hesabın var mı? giriş yap

  • şu haberde bahsi geçen konudur.

    --- spoiler ---

    kurban bayramı'nı istanbul'da geçiren cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, bayramın son günü sürpriz bir şekilde tarabya'daki huber köşkü'nden çıkarak üsküdar'a geçti. istanbul'da akşam saatlerinde etkili olmaya başlayan bayram trafiği erdoğan'ı da etkiledi.
    tarabya'dan, maslak üzerinden tem otoyolu'na çıkan erdoğan'ın konvoyu, türk telekom arena önündeki üst geçitten geçerek fatih sultan mehmet köprüsü'ne yöneldi. ancak köprü yönündeki trafik konvoyun geçişini etkiledi. emniyet şeridini kullanmak zorunda kalan erdoğan'ın konvoyu, köprünün girişinde de yaklaşık 30 saniye trafiğin açılmasını beklemek zorunda kaldı.

    --- spoiler ---

    şüphesiz ki milli iradeye yapılan saygısızlıkların başında gelmektedir.

  • fiat marea ilk çıktığında çok etkileyiciydi. klass olarak günümüzün auidi a4leri gibi geliyordu.ama şimdi eski halinden eser yok..

  • o zaman sporcu ve bu absurd istegini kabul eden salak antrenorun ikisi de yaptiklari hareketin toplumsal maliyetini hesaplayamadiklari icin spordan men edilsin.

    bu birbirini aklayan ve siddeti mesrulastiran gerizekalilardan iyice sikildim.

  • sevildiğine bi türlü ikna olamayan, dünyanın kendi etrafında dönmesini isteyen, seansı bitip de psikoloğun başka hastayla görüşmesini kabullenemeyen ve bu durumda bile kendini aldatılmış hisseden kişilik.

  • ümraniyede bıçaklı saldırganı bacaklarından vurarak etkisiz hale getiren polis memuru. gerçekten çok temiz bir hamle olmuş. bıçak sallayan elemana sırtını dönmeyip nizami geri çekilme hareketi ve bu arada silahını çıkarmak her yiğidin harcı değil. bravo
    link

    - edit: ankara tıp fakültesi cebeci'de lösemi tedavisi gören hasta için acil ab rh+ aferez trombosit kana ihtiyaç vardır.
    irtibat: belgin tiryaki
    05054785349

  • düğün fotoğrafçısı değil de mevsimlik işçilerle ilgili dosya hazırlayan gazeteci sanki. bütün fotoğrafları tarlada.

    bu arada genelde insanların kafalarını kadraja almıyor.

  • çok babacan adamdır... çok uzun yıllar önce bir gün, sabahtan başladık arkadaşlarla içmeye. akşam da taksim'e çıktık. adını hatırlayamadığım bir barda gece acayip uyku bastı beni ve "tuvalete gidip kestireyim" dedim kendime. evet sözlük yazarları, gerçekten sabahtan içmeye başlamıştık çünkü. neyse efendim... küçücük bir tuvalet. üstü açık ama... cabrio yani. ben kendimce en temiz köşesinde tuvaletin sadece beş dakika için gözlerimi kapatmaya niyetlenerek amele oturuşu dediğimiz pozisyonu aldım ve kapattım gözlerimi. ne kadar zaman sonra bilmiyorum, başımdan aşağı dökülen bir kova suyla uyandım. kafayı bir kaldırdım... selçuk yöntem. tuvalet cabrio olduğu için bir sandalye üzerine çıkmış ve bir kova suyu dökmüş üzerime; zira dışarda inanılmaz bir tuvalet kuyruğu oluşmuş ve ben tüm kapı çalmalarına, tüm seslenmelerine rağmen uyanmamışım. neyse, o kafayla hızla yerimden kalkıp kapıyı açtım. karşımda selçuk yöntem... kendi babamın da adı selçuk ve bunu belirterek sarıldım kendisine. rezalet resmen!!! sağolsun o da sarıldı. sonra barda oturduk, kahve ısmarladı falan... ben sürekli selçuk baba dedim kendisine. ne anlattıysam dinledi... ne anlattığıma dair de en ufak bir fikrim yok. yani şimdi yıllar sonra düşünüyorum da, bugün tuvalette sızıp kalan genç bir adama kahve ısmarlayıp dertlerini de dinlersem, sayesindedir. güzel adamlarla karşılaşmak gerek hayatta... güzel adamdır vesselam!