hesabın var mı? giriş yap

  • adamin seni tercih etmesinin tek sebebi ucuz olman, sen saniyormusun ki senin hizmetini cok begendigi, denizini, plajini cok begendigi icin geliyor?

    onunde italya, yunanistan, ispanya, karadag gibi secenekler varken; karisina-kizina asilan, dolandiran ve kaziklayan barzolarin memleketine ne diye gelsin amk ?

    su islamci guruhun kendini dunyanin merkezi gormesi de beni cildirtiyor amk, ne boksunuz lan? nesiniz amk? tum dunya bize muhtac, tum dunya bize dusman, tum dunya bizi kiskaniyor... koyunden disari cikmamis, gercek sehir nasil olur, gercek plaj, gercek doga nasil olur gormemis comarlar burayi dunyanin en guzel ulkesi saniyor.

  • sacma salak sozlukte baslik acacagina çocuğuna dogru duzgun eğitim ver de arkadaslarina siddet uygulamasin. bu cocuk olmamis. hayvan degil insan yetistirin. iyi yapmis oteki cocugun annesi. cocugun babasi da gelip sana temiz bi dayak atarsa tam olur.

  • sigara sektörü için,
    -hemen hemen bütün sigaraların harmanları birbiri ile aynıdır. ayni firma içi fiyat farkı ithal tütün oranına göre belirlenir.
    -zam zamanı firmalar kar etmek için stok yaparlar, bunun için bazı özel zamanlarda bayilerde sigara bulmak zorlaşır. çünkü bayi de kendi kar etmek için stok yapar.
    - sigara yükte hafif pahada ağır bir ürün olduğundan ve satış elemanları yüklü miktarda nakit para ile dolaştıklarından sigara arabaları yüksek risk altındadır. çoğu firma gps ile araçlarını takip eder, eleman bir yerde gereğinden fazla durursa ya da route dışına çıkarsa kontrol sağlanır. bu kural bayisi, tanıdığı, akrabası tarafından route'u dışına çağrılıp saldıraya uğrayan ve hayatını kaybeden çalışanlardan dolayı titizlikle uygulanır . aynı nedenle araçların farklı noktalarında hem kamera hem de en az iki tane olmak üzere panik butonu vardır.
    - firmalar bayilere koyulan stantlar için, kasaya olan konumlarına göre, ödemeler yapar. bu ödemeler 200-300 tl gibi gönül almalık olabileceği gibi 100.000 tl gibi yüksek tutarlara da ulaşabilir.
    -üst düzey yöneticiler genellikle sigara kullanmazlar.
    -kadınlara karşı genellikle ayrımcılardır.
    -sigaralar rafa gelmeden önce fabrikada özel bölgelerde bekletilir. tütünlerin istenilen tada gelmesi, tüketicinin alıştığı tadı bulması için bu süreç önemlidir. ancak yılbaşı gibi özel günlerde, fiyat değişikliği gibi tüketimi arttıran oynamalarda ya da paket değişikliği nedeniyle bu adım atlanabilir. bu da sizlerin dert yandığı tat değişikliğinin en temel sebebidir.
    -paketlerde bulunan maillere yazılan şikayetler cidden, büyük bir özenle okunur ve istek ya da şikayete göre aksiyon alınır.
    - koku yapmayan sigara yoktur. az koku bırakan sigara da yoktur. ne marlboro touch ne winston slender ne davidoff'un özel kağıdı sigara kokusunu engellemez. sadece sigaranın boyutu ve harmanlarda yapılan oynamalar hali hazırda sigara kullanıcısı olan kişilere daha soft gelebilecek bi duman oluşturur. hatta türkiye'deki hemen hemen tüm fabrikalarda kullanılan kağıtlar aynı üreticiye aittir ve aralarında radikal farklılık yoktur.
    - sigara kağıdına baktığımızda gördüğümüz daireler yanma halkalarıdır. bu halkalar ile sigarayı içmeseniz bile belli bi sürede bitmesi sağlanır. kapitalizm ;) bu halkalar bildiğim kadarıyla sadece davidoff'larda yok.

    ay yeter tamam. düşündükçe bi sürü şey geliyor aklıma :) bu kadar yeter.

    edit: yazım yanlışı :)

  • tayyibin yalan yanlış videolarla mitinglerde izlettiği o kurgu videoları, halkın nasıl yuttuğunu gösteren tablodur.
    şu tayyipten gerçekten korkulur. (bkz: zübük) bile önünde diz çöker, tövbe ister yeminle.

  • hakim: cumhurbaşkanına neden hakaret ettin?

    sanık: süleyman soyu hakaret etti bakan oldu
    numan kurtulmuş hakaret etti yardımcısı oldu. devlet bahçeli hakaret etti ortağı oldu. savcı sayan hakaret etti belediye başkanı oldu. benim de kendimce bir kariyer planım var.

  • diyalektik materyalist felsefede insanin dogayla iliskisini kuran, insani insan yapan surectir.

    insanoglu yeryuzune ayakbastigi anda dogayla belirli ve kacinilmaz bir iliskiye girer. hayatta kalmak icin ya toplayacak, ya avlanacak ya da dogayi daha buyuk capta donusturerek hayvan evcillestirip tarimsal aktivitede bulunacaktir. bu ekonomik aktivitelere girmeden hayatta kalmasi mumkun degildir. bu anlamda insan emek uzerinden hayatta kalma bicimlerini uretir. sadece bununla da sinirli kalmaz. emek zorunlu olarak hammadesini dogadan alir onu donusturur ve kullanim degeri olusturur. bu surec icerisinde hem kullanim degerini, hem kendisini, hem de dogayi uretir. bu su demektir ki insanin nasil bir insan olacagini emek sureci belirler.

    avci-toplayici toplumlarin genelde esitlikci yapida olmalarinin sebebi dogayla girdikleri belirli bir iliski yuzundendir. onu buyuk capta donusturmez, sadece ondan besin toplarlar. bu anlamda emekle arti deger uretmezler, dolayisiyla zenginlik birikimi ya yoktur, ya da cok sinirlidir. bu belirli emek surecinin sonunda genelde, kollektif olarak toplayan veya avlanan insan gruplari, bu surecin meyvelerini de kollektif olarak tuketirler.

    gelgelelim arti deger uretiminin mumkun oldugu tarim toplumuna 12000 sene evvel gecmemizle beraber bu defa dogayla farkli bir iliskiye girilir. insan bu kez dogayi daha genis capta donusturmeye baslar. besin kaynagini kendisinin uretmesiyle beraber, arti-deger uretimi mumkun olmus, bu arti degerin kullanilis bicimi de degisik toplumsal yapilara yol vermistir. bahse konu olan donusum de tamamen emek uzerinden gerceklesir. ornegin insan ozel mulkiyeti sivri zakasinda aniden beliren bir ampulle degil, tarimsal uretim biciminin icinde belirli bir zorunluluk sonucu akil etmistir. toprak islenecekse, belirli bir surecte ona "bakmayi" da gerektirir, dolayisiyla insan surekli dolanmak yerine kicini koymayi daha uygun bulmustur.

    emegin diyalektik materyalist felsefede anahtar oneme sahip olmasinin temeli de budur. emek sosyal bir kavramdir ve bir surece tekabul eder. bu surecte insan nasil bir insan olacagini, ve nasil bir dogada yasayacagini belirler.

    antropolojik bir ornek vermek gerekirse, insan emegiyle hayvani avlar, besinini ureterek hayatta kalir, yine emegiyle postundan giysi ureterek kendisini soguktan korur. bu uzun surecin sonuna bakildiginda insanin vucut tuylerinin buyuk kismini ardinda biraktigi gorulur. insan artik ayni insan degildir, kendisini emegi uzerinden farkli bir bicimde uretmistir. dolayisiyla biyolojiye ve "insan dogasi"na atfedilen bir cok ozellik de emek surecinde sosyal olarak uretilmistir.

    peki insan emegiyle hayatta kalma bicimlerini, kendisini ve toplumsal yapisini uretirken doga el degmemis bicimde hayatina devam mi eder? iste burda doganin uretilmesi tezi devreye girer. emek sureci sadece insani toplumsal yapiyi ve hayatta kalma bicimlerini uretmekle kalmaz, dogayi da uretir. bu da kisaca su demektir ki, farkli uretim bicimleri ve iliskileri surec icerisinde dogayi da degisik bicimlerde uretirler. her ekonomik uretimin hammadesi dogadan gelmek zorunda oldugu icin her uretim dogayi icerir. ister agactan elma toplansin, ister genis capli tarim yapilsin, ister nukleer santral kurulsun, bu uretim bicimlerinin belirledigi emek surecinin sonunda doga artik ayni doga degildir, yeniden uretilmistir.

    (bkz: production of nature)

    marx'in derdinin imaninin emek olmasinin sebebi de budur.

    emek en basit anlamiyla dogayla kurulan insan iliskisinin mumkunluk kosulu ve zeminidir.

  • başlık: ateistler cuma namazı kılar mı

    1. hıııı???

    3. bunu da budistler açıklasın boş durmasın ibneler

  • bu zihniyet bahçeli 7. cadde'nin adını, aşkaabat caddesi yaptı da ne oldu? değişiklik 10 sene önce yapıldı. 10 sene önce anaokuluna giden çocuklar, bugün liseli oldular arkadaşlarına "7. cadde'de buluşalım" diyorlar. aynısı tandoğan'da da olacak. şehirlerin yönetimlerini kasabalı ve köylüler ele geçirebilir ama şehirleri şehirliler yaşar. ben tandoğan'a tandoğan dersem, orası tandoğan'dır. ben 7. cadde'ye 7. cadde dersem, orası 7. cadde'dir. ben istanbul yolu'na, istanbul yolu dersem orası istanbul yolu'dur(resmi adı fsm bulvarı). ben kimim, ben belediye başkanı mıyım? ben cumhurbaşkanı mıyım? hayır ben şehirliyim, şehir ben nasıl yaşıyorsam o'dur.

    tanım: boşa kürek çekmektir.