ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uyutmayan sivriyi öldürdükten sonra zafer çığlığı
-
yazık değil mi o hayvana ? hayvanı katletmişsin, sonrada gelip utanmadan başlık açmışsın, birde bunu başarı telakki ediyorsun. gibi şeyler söyleyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.iyi olmuş öldürdüğün.
baba tipi realizm
-
bizim peder hoze takmış kafaya, evlendirecek beni, benim arkadaşları yakalamış onlarla dertleşiyor.
-söyleyin şu arkadaşınıza da evlensin artık.
+ya x amca bizim söylememizle evlenir mi o hiç?
-evlenir evlenir, bizim yaşar'ın kızı var izmir'de onu alsın, yaşar çok iyi arkadaşım benim.
+ya bakalım senin oğlan kızı beğenecek mi x amca?
-beğenir, ne beğenmeyecekmiş.
+ya bakalım kız senin oğlanı beğenecek mi?
-beğenir, ne beğenmeyecekmiş.
+bakalım babası kızı verecek mi bizimkine.
-verir verir, adam çok iyi arkadaşım, sarhoş demez, kumarbaz demez verir kızını, kırmaz beni.
adam malını biliyor abi.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
sobanın borusu gosterilir.
- bu ne bil bakalım?
- soba kablosu.
- ??? (aslında dogru lan.)
flannery o'connor
-
flannery o'connor öyküleri, "hiçbir iyilik cezasız kalmaz" öyküleri. güney gotiği diye adlandırılan tarzın alabildiğine tutucu, cahil ve ırkçı karakterleri. cehalet, tutuculuk ve ırkçılığın korkunç birleşimine sahip karakterlerin, en basit günlük olaylarda bile nasıl bir yıkıcılığa sahip olabileceklerinin tasvirleri. her bir öykünün, öykü ne kadar rahatsız edici olursa olsun, gülümseten bir afallatıcılığa sahip olan sonları. şiirsel adaletler ve güney gotiğinin hakkını veren günlük hayatın şiddet kapasitesinin sonuçları. tekinsiz atmosferler ve ustaca kurguyla yetkin bir üslubun birleşimiyle yazan flannery o'connor biraz daha uzun yaşasaymış, kimbilir ne başyapıtlar çıkaracakmış dedirtiyor. metis'ten çıkan iyi insan bulmak zor ve her çıkışın bir inişi vardır adlı öykü derlemelerini okurken, öykülerin sarsıcılığı, mutlaka sıcak bir içecek eşliğinde okumalıyım dedirtir size.
yarım ekmek arası en güzel şey
-
eğer ekmek sıcaksa çökelek + tereyağı.
gözünü seveyim ben polisin
anne yatağı sererken yorganların üstüne atlamak
-
çocukluğuma dair hatırladığım en güzel anılarımdan. düşünüyorum da her şey çocukken güzel galiba.
evin misafirlerle neşelendiği günlerde bir an önce akşam olmasını isterdim küçükken. ev misafirle dolup taşınca çocuklara yer yatağı serileceğini bilirdim çünkü. bütün çocuklarla birlikte yer yatağında yatacak olmak ayrı bir heyecandı benim için.
düşünüyorum da meğer ne güzel günlerim olmuş çocukluğumda. ne güzel heyecanlarım, ne güzel telaşlarım olmuş sevinç ve hüzün dolu.
insan çocuk kalamıyor tabii. zaman geçiyor. büyüyor. telaşlar değişiyor, sevinçler azalıyor, insan hüznün daha çok farkına varıyor.
insan, artık yatakları serecek biri olmadığını anladığında büyüdüğünün farkına varıyor ve büyüdüğünün farkına vardıkça hissediyor hüznü.
yatakları serecek biri olmadığında misafirler de gelmiyor artık. ev dolup taşmıyor. insanların neşeleri birbirine karışmıyor. ev hep sessiz.
her şey çocukken güzel sözlük.
çocukken sevinç dolu.
çocukken masum.
kedi eğitimi
-
mutfak tezgahına çıktığı zaman su tabancasıyla su sıktığım, üç beş seferden sonra artık su sıkınca tezgahta sırt üstü yatıp "haa şöyle biraz da gobeğime gobeğime sık" diyen bir kedim var.
eğitim yukarıdaki cümlenin neresinde gizlenmiş olabilir? biri bana açıklasın.
yevşekkediler.
deizm çığ gibi yayılıyor
-
o kadar kibirli ve ego dolular ki, "hata bizde, insanları dinden soğuttuk" diyemiyorlar.
dewamke.
karizmatik futbolcu isimleri
-
(bkz: steve mcmanaman)
tek geçerim.
ekleme: fifa oynarken top her mcmanaman'a geldiğinde spikerin mcmanaman demesine hasta olan tek ben değilmişim. bir de thuram vardı tabi..
o zamanlarda, çocukluk günlerinde bilgisayarın her evde bulunmadığı bu yüzden çok daha değerli olduğu günlerde fifa oynamanın zevkine varmış tüm yazarlara selam olsun.. *
bu arada benim o zamanlar bilgisayarım yoktu teyze oğlu abilerimde vardı onlara her gittiğimde onlar oyun oynarken izler -ki izlerken oynamış kadar zevk alırdım- oyunları bitince o büyülü soruyu bekler ve her seferinde o soruyu alırdım "sen de oynamak ister misin?" o nasıl soru, o nasıl soru.. *
milli dayanışma kampanyası
-
durum çok kötü çok. bu gece benim bütün umudum tükendi artık. herkes tedbirini alsın arkadaşlar.
verilen vergiler nerede? içtiğimiz su bile vergi. işsizlik fonu nerede? ah nerede vah nerede.
size destek olmayacağım çünkü yarın işime son verilirse aç bırakacaksınız.
size destek olmayacağım çünkü göz göre göre işe gitmek zorunda bırakılıyorum, evde bekleyenlere ne zaman bulaştıracağım diye düşünüyorum.
size destek olmayacağım çünkü kötüsünüz.
pripyat
-
amerikan korku filmlerinde gördüğümüz terkedilmiş şehir olayının gerçekten yaşandığı yer.
insan pripyat resimlerine bakarken dalıp gidiyor, hüzünleniyor. hiç gitmediği ve hiç tanımadığı insanlar için üzülür mü insan. evet üzülürmüş.
türkçe futbol tezahüratlarının ingilizceleri
-
one father turkey
oooh my god
got on cimbom
oooh my god
got off cimbom
oooh my god
got on kartal
oooh my god
my god my god oooh my god
my god my god oooh my god