hesabın var mı? giriş yap

  • komşumuzun kızının doğum gününde oğlumla konuşmaktayım:

    ben: oğlum ayşenur ablana hediye olarak ne alalım?
    oğlum heyecanla: senin gibi kocaman bir ayı alalım baba.

    noktalama işaretlerini icat edenlere bir kez daha saygı duydum.

  • bakınız yaşını başını almış, kariyer sahibi adamım. açtım izliyorum... zira şu an memlekette gördüğüm en normal şey pınarbeyli köyündeki durağanlık olsa gerek.

    ekonomisi, politikası, magazini, tacizi, tecavüzü, şiddeti derken memleket olarak lağım çukurundaymışçasına bir hayat yaşıyoruz.

    sanırım muhterem bir arkadaşımız biraz trollemek, biraz da köyündeki bu inovatif hareketi bizlerle paylaşmak adına hepimizi bir nebze gülmeye davet etmiş.
    kendisine saygı duyuyor ve iştirak ediyorum...

  • metal külliyatı derya deniz olduğundan, eskiden günde 10 defa dinlenilen albümler bile unutulabiliyor. sonra bir yerden esiyor ve tekrar dinlemeye başlıyor. ulan nasıl olur da yıllardır bu albümü dinlemem diyor insan. an itibariyle tam da bu olayı yaşamaktayım efenim.

    extreme aggression'a gelirsek, tek şarkı bile ortalama değil, albüm baştan sonra taramalı tüfek resmen.*

    not: bu albümü tekrar dinleyince aklıma keyif bar ve barkod'da çılgın attığım, headbang kaynaklı boyun tutulmaları yaşadığım günler geldi lan. ağlamakla çıldırmak arası bir hissiyat emenike.

  • izmir'in burnunun dibindeki adadır. (harita) tarihte fatih sultan mehmet'in canını birazcık sıkmıştır.

    ada, 14. yüzyıldan beri cenevizlilerin kontrolündeydi. adayı ellerinde tutmak için de devamlı ege kıyılarındaki türkmen beyliklerine haraç veriyorlardı. böylelikle akınlardan, yağmalardan kendilerini koruyabiliyorlardı. yıldırım bayezit (1389-1402) bu beyliklerin varlığına son verince osmanlılara haraç vermeye başlamışlardı. timurlenk'in anadolu'ya girmesiyle bu düzen bir süreliğine bozulsa da çelebi mehmet tekrar ege kıyılarına hakim olunca bu adayı bir kez daha haraca bağlamıştı. bu durum ikinci mehmet'in tahta çıkışına kadar böyle sürmüştü.

    ikinci mehmet'in istanbul'u aldıktan sonraki hedeflerinden biri de denizlerde egemen güç olmaktı. (bkz: hakan'ul bahreyn) böylelikle hem hakimiyet alanını genişletebilirdi hem de yeni başkentinin güvenliğini arttırabilirdi. bunları gerçekleştirebilmesi için öncelikle topraklarını çevreleyen karadeniz'de ve ege'de faaliyet göstermesi gerekiyordu. bu hedefler doğrultusunda da fetihten sonraki 1-2 yıllık süreçte gelibolu'da yeni gemiler inşa ettirdi. istanbul'un yeni sahibine ceneviz ve venedik'e bağlı adalar haraç vermeyi kabul etmişlerdi. fakat rodos sultanın egemenliğini tanımayarak, haraç vermeyi redetmişti. bunun üzerine sultan da 1455 senesinde hamza bey komutasındaki donanmasını ege'ye gönderdi. bu donanma hem adaların bağlılıklarını denetleyip, haraçları toplayacaktı hem de rodos'u cezalandıracaktı. donanmanın ilk durağı midilli oldu. burası sultana bağlılıklarını bildirip, haracını verdi. bir sonraki durak sakız'dı. donanma burada iyi karşılanmadı. haracın miktarı konusunda anlaşma sağlanamadı. ada yönetimi haracı ödemeyi reddetti. ada iyi tahkim edilmiş haldeydi, limanda da yirmi ceneviz gemisi bekliyordu. bu sebeple hamza bey ceza olarak sadece köyleri yağmalattı ve adadan ayrıldı. buradan sonraki hedef de rodos'tu. osmanlı donanmasını burada büyük savaş gemileri karşıladı. ada müthiş bir şekilde savunma haline geçmişti. hamza bey saldırmayı göze alamadı ve hemen dümeni geriye doğru kırdı. dönüşte kos'u kuşattı fakat orada da başarılı olamadı. bu başarısızlıktan sonra bir kez daha sakız'a uğrama kararı aldı. donanma burada yine iyi karşılanmadı. haracın miktarının belirlenmesi için padişaha birinin gönderilmesi kararı alındı. bu sırada da osmanlı askerleriyle adalılar arasında kavga çıktı. bu kavga esnasında bir osmanlı kadırgası battı. nihayetinde hamza bey adalılarla geçici bir barış yapıp gelibolu'ya döndü. döner dönmez de tahmin edileceği üzere vazifesinden azledildi. kısacası 1455'teki bu sefer baştan sona fiyaskolarla doluydu.

    yaşanan başarısızlıkların ikinci mehmet'i ne kadar öfkelendirdiğini tahmin edebiliriz. derhal tersaneye emirlerini yağdırıp, yeni gemiler inşa ettirdi. donanmanın başına da has yunus paşa'yı atadı. ertesi yıl donanmayı tekrar ege'ye gönderdi. öncelikle sakız cezalandırılacaktı, ardından da rodos civarındaki adalara baskınlar yapılacaktı. fakat bu kez de donanma fırtınaya yakalandı. gemilerin bir kısmı battı. donanmanın tekrar toparlanması biraz zaman aldı ve yoluna devam edebildi. rodos civarındaki adalara baskınlar yapabildi. dönüşte de sakız'a uğradı. adalılar osmanlı askerlerini yine iyi karşılamadı. osmanlı filosu bu kez daha güçlüydü. bu sebeple ada yönetimi antlaşma yapmak zorunda kaldı. ikinci mehmet, adalıları affetmeyip, cezalandırdı; adanın 6.000 dukalık haracını 10.000 dukaya çıkartarak hıncını aldı.

    adanın haraçgüzarlık statüsü bir asır daha sürmüştür. 1566 senesinde, kanuni sultan süleyman saltanatının son demlerinde kaptan-ı derya piyale paşa adayı zaptetti. bundan sonra da doğrudan osmanlı idaresine bağlandı.

    kaynaklar:
    + idris bostan - ''fatih sultan mehmed ve osmanlı denizciliği'' - türk denizcilik tarihi 1.
    + halil inalcık - osmanlı tarihinde efsaneler ve gerçekler - ntv yayınları.
    + ali fuat örenç - ''sakız adası'' - tdvia - cilt: 36.