ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
oksijen tüpüyle yangın söndürmeye çalışmak
-
görüntüdeki tüp oksijen (o2) tüpü değil, azot(n2) tüpüdür. sanayide gaz altı kaynağında koruyucu gaz olarak kullanılır, ayrıca elektrik-elektronik sistemlerinin bulunduğu su ile söndürme yapılamayacak alanlarda söndürücü(boğucu) gaz olarak da kullanılır.
tüpü taşıyan kişiler çelikçi/kaynakçı büyük ihtimalle kıyafetlerinden belli. azot gazının yangın söndürmede de kullanıldığını biliyorlar muhtemelen ancak açık havada işe yaramayacağını kestirememişler. eğer o tüp oksijen ile dolu olsaydı manzara çok daha şenlikli olurdu kesinlikle.
kaldığınız yerden dalga geçmeye devam edebilirsiniz.
kariyer.net'teki fantastik yazılımcı ilanı
-
(bkz: little little in the middle)
johnny depp
hatırlatalım ekşi sözlüğüde zamanında kapatmıştık
-
tweeti reis yazmış gibi geldi bana ama, neyse.
yerli dexter
-
daha pilot bölümde yakalanmış.
bitersek hep beraber biteceğiz
-
açık açık halkın parasıyla kumar oynadığını itiraf etmiş.
devamında “ peki bu modeliniz ya tutmazsa “ sorusuna
“türkiye’ye zarar verdiğimi düşünür, üzülürüm”
demiş . iyi mi …
ponçikliğe bakar mısın, üzülürmüş…
fıkralarla yaşıyoruz.
yatakta harikalar yaratan kadın
-
(bkz: housekeeper)
lan ne güzel topluyorlar yatağı, dümdüz. bi de afilli havlu katlayıp koyuyorlar üstüne. kuğu yapani bile gördüm havluyla. o derece. nefis.
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
hemen herkesin bilgisayarla ilk tanıştığında yaptığı, şimdi çoğu komik gelen mallıklardır.
sene 1985-86 falan, babamın aldığı commodore 64 sayesinde hayatımda ilk kez bir bilgisayarı kanlı canlı görmüştüm.
babam bilgisayarı televizyona bağladı, açtı. bilgisayar açılır açılmaz oyunlar başlayacak sandığım için elimde joystick ile bekliyorum.
meşhur mavi açılış ekranı geldiğinde hayal kırıklığı yaşamıştım. babam da -anlamamıştı herhalde ki- bırakıp gitmişti.
oyunun kasetle yüklenen birşey olduğunu da bilmiyorum daha. ready yazısı bana bakıyor ben ona bakıyorum, ne yapacağımı da bilemiyorum.
bir komut verilip bilgisayar anlasın diye bir tuşa basıldığını ve o tuşun return olduğunu da öğrenmişim bir yerlerden, çocuk aklıyla "oyun oyna" yazıp return'e basmıştım ve hayatımın ilk syntax error'ünü almıştım.
hala hatırladıkça gülerim.
izlenesi ted konuşmaları
-
1. simon sinek: how great leaders inspire action (mükemmel liderler harekete nasıl ilham verirler?)
simon sinek'in altın çember ve sorusu "niçin" ile başlayan basit fakat güçlü bir ilham verici liderlik modeli var. onun verdiği örnekler 'apple', 'martin luther king', ve wright kardeşleri kapsamakta — ve karşıt olarak da zor günler geçiriyor gibi gözüken tivo. (yakın geçmişte kazandığı mahkeme ile borsa değerlerini üçe katladı.)
[www.ted.com/talks/simon_sinek_how_great_leaders_inspire_action?language=tr türkçe altyazılı linki]
2. amy cuddy: your body language shapes who you are (vücut dilin senin kim olduğunu belirler)
vücut dili başkalarının bizi nasıl gördüğünü etkilemekte, fakat kendimizi nasıl gördüğümüzü de değiştirebilir. sosyal psikolog amy cuddy, "güç duruşu"nun— insanın kendinden emin olmadığı durumlarda bile kendinden emin şekilde duruş sağlamasının—, o kişinin beynindeki testesteron ve kortizol düzeylerini etkileyebileceğini ve belki de o kişinin başarı şansını etkileyebileceğini gösteriyor.
türkçe altyazılı linki
3. shawn achor: the happy secret to better work (daha iyi çalışmanın mutlu sırrı)
mutlu olmak için çalışmamız gerektiğine inanırız, peki bunun tersi mümkün mü? tedxbloomington'da yapılan bu sürükleyici ve eğlenceli konuşmada psikolog shawn achor mutluluğun üretkenliği arttırdığını ileri sürüyor.
türkçe altyazılı linki
pfizer aşısı yaptıranların şu an düşündükleri
-
"aşı olmayan dangalaklar acaba neden bizim yerimize düşünüyorlar?" diye düşünüyor olabilirler. ben an itibariyle öyle düşünüyorum mesela.
resim dersine mon ami 48 ile gelen çocuk
-
faber castelle gittik de noldu resim öğretmeni olduk, resim öğretmeni olduk da nooldu atanamadık... gidiyorum ben, yağlı boya isteyen varsa buralardayım.