hesabın var mı? giriş yap

  • arkadaş ben anlamıyorum, hala one love-one love diyorsunuz lan!

    aga bu yavşaklar degil mi, milleti festival alanına doldurup, başlamadan on dakika önce bira satışı yok diyen?
    siz değil miydiniz lan gezi'de ntv'ye, garanti'ye, doğuş grubuna ana avrat söven? pozitif'i doğuş satın almadı mı olm? bu festivalde harcayacağınız her bir lira ferit'in cebine girmeyecek mi? o ferit değil mi; kolumuz, bacağımız, kafamız polis tarafından kırılırken, parktaki çadırları geziciler yaktı diye haber yaptıran adam?!
    sikmişim bonobo'sunu, omar'ını.. ali ismail'i ne çabuk unuttunuz lan? kaç disketlik hafızanız var? berkin'in kemikleri sızlıyor geçmişini s... hipstırları. adam hala kalkmış oh land diyor ya! oh ferit lan oh ferit!!
    cnbc-e yok demedik mi, radyo eksen yok, mado yok, saray yok!

    yapacağınız devrimi s... bi çay koyup içicem. sizin ipinizle kuyuya mı inilir...

    edit: moduna sokayım selektör.
    edit 2: son üç gündür çok fazla destek mesajı geldi, duyarlılığınız için teşekkür ederim. inanıyorum ki birçok kişi festivale gitmeyi çok istese de, protesto hakkını kullanacak... 100 kişi gitmese 10000 lira yapar, doğuş'a koyar mı diyeceksiniz.. önemli olan işlevi.

  • jeremy bentham'in tasarladigi ve hicbir zaman gercek hayata gecirilememis olan hapishane projesi. sekizgen biciminde bolmelerden olusan bir binadir ve tam ortasinda bir gozetleme kulesi vardir (yani oyle tasarlanmistir) kuleden butun hucreler gorulmekte ama hucrelerden kuledekiler gorulmemektedir. amac, mahkumlarin her daim izlendikleri fikrine kapilmalaridir- kulede kimse olmasa bile. michel foucault,panoptikon fikrinin modern guc kavraminin babasi oldugunu dusunur. izlenmese bile izlendigini, ya da her an izlenebilecegini dusunen birey kendi kendine bir oto kontrol mekanizmasi gelistirir ve kendini denetlemeye baslar.

  • nazım hikmet ran'ın süper güzel bi şiiri..
    1

    yaşamak şakaya gelmez,
    büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
    bir sincap gibi mesela,
    yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
    yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

    yaşamayı ciddiye alacaksın,
    yani o derecede, öylesine ki,
    mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
    yahut kocaman gözlüklerin,
    beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
    insanlar için ölebileceksin,
    hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
    hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
    hem de en güzel en gerçek şeyin
    yaşamak olduğunu bildiğin halde.

    yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
    yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
    hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
    ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
    yaşamak yanı ağır bastığından.

    1947

    2

    diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
    yani, beyaz masadan,
    bir daha kalkmamak ihtimali de var.
    duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
    biz yine de güleceğiz anlatılan bektaşi fıkrasına,
    hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
    yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
    en son ajans haberlerini.

    diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
    diyelim ki, cephedeyiz.
    daha orda ilk hücumda, daha o gün
    yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
    tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
    fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
    belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

    diyelim ki hapisteyiz,
    yaşımız da elliye yakın,
    daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
    yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
    insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
    yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

    yani, nasıl ve nerede olursak olalım
    hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

    1948

    3

    bu dünya soğuyacak,
    yıldızların arasında bir yıldız,
    hem de en ufacıklarından,
    mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
    yani bu koskocaman dünyamız.

    bu dünya soğuyacak günün birinde,
    hatta bir buz yığını
    yahut ölü bir bulut gibi de değil,
    boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
    zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

    şimdiden çekilecek acısı bunun,
    duyulacak mahzunluğu şimdiden.
    böylesine sevilecek bu dünya
    "yaşadım" diyebilmen için...

  • s5-08

    --- spoiler ---

    ak gezenleri ancak güçlü bir ittifakla yenilebileceğinin sinyallerinin verildiği dizi. günümüz türkiye'sine uyarlarsak:

    ak gezenler - ak parti
    yabaniler - hdp
    gece nöbetçileri - mhp
    güneyli halk - chp

    --- spoiler ---

  • vay arkadaş neptün soyer üniversiteyi 14 yaşında bitirdi demek ki:)

    peşin edit: paralı troller yalan haberi yaymadan ben gerçeği paylaşayım. neptün soyer üniversite son sınıftayken tunç soyer 'in ailesi tarafından isteniyor. neptün soyer' in babası "üniversite bitince düğün yapabilirsiniz" diyor ve bu şartla üniversite son sınıfta kendilerini nişanlıyor(2 dersi mi ne kalmış) . şayet neptün soyer 14 yaşında üniversite bitiren bir dahi değilse haber yalan. ek olarak 1988'de evlenmişler(1990 değilmiş)

    edit2: çomarlar msj atıyor haberi buraya ekliyorum
    röportaj videosu

  • bir keresinde zombiler üstüne 10 dakikadan fazla konuşarak gerçekleştirdiğim bir salaklık.

    millet bardak düşürür, kekeler, midesi bulanır filan. şirin bile gözükebilir çoğu insana,
    ben ne yapıyorum?

    zombiler...