindeki kagitlari ilk once bitirmek
    normalde oyun saatyonunun tersine doner. reverse atarsaniz donmeyo ters cevirirsiniz.
    skip:atarsaniz sirasi sizden sonra gelen oyuncuyu atlayip ondan sonraki kagit atar.
    draw atarsaniz uzerinde yazan sayi kadar kagidi siradaki oyuncu ceker fakat onda da draw varsa o atar ondan sonraki ceker onda da varsa o atar... bu olaya halk dilinde combo denir. combo sayesinde bir kisi 20-30 kagit cekebilecek hale gelebilir. elinizde tek kart kalinca sira yandakine gecmeden "unooo" diye bagirmaniz gerekir. yoksa sira size gelince uygun kart atsaniz da bitemezsiniz hatta ceza 1 kart daha cekersiniz. draw kartlarindan birini atip biterseniz yaninizdaki uzerindeki sayi kadar ceker. puan hesaplamada ise elinizde kalan normal kartlar uzerinde yazan sayi kadardir. reverse ve skip 20 puan, draw varsa kac tane yazio sa o karti birakip desteden o kadar kart cekersiniz. onlarin icinde de draw varsa yine onu birakip sayi kadar cekersiniz... bu boyle surer gider 11 ellin sonunda puani en dusuk olan oyuncu yarismayi kazanir.

  • pkk bir eylemi yapmışsa erkekçe sahiplenir diyen vekil.

    şimdi dünya kadar örnek verildi de en ortada olanı tekrar hatırlatalım. bu süper vicdanlı, sosyalist vekilin "erkekçe" sahiplenir dediği örgüt polis lojmanı civarında 06 ankara plakalı bir araca kaleşnikof, el bombası ve roketle saldırdı. 4 kızı katletti.

    (bkz: 20 eylül 2011 siirt polis myo'ya roket saldırısı)

    olay ve kurbanlar ortaya çıkınca saldırının pkk tarafından değil, derin devlet, asker vs tarafından yapıldığı yayılmak istendi ama arabaya el bombası atmak isteyen şerefsiz hayvanın elinde patlaması sonucu kalan leşi yüzünden bu yalan bilgi de başarılı olamadı. sonuç olarak olan şuydu;

    (bkz: pkk'nın özür dilemesi)

    dünya kadar asker, polis, memur, köylü katleden örgütün 4 kız için özür dileme sebebi ise kızların "kürt" olmaları ve siyasi isimlerin akrabaları olması, tabi bu doğrulamadan sonra bdp'den gelen açıklamalar da vardı, ama paris"te öldürülen 3 pkk'lı için yapılan açıklamarla yan yana koyunca durum şu oluyor; (bkz: #31691546)

    ve son olarak karayılan'dan gelen "erkekçe" açıklama;
    ---
    siirt’te dört kadının öldürüldüğü olaydan üzüntü duyduklarını eylemin “yanlışlıkla” yapıldığını belirten karayılan, “aynı olayda eylemcilerden erdal adında bir gerilla arkadaşımızın da şehit düştüğü bilgisi vardır. hatta eylem içinde durumu fark ettiği için kendini imha etmiş olma ihtimali vardır. çünkü çok duyarlı, halkı ve ülkesi için her şeyini feda edebilecek değerli bir militandı. bu değerli arkadaşın ailesine ve tüm kürdistan halkına başsağlığı diliyorum” dedi.
    ---

    erdal denilen kişi arabaya el bombası atarken elinde patlayan eleman. yani yaptığı saldırıdan değil, 4 'kürt' kızı katletmesinden o kadar müteesir olmuş ki anında cezasını kendi vermiş. örgüt başından gelen açıklama bu.

    erkekliği gördünüz mü?

    şimdi ssö'i yalamaya devam edebilirsiniz...

    not; (bkz: hdp'nin gezi parkı olaylarını sahiplenmesi)

  • kadın takılmak ister kaşar, hastalıklı dersiniz.
    evlenmek ister, kezban dersiniz.
    biz şimdi neyiz der, dalga geçersiniz.
    hiçbir şey demez, her şeyinizi kabul eder kullanırsınız.
    kullandığınız kadınlara da hakaret edersiniz, kullandırtmasaydı dersiniz.
    "avrupai türk kadını" bulup onu da ananıza benzetmeye kalkışırsınız.
    kadınları manyak edip histerik olmakla suçlarsınız.

    siz türk kadınlarını sevmiyorsunuz erkekler. hepiniz değil belki ama çoğunuz. kendimizi size karşı korumak zorunda bırakıyorsunuz. bu cümle de sizin eseriniz.

    debe edit: https://www.instagram.com/…?igsh=mxn5btc1ng44amo2oq

  • ağabey sevgisini sonuna kadar işleyen dizi.

    --- s01e01 spoiler ---

    - nâzım, dünkü haberin yazısı hazır mı?
    - değil.
    - niye değil; n’apıyorsun sen?
    - ilham bekliyorum.
    - ne ilhamı nâzım! sen nâzım hikmet değilsin, gazetecisin oğlum sen. ne ilhamı bekliyorsun?
    - bi’ şiir yazmam lâzım yasemin hanım.
    - ne şiiri nâzım?
    - son yüzyılın en acıklı ayrılık şiiri.
    - yapma ya! kimden ayrıldın bakiyim bu kadar?
    - abimden.
    - ne?!
    - içim acıyor yasemin hanım.
    - belli oluyor da… şu ‘abimden ayrıldım’ meselesini anlat bakayım.
    - abim evleniyor yasemin hanım.
    - e, ne var bunda nâzım?
    - sizin hiç babanız evlendi mi yasemin hanım?

    --- s01e01 spoiler ---

  • fiyatı 6.000 tl olan oldukça kaliteli bir koltuk takımını alıp salona yerleştiremedim. boyutlar showroomda görünene göre oldukça büyük çıkınca doğru düzgün kullanmadan satışa koydum.

    mağaza belli, satış fiyatı belli, ürün faturalı. sahibinden.com'da açtığım ilanda fiyat 3.500 tl.

    gelen mesaj aynen şu (yazım hataları ile birlikte):

    "selamlar ozz bey sanırım az kullanılmış bir ürün.. fiyat çok pahallı 2. elciyim. biz en iyi müşteriye bunları 2. el 1000 lira civarında satıyoruz. son ne olur?"

    "tamam gelin alın 1.000 liraya" diye cevap attım.

    eskiden kullanıp epeydir kenarda duran cep numaramı verdim. aradılar konuştuk, evin karşısındaki özel güvenlikli bir sitenin adresini verdim. adamlar yarım saat sonra rulo naylon yüklü koca bir kamyonetle karşı sitenin kapısına geldi.

    artık kullanmadığım ve kullanmayı düşünmediğim hattımın sim kartını kırıp çöpe attım. kahvemi sigaramı ayarlayıp elemanların güvenlikler tarafından yaka paça siteden kovalanmasını izledim.

    ölücülere ölüm..

    not: bunu sonuna kadar sabırla okuduysan elini vicdanına koy ve türkiye'de ölüme terk edilen sma hastası yavrulara bir imzayla destek ol: https://www.change.org/…etition&utm_medium=copylink

  • güneş sisteminin en büyük gezegeni olan jüpiter kendisini oluşturan elementler ile günese çok benzer. jüpiter’de % 89 hidrojen , %11 helyum var iken güneşte ise %78 hidrojen ve % 19 helyum bulunuyor

    eğer jüpiter güneşe bu denli benziyorsa neden güneş gibi yıldız olamıyor?

    güneş ısı enerjisini nükler füzyon yolu ile elde ediyor. güneşin cekirdegi ise 16 milyon santigrat derece.

    jüpiter’in çekirdegi ise yaklasık 33,000 santigrat derece, yani güneşten 500 kat daha soğuk .

    aslında jüpiter’in güneş gibi yanmasını engelleyen faktör kütlesidir. eğer jüpiter şimdiki kütlesinden 60 kat daha büyük olsaydı , güneş gibi bir yıldız olabilirdi

    daha fazla kütleye sahip olması jüpiteri çekim gücü altında sıkışıp çökmesine neden olurdu böylece termo nükleer reaksiyonlar baslar ve jüpiter yaklaşık 100,000 mil çapında parlak bir yıldız haline gelebilirdi.

    her ne kadar yıldız olamasa da jüpiter kütle çekimi sayesinde, dünyaya çarpıp yaşamı sonlandırabilecek meteorları kendine çekerek adeta kalkan görevi üstlenmektedir. yani jüpiter olmasa büyük ihtimalle biz de olmazdık.
    teşekkürler jüpiter