ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gelmiş geçmiş en başarılı reklam
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
arabayla feribota binmek, güneşe aldanıp güverteye çıkmak, limana gelince yaya olarak inmek.
nerede o eski bayramcıların ortadan kaybolması
parasına kesinlikle değen şeyler
-
açık öğretim fakültesidir. dönemlik verdiğin 205 tl harç ile aylık akbil'e 170 yerine 77 lira vererek aylık 93 lira kar ediyorsun. üstüne yine sinema biletiydi oydu buydu, telefonda öğrenci indirimleri falan derken bu karlar haddini aşıyor.
edit: ögrenci akbili artık 40 lira. bu kazanç yılda 2bin lirayı geçti.
edit2023: öğrenci akbili 140 tl - normal aylık ücreti 777 tl. buradan matematiği siz yapın. ben ise bu esnada 4. diplomamı alma yolundayım.
14 temmuz 2015 iran nükleer anlaşması
-
bay rte ve davutoğlu'nun derin stratejisi sayesinde türkiye cumhuriyeti uyguladığı sözde dış politika ile başta ortadoğu, kuzey afrika , kafkaslar bölgesinde delicesine güç kaybederken iran 'ın fırsatı kullanıp içinde bulunduğu durumdan son hızla çıtığının resmidir.
çok değil bir kaç sene içinde bugün hayal bile edemeyeğiniz haberler duyacaksınız iran _ amerika _ avrupa üçgeninde.
geçmişler olsun.
nasıl bir derin strateji ise elin oğlu imkansız denilen durumlardan müzakere ve diplomasi ile çıkıyor biz çatışmadır, silah'dır, bomba'dır, mülteci 'dir , savaş riski'dir battıkça batıyoruz ve hala dibi bulamadık.
uzak mesafe ilişkisi
-
ikisi de kıskançsa bunalırlar yürümez.
birisi kıskançsa diğerinin yürütmesi beklenir, çoğu zaman yürütemez.
ikisi de rahatsa başka kollara giderler yürümez.
herhangi biri istanbul'daysa asla yürümez.
herhangi biri çalışmıyorsa mümkünatı yok yürümez.
velhasıl kelam bu koduğumun ilişki türü yürümez, yürüteniniz varsa yeşillendirsin nikah şahidi olurum sağdıç olurum hatta erkek halimle nedime bile olurum lan. belki bikaç da tavsiye falan ateşlersiniz nasipleniriz :)
başbakanınız konuşuyor önce bunu bir dinle
-
münasip ortamda olmadığımdan ötürü göz yaşlarımı kulaklarımdan akıtmama vesile bir tayyip erdoğan azarı.
http://www.radikal.com.tr/…id=1083677&categoryid=77
ülkeyi hepten lise müdürü gibi kontrolüne aldı sn. başbakan. istiklal marşı öncesi okula fırça basıyor gibi.
"gülünecek bir şey varsa hep beraber güleriz" çıkışını bir sonraki toplantısına bırakmıştır diye düşünüyorum...
"allah tebeşir fırlattı" :)
1800 sandıkta muhalefetin görevlisinin olmaması
-
benim gibi üşengeç, siyasetle işi olmayan biri bile sandıkta görev aldıysa bir zahmet bulaşın artık şu işe. normal şartlarda oy vermeye bile gitmeye üşenen ben, sabahın 5'inde kalkıp sandığımın başına gideceğim. rica ediyorum ömrünüzden 1 güncük ayırın da şu rezilliklerden kurtulalım artık.
istiklal caddesi'nin 1996'daki görüntüleri
-
istiklalin istiklal olduğu yıllar. üniversiteye hazırlandığım sene. taksime geldiğimde, önce istiklalden galatasaray lisesine kadar iner, dönüşte mephisto'ya uğrar (hala aynı yerinde) haftalık karikatür dergimi alırdım. biraz da kitapları karıştırırdım. ah o yeni kitap kokusu yok mu. bayılırdım. devam eder şimdi yerinde mi bilmiyorum yukarı çıkarken solda bereket döner vardı; orda karnımı doyurur, meydana doğru giderdim. hey gidi 96; güzel zamanlardı.
her akşam ailesine meyve soyan baba
-
babamdır. bıçağa takıp, al diye emreder, yer misin asla yoktur. meyve alır kilolarca, yenmeyip çürüyünce ayıklar onları kızarak, bir daha size meyve almayacağım diye. sonraki bir ay her gün sadece kendine yetecek kadar meyve alır, bir elma, iki portakal atıyorum. sonra unutur bir gün, elinde beş kilo meyveyle çıkagelir kurban olduğumun adamı nası yiyelim o kadar meyveyi biz tropikal hayvan mıyız? diyemezsin. canım benim, nane gözlüm.
ülkede tayyip'in atatürk'ten daha çok sevilmesi
-
ilginç bir tespit. rte'nin ölümünden 1 gun sonra bu karşılaştırmayı tekrar yapmanızı rica edeceğim.
(debe editi : ilk debe'mi borclu oldugum fauna'ya tesekkur ederim. [bkz: arak yaparak debe'ye girmek])