hesabın var mı? giriş yap

  • valizimize 1 mayo, 2 t-shirt, 1 sort alalim, yol bizi nereye gotururse, kafamiza neresi eserse, gireriz bir pansiyona yapariz tatilimizi mantigindaki tatil planlarinin cok uzaginda bir eylemdir.

    oncelikle tatil yapacaginiz yer ile ilgili turlu parametreler dusunulmalidir;
    1) hava cok sicak olmamali
    2) deniz soguk veya kirli olmamali
    3) gerektiginde doktora, eczaneye ulasilabilecek bir mekan olmali.
    4) bebek bezi, mamasi satilan bir supermarket olmali.

    tatilde kalinacak otel/motel/pansiyon ile ilgili parametreler;
    1) mumkunse mutfagi ve buzdolabi olmali, malum mamalar hazirlanacak.
    2) her daim sicak su olmali, aa gunes enerjisi suyu bitmis gibi bir durumla karsilasilmamali.
    3) sivrisinek problemi olmamali
    4) bebek yatagi olmali.
    5) gecenin ilerleyen saatlerinde cok gurultulu olan mekanlardan uzak olmali. (halikarnas disconun bitisigindeki otel size gelmez yani)

    tatil malzemeleri koy koy bitmez;
    1) bir suru kiyafet, ozellikle sapkalar
    2) 60 faktor gunes kremi
    3) blender (mama yapilacak)
    4) biberonlar, sut sagmak icin pompa, mama tabagi, kasigi
    5) bebek telsizi
    6) ana kucagi, cocuk arabasi
    7) can yelegi
    8) vitaminleri, gunes yanigi, ishal, bocek sokmalari icin ilaclar
    9) yolculuk icin mama, bebek bezi, emzikler
    10) bol bol oyuncak
    11) kalinacak yerde bebek yatagi olmamasi durumu icin park yatak, cibinlik
    12) fotograf makinasi ve kamera (bebek nerde bu aparatlar orda olmalidir, zira bir anda yuruyebilir ya da konusabilir o ani kacirmamak gerekir)
    13) plastik cocuk havuzu (ilk defa deniz goren bir bebek icin korkup denizden uzaklasma gibi bir durum olabilir, cocuk havuzunu sahile koyup onda oyalabilirsiniz.)

    eger arabanin bagajinda yer kalirsa siz de 3-5 parca esyanizi bir kenara sikistirabilirsiniz, ama fazla umitlenmeyiniz cunku kalmiyor, arkadas butun esyalari alinmis, cocuk koltugunda kraliceler gibi kurulup tatiline giderken siz de bagaja sigmayan esyalari arabanin icinde bilimum koselere tiktiginiz icin ayaklarinizi koyacak yer arayarak yolculuk yapmaya calisiyorsunuz.

    allah anne babalara kolaylik versin...

  • "bizler tarihin ortanca çocuklarıyız..bir amacımız yada yerimiz yok..ne büyük savaş yaşadık nede büyük buhranı..bizim en büyük buhranımız...hayatlarımız... televizyonla büyürken milyoner film yıldızı yada rock star olacağımızı sandık...amaolmayacağız...bunu yavaş yavaş öğreniyoruz...ve çokça kızgınız..."

    (bkz: fight club)

    güzel çarpmışsın kardeş.

  • türkiye için epeydir bu bir tuzaktan çok hayale dönüşmüştür. orta gelir tuzağı , bir ekonomide kişi başı gelirin bir noktada tıkanması ve artış gösterememesi şeklinde tanımlanıyor basitçe. türkiye en yüksek kişi başı milli geliri 2012 yılında gördü ki bu yaklaşık 12.000 dolar civarında idi. ki bu rakamın hesabındaki veri seti 2009 yılında değiştirilmişti ve kağıt üstünde o gün 2.000 dolar civarında bir düzeltme ile oluşan bir rakam olduğunu da not düşelim. bunu da geçersek zaten türkiye ekonomisi'nin sanal refah döneminin zirvesi 2012 yılıdır. dünyada genişlemeci politikaların olduğu, tr'nin görece istikrarlı ortamı ve kara sırtlan siyasal islamcıların " demokrat iyi müslüman çocuklar" olarak addedilip batı dünyasınca pohpohlandığı , büyük özelleştirmelerin sonuçlandığı ve de atıl ülke kapasitesinin mobilize edilmesi ile ortaya çıkan pembe döneminin sonu ve zirvesidir o yıl.

    orta gelir denilen rakam kabaca abd gelirnin 5'te 1'ine tekabül eder ki 2012 yılı için bu 50.000 $/5 = 10.000 $ gibi düşünülmekteydi. bugün abd'nin geliri 66.000 $ 'ın üstünde. dolayısı ile orta gelir rakamı da 13.000 $ 'a yükseldi.

    bütün bunlar bir yana imf'nin son açıkladığı rakamlara göre tr ekonomisi 692 milyar $ büyüklük ile dünyanın 23. ekonomisi durumuna düştü. cumhuriyet tarihin en dip sıralamasıdır. yobaz sırtlanların 20 yıllık iktidarı bunu da becermiştir. karanlık diye addedilen 90lı yıllarda bile biz 17. sıradaydık. şunu da belirtmekte fayda var bu sıralamalarda alta ve üste yer değiştirmek çok zorludur. çünkü sadece sizin değil diğer ülkelerin performansına bağlıdır. yani tekrar 17. ekonomi olabilmemiz önümüzdeki ülkelerden çok daha hızlı büyümemiz ve bunu uzun yıllar boyunca devam ettirmemiz gerekir. dünyanın 10. ekonomisi brezilya bugün 1.833 milyar $ ve brezilya hiç büyümese dahi - tabiki bu mümkün değil - bizim ortalama %5 sürdürülebilir büyüme hızını baz aldığımızda 20 yıl sonra oraya ulaşacağımızı görmek basit matematik. ama ekranlara çıkıp palavra üfürmek masal anlatmak kolay; ilk 10'a gireceğiz falan diye uydur uydur diz.

    şimdi ülkeyi 10 milyonluk apaçi mülteci nüfusu hariç 85 milyon olarak kabul etmeniz durumunda , ortalama kişi başı milli geliri ;8000 $ düzeyinde. ki dolar kurunun artışı bu rakamı hızla 8.000$ altına çekecektir. bu rakamsa bırakın orta geliri, dünya medyan gelir ortalamasının da altındadır. medyan gelirin orta gelir olmadığını belirtelim ki yanlış anlaşılma olmasın.

    yani bu yalnız ve güzel ülkede artık orta gelir tuzağı tartışması bile çok çok gerilerde güzel bir anı olarak kaldı. ülke son 10 yılda her yıl artan bir ivme ile fakirleşiyor ve bunun nerede duracağı belirsiz. buna karşılık aynı ligde yer aldığımız ülkeler hızla bizi geçiyor fark atıyor. bir rakam daha verelim mesela, hükümetin çok çok övündüğü ihracat üzerinden. geçen yıl biz 225 milyar $ ihracat gerçekleştirdik ki rekor olarak alay-ı vala ile ilan edildi. ki unutmadan söyleyelim 2023 hedefimiz bir zamanlar 500 milyar$ ihracat idi. düşünün oluşan çöküşü. geçen yıl 10.7 milyon nüfusa sahip çekya'da 225 milyar $ ihracat yaptı. üstelik birim başına ihracat değeri bizimkinin çok üstünde. yani bizim gibi sürümden, ucuz üründen ihracat yapmıyor. ve söz konusu ülke batı avrupa'nın başat ülkeleri almanya, fransa, italya , hollanda vs. değil. orta segmentte yer alan çekya.

    şimdi senin 8'de 1'in kadar bir ülke senin kadar ihracat yapıyor ve biz hala diyoruz ki, bu ülkede cumhurbaşkanı, seçim, demokrasi vs. tatavası. bunlar bir tiyatrodur, kuş yemidir, cambaza bak hikayesidir.

    bakın hala orta gelir 'den nasıl çıkılıra gelemedik. çünkü artık yoksul ve 3. sınıf bir ülkeyiz ve orta gelir tuzağı konuşmak için bile bugün her şeyi doğru yapsanız, mevcut enkazı kaldırsanız bile en az bir 20 yıllık restorasyon dönemi gerektirir.
    yazık. kaç nesil kayboldu ve kayboluyor ...

  • öncelikle polisimize geçmiş olsun. kolay bir travma değil yaşadığı. tez zamanda hukuksal süreci de atlatır inşallah.
    tanım: geçmiş olsun dileklerimin yanında tebriklerimi de ilettiğim polis memurumuzdur. işini yapmıştır.
    düzeltme: hukuk terimi hatası.
    ek: polis değilim öğretmenim.
    ek: pitbulla birisi size saldırırsa karşılık vermeyecekmiş gibi mesaj yazanlar var. ister vatandaş olsun ister polis olsun birisi sizin canınıza silahla (burada pitbul) kast ediyorsa yapacağınız şey kendinizi savunmaktır.
    ek: polis orada görevde değilmiş diyenler var. "polis vurdu" diye algı yapılıyorsa ve de bu algının üzerine her hıyara tuzla koşan polis düşmanları da üşüşüyorsa kimse kusura bakmasın polisimin yanındayım. haberlerde "vatandaş" vurgusu polislik mesleğinin önüne geçseydi art niyet aramaz vatandaş kendini korumuş derdim. burada da polis olan bir vatandaş kendini korumuş. çok da iyi yapmış. silahı olmayan bir vatandaş olsaydı şimdi kendisi ölmüş olacaktı. sokak köpekleri yetmezmiş gibi bir de yasaklı ırkı sokak sokak gezdirerek insanları tehdit edenler türedi.

  • küçülme değildir fit olmadır o.
    dusunun kilolusunuz. doktora gidiyorsunuz ve kilo vermenizi söylüyor. siz de kilonuzun yüzde 1.8 ini kaybediyorsunuz. rahatliuorsunuz bir anlamda.

    oh be ak troll gibi yazmak çok kolaymış.

  • yaklaşık bir buçuk yıldır devam eden ortodonti tedavimde kullanılan braket türü. tarafıma uygulanan söz konusu tedavi esnasında tecrübe etmiş olduğum tek avantajı kimse tarafından farkedilemeyen bir braket olmasıdır. gelelim dezavantajlarına.

    bana göre dezavantajları daha fazladır. fiyatı alışılmış braketlere göre yaklaşık 3 katı daha fazladır. tarafınıza uygulanan lingual braketler sadece sizin dişlerinize uygun olacak şekilde üretildiği ve bu üretimin yurtdışında yapıldığını düşünürsek uygulanması üretimden sonra olacaktır. benim braketlerimi ağız görüntülerim alındıktan 4 ay sonra dişlerime uygulamışlardı. ayrıca braketleri kırmanız, zarar vermeniz yada yapıştığı yerden düşürüp kaybetmeniz gibi durumlarda yenisini üretilip gelmesi yaklaşık 3-4 ay sürmektedir. bu durum ise tedavinizin uzamasına sebep olacaktır. temizliği ve bakımı diğer braketlere göre daha zordur ancak satın alacağınız bir ağız duşu aleti ile bu konunun üstesinden rahatlıkla gelebilirsiniz. diğer konu ise yeme içme esnasında yaratacağı dezavantajdır. braketinize takılan bir yiyeceği çıkarmak daha zor olacaktır, özellikle de satın almış olduğunuzu varsaydığımız ağız duşu aletinden uzaksanız. bir diğer konu ise kişiye göre değişen bir durumdur. konuşmanızı değiştirebilecek bir yapıya sahiptir. dişin arka yüzüne uygulanan bir braket türü olduğu için dilinizi kullanma kabiliyetiniz sınırlanır ve konuşmanız biraz daha peltek bir hal alır. aynı zamanda bu durum şehsen beni de çok rahatsız eden başka bir duruma sebep olur. dilinizin ön yüzeyi metale sürtünme sebebi ile düzenli bir şekilde tahriş olur. bende acıya yol açacak bir tahriş yaşatmadı ancak diş macunu, ağız gargarası gibi temizleyici özelliği olan ürünler kullandığım zamanlarda dilimin tahriş olan bölgelerinde sızı hissetmeme neden oldu.

    yukarıda bahsettiğim sebeplerin dışında çok önemli olduğunu düşündüğüm bir etken daha vardır. o da bu tedaviyi size uygulayacak olan diş hekimi. lingual konusunda uzman olması gerekir. çünkü geleneksel braketli tedavilerden daha farklı bir tedavi tekniği vardır. bana göre lingual konusunda eğitimli olması ile birlikte lingual tedavide yeterli tecrübeye de sahip olmalıdır.

    not: yukarıda bahsetmiş olduğum tüm detaylar kendi yaşamış olduğum tecrübelerdir. kişiden kişiye farklılık gösterebileceği için yukarıda yazdıklarımı bir tavsiye yada olumsuz görüş olarak algılamayınız.

  • kiz cocugu, babasi calisirken onu mutlu etmek icin ulasabilecegi ve favorisi olan "bal" ikram etmek istemistir. cunku bal mutluluktur, yiyen kisi akilli olur, saglikli olur. kiz bunu ogrenmis ve kabul etmistir.

    - sana bal getirdim. calisirken enerji verir.
    + tesekkur ederim kizim. ama cok tatli olacak. masada birak, sonra yerim.
    kiz bali birakmadan gider. ben "uzdum mu" diye dusunurken elindeki balla tekrar gelir;

    - baba, senin icin tuz ekledim. artik tatli degil. yiyebilrisin.

    ikinci kez negatif cevap veremeyecegim icin "tuzlu bal" yemeye basladim. kendi istegimle yiyecektim ama kizimin "problem cozuldu" algisi, kendi elleriyle bana tuzlu bal yedirmesi icin yeterliydi. tam olarak nasil bir yuz ifadem oldu bilmiyorum. kizim ne gorduyse yeni bir teklif geldi;

    - cok tuzlu olduyse seker ekleyelim mi?

    (ekledik. tuzlu sekerli bal yedim)

    * kizim 4 yasindayken.