hesabın var mı? giriş yap

  • programda evlatlık verdiği kızını arayan adam diyor ki; "eşlerimden ayrılma sebebim yemekleri yavaş hazırlamalarıydı. ben yemek yemeden duramıyorum. çok yiyorum."

    bunun üzerine müge'nin çözümü: "aşçı bir kadınla evlenin siz o zaman."

    şevki sözen hocanın çözümü: "ee o zaman yemek yapmayı öğrenin, istediğiniz gibi hazırlayın, yiyin."

    aradaki zihniyet farkının net özeti bence. :)

    debe editi: teşekkürler. :)

  • kendi mezenizi çantanızda taşımak istiyorsanız reçetesini verelim.

    1 kg bonfile etimizi once yag ve sinirlerinden bicak yardimiyla temizliyoruz, temizlerken etin parcalanip dagilmamasina butun bir et parcasi halinde kalmasina dikkat ediyoruz, temizledigimiz etimizin dışımı tuzladıktan ve bir tülbente sardıktan sonra +4 derece dolaba koyuyoruz, etimizin suyunu cikarmasi icin yaklasik 20 kg lik hijyenik bir ağırlığı etmizin uzerine koyarak etimizi bastiriyoruz, 24 saat bekletiyoruz.

    100 gr karabiber 100 gr taze cekilmis kisnis 50 gr tuz 30 gr kimyondan bir baharat karisimi hazirliyoruz, 24 saat bastirilan etimizi dolaptan cikartiyoruz, hazırladığımız baharat karisimiyla etin tamamini bosluk kalmayacak sekilde kapliyoruz, kapladigimiz eti strece alip etle hava temas etmeyecek sekilde etimizi sikica strecle 10-15 tur sariyoruz, etimizi tekrar +4 derece dolaba alip 24 saat bekletiyoruz, bu islemi de tamamladiktan sonra etimizi kapladigimiz strecten çıkarıyoruz, tül yada tulbent gibi ince hava gecirgenligi yuksek bir bezle etimizi bir tur sararak rüzgar alan ve hava sicakligi yuksek olan bir yere asarak kurumaya alıyoruz, etimizi ara ara kontrol ediyoruz, ilk 30 saatte kuruma gozlemlenmezse firinimizi 50 derecede calistirip etimizi 2 saat firinda kurutup tekrar doğal kuruma ortamina aliyoruz, hava sicakligi ve nem oranina bagli olarak yaklasik 7 ila 10 gun arasında etimiz yeterince kurumus olacaktır.

    bu eti makarnalarda, salatalarda ve bira tabağında kullanabilirsiniz. canınız isterse tereyağında da soteleyebilirsiniz.

    artık etinizi kurutmayı biliyorsunuz.

  • öncelikle allah rahmet eylesin.

    ama ne kadar duayen gazeteci, ne kadar örnek gazeteciydi bilemem.
    zira 14 aralık 2004 g-mall yangını'nda yaptığı habercilik ile kendi kalitesini herkese ispatlamıştır.

    sinemada yangın çıkmış, insanlar içeride mahsur kalmış ve yoğun dumandan etkilenmişler.
    itfaiyeciler sinemada mahsur kalanları tahliye etmeye çalışırken rahmetli savaş abimiz olay yerine bir minibüs ile ulaşıyor ve ulaşır ulaşmaz minibüs içinden her yeri siyah boyalı olarak çıkıyor ve başlıyor kamera kaydetmeye...
    olaya şahit olan itfaiyeciler şaşkın zira adam minibüsün içinden çıkıp itfaiyecilere "içeride durum çok kötüydü tahliye neden gecikti" gibi sorular soruyor ve itfaiye amiri kendi işine bakmasını söyleyerek tersliyor abimizi.
    tabii rahmetli gidiyor bu sefer başka kimselere, içeriden çıkan insanlara, durum çok kötüydü ne hissediyorsun diye soruyor, birisi "aa savaş abi sen içerdemiydin ben görmedim" diyor.
    bunların hiçbiri yansımadı kameralara...
    ama yangın güvenliği ile ilgilenenler, itfaiyeciler kendisinin programını seyredince hemen anlıyorlar düzmeceyi...
    çünkü; sinemadaki yoğun dumana maruz kalmış herkesin ağız ve burun bölgeleri havadaki nem ile beraber nefes alıp verdikçe is yüzünden simsiyah olmuşken sadece savaş ay'ın ağız bölgesi bembeyaz ve yüzünün her yeri sıvama usulü simsiyahtı...

    bu olay ayyuka çıktı, savaş ay önce yalanladı, sonra itiraf etti.

    işte böyle bir haberciydi, olmadığı yerde varmış gibi davranarak insanlara düzmece şekilde haber ulaştıran...

  • orda elinde mikrofon tutan kendine gazeteci diyen organizmalar, korkudan soru soramamak icinize islemis. alt tarafi bir spor yoneticisi lan. korkmayin gondermez sizi silivri’ye. azinizi acip tek bir soru bile sormaktan acizsiniz. bir tanesi de siz oyle diyorsaniz oyledir dedi. boyle gazetecilik yapacaginiza gidin onurunuzla pazarda limon satin.

  • 1700 saatlik oynanış süresi ve 1065 cp ile hakkında birkaç kelam etmek istediğim oyundur. işler güçler sebebiyle bu oyun süresine ve bu seviyeye tam 4 senede pek grind yapmadan ulaştığımı da belirtmek isterim.

    öncelikle oyun hayvani bir yer kaplıyor, yanılmıyorsam 100 gb civarlarında. 7 senelik emektar orta seviye asus laptopumla oynuyorum, buna rağmen yer yer donmalar dışında pek problem yaşamıyorum.

    oyuna geçmeden önce oynanış için hayati önem taşıyan birkaç şeyden bahsedeceğim. ben çok zorlandım başlarda bu tarz mmorpg'lere alışkın olmadığım için. siz zorlanmayın köftehorlar gelin yamacıma not edin.

    oyunu yüksek verimlilikle oynayacağım diyorsanız "addon" dediğimiz yine başka oyuncuların oluşturduğu dosyalara ihtiyacınız var. ara yüzü, haritayı, combatları kendi zevkinize göre optimize etmenizi sağlayan babayiğitlerin yaptıkları araçlardır bu addon'lar. bunları indirebileceğiniz sitelerden en bilindik olanı https://www.esoui.com/addons.php

    bir diğer mesele ise: classlar, ırklar, eşyalar, skiller, taşlar, potlar, zımbırtılar vs. oyun içi maximum kombineleri yapabileceğiniz bir rehber site var. beginner pve contenti için ayrı, end game için ayrı, pvp için ayrı, arenalar için ayrı dizilimler mevcut olduğu için dışarıdan kesinlikle yardım almalısınız. diğer suserların belirttiği gibi oyun içi guildler(klan, topluluk, lonca vb.) çok yardımcı oluyor ancak oyunu anlamanız için çok okumanız gerekmekte aynı zamanda. bunun için en bilindik site ise :
    https://alcasthq.com/

    artık oyun içinden bahsedebiliriz. oyunda birçok ırk var, redguard, bosmer(wood elf), yüksek elfler, nord, khajit gibi. yine oyun içinde birçok sınıf var, sorcerer, nightblade, templar gibi. sorclar ve nb'ler genelde dps oluyor, templar sınıfı healer, dragon knightlar ise tank oluyor ama oyunda genel olarak bir kısıtlama yok diğer oyunlardaki gibi sorcererla isterseniz magicka değil stamina ağırlıklı build yapabilirsiniz, elinize dagger alıp sağda solda hinlik yapabilirsiniz. ya da werewolf, vampire build yapıp bambaşka bir dizilime gidebilirsiniz. vampire ya da werewolf olmak istiyorsanız ısırılmanız lazım.(ısırılmak eved) hiç ısırılmadığım için(benim de böyle bir talebim olmadı, 5kya ıstırmak isteyen çok aslında)ısırıldıktan sonra nolduğunu pek bilmiyorum, ilgimi de çekmedi ancak skilleriniz vs. değişiyor, rehber sitelerde araştırabilirsiniz.

    oyunda metalar(most efficient tactic available) var. ben mesela yıllardır sadece stamina nightblade oynadım ancak sağolsunlar nightblade'leri epey bir nerflediler. şu an pvp'de çok dezavantajlı konumda, pve'de ise idare eder durumda. oyunda magicka dps olan sorcererlar şu an çok revaçta, çok yüksek sustain, yüksek shield, yüksek burst damage ile fazla risk almadan uzaktan maximum dps çıkarabiliyorlar.

    level sistemi çok zorlayıcı değil. level sistemi 3 aşamalı diyebiliriz.
    öncelikle 50 levele ulaşmanız gerekiyor. tecrübeli oyuncular için birkaç saat sürer bu levele ulaşmak, yeni oyuncular için ise birkaç gün sürer en fazla.
    50 levelden sonra cp sistemi aktif oluyor.(champion points) artık level olarak değil cp olarak ifade ediyoruz seviyemizi. 1 cp'den 160 cp'ye kadar 2. aşama gibi düşünebiliriz. 160 olmasının nedeni bütün itemlerin, foodların vs. max seviyesi 160 cp'dir. 160 cp'ye ulaşmak da çok zorlayıcı olmayacaktır. tecrübeli ve vakit ayırabilen oyuncular için 20 gün, yeni oyuncular için en fazla 2 ay sürecektir.
    160cp'den sonra oyun başlar. girdiğiniz dungeonların, kastığınız itemlerin artık bir anlamı vardır. end game contentini oluşturmaya başlayabilirsiniz. cp sınırı 3600'dür. ben en fazla 2400 cp gördüm ki bu ciddi bir cp seviyesidir.
    level ile ilgili bilmeniz gereken enlightenment sistemidir. her gün belli bir exp aralığında-yanılmıyorsam 100.000 expte(bu da aşağı yukarı seviyeye göre 1-3 level yapar)4 katı boost kazanırsınız. bu sistemin en güzel yanı 12 gün boyunca birikebilmesi. 12 gün oyuna girmediğiniz müthiş bir boostunuz oluyor ve çok hızlı birkaç level kasıyorsunuz.

    oyundaki setlerden biraz bahsedelim. klasik olarak, 7 parça takım(miğfer, eldiven, üstlük, kemer, üstlük, pantolon ve kolluk) 3 parça aksesuar(2 yüzük 1 kolye), 1 ya da 2 parça da silah(1 bow, 2 dagger gibi) giyebiliyorsunuz. bunları efektif bir şekilde kombinlemeniz gerekmekte. genelde ana takımda 7 parçadan 5'i aynı sete ait oluyor çünkü giyebildiğiniz eşyalar 5 eşyaya kadar extra özellik veriyor. kalan 2 parça ise monster set dediğimiz özel setlerden oluşuyor(2 eşyada maximum özellik veren setler)3 kolye ve 2 silahı da set yaptığınızda maximum verimliliğe ulaşmış oluyorsunuz. tabi bu setleri knight online'daki gibi gidem pazardan çekem, gb yatıram hepsini alam şeklinde elde edemezsiniz. setler de kendi içerisinde 3 şekilde elde edilebiliyor bunlar:
    craftable, yani oyuncuların kendilerinin yapabildiği, satabildiği ve trade edebildiği setler.
    storable yani oyuncuların sağdan soldan düşürüp satabildiği ve trade edebildiği.
    collectible , kesinlikle dungeondan, trial'den düşürmek zorunda olduğunuz sadece 2 saat içerisinde aynı ekibin kendi içerisinde trade edebildiği, craft edilemeyen, satılamayan setler.

    oyun, loring yani hikaye açısından muazzam doyurucu diyebilirim. queen ayrenn'i, razum-dar'ı bu oyunu oynamış kimsenin unutabileceğini sanmıyorum mesela. bir ana hikayemiz var, öylece kendi kendinize takılıyorsunuz oyunda; zart diye garavel gibi arkanıza ışınlanıyor ihtiyarın teki "la gel görev var şunları döveceğiz" diyor gidiyorsunuz. ya da mekan görevleri var mesela, şurada bir soluklanayım, manzaraya bakayım diyorsunuz ablanın biri bağıra bağıra geliyor aman kocamı kaçırdılar, ben naparım dul başıma, bana kocamı bulur musunuz diye dövünüyor acıyıp gidiyorsunuz başka bir maceranın içerisindesiniz. ateşin başında yemek pişiriyorsunuz(buff-food, birazdan bahsedeceğim) tatlı bir it peşinize takılıyor havlaya havlaya. peşinden gidiyorsunuz, ölü sahibinin ruhuyla maceraya atılıyorsunuz; büyük exp, item ve skill point veren büyük bir yan görevi tamamlıyorsunuz.

    haritalardaki yapılara gelecek olursak: şehir merkezleri, köyler, büyük bosslar, public dungeonlar, dolmenler(exp grind mekanları),skyshardlar(3 tane aldığınızda 1 skill point kazandırıyor) lorebooklar, mundus stonelar(munduslardan sadece 1 tanesini seçiyorsunuz, mesela kritik hasar artışı mundus taşı) mevcut. manzaralar, yer yüzü şekilleri, sesler, dokular, yaratıklar gerçekten emek verilerek oluşturulmuş. sadece atınızla deh diyip gezmeniz bile rahatlatıyor, stres attırıyor. diğer oyunlar gibi sinir stres sahibi olmak yerine stres atıyorsunuz bu bile başlı başına harika bir his.
    oyunda farm için de yeteri kadar içerik var. otlar, bitkiler toplayarak buff-food, drink veya silahınıza taktığınız poisonlardan yapabiliyorsunuz. bu buff foodları (yemekler)yediğiniz zaman atıyorum 2 saat boyunca 5k stamina, 300 stamina recovery, 3k health kazanıyorsunuz yani bu yemekleri yemeden gezmiyoruz dolayısıyla türlü türlü otları bitkileri toplamak da çok önemli. bu bitkileri bildiğin dereden, gölden çıkardığınız su ile formüle ederek yapıyorsunuz. silaha taktığımız zehirler ise yine bitkiler ile levelinize göre yaratıklardan düşürdüğünüz zehirlerin formüle edilmesi ile yapılıyor. bunlar da hasar verdiğinizde atıyorum 3 saniye boyunca 3k damage zehir etkisi yaratmanızı sağlıyor.

    etrafta gezinirken farmlayabileceğiniz madenler, rün taşları var. madenler craft edilebilen setlerin yapımında kullanılan materyalleri elde etmenizi sağlıyor. rün taşları ise setlerdeki parçalara ilave özellikle eklemenize yarıyor; atıyorum her parçaya 800 stamina ekliyorsunuz.

    etraftan topladığınız her şeyi ama her şeyi satabiliyorsunuz. bu satışlar kapalı devre diye adlandırabileceğimiz bazı gamerların da aşina olduğu auction house yapısına benzeyen guild storelar'dan yapılıyor. her oyuncu aynı anda 5 guilde katılabiliyor. trading guildlere, pve guildlere veya pvp guildlere katılabilirsiniz.

    oyunda para kasma işi çok zor değil ancak pek kolay da sayılmaz. verimli ve doğru yerde kasıldığında çok sorun yaşamazsınız. oyun içi extra her şeye crown dediğimiz para ile alınan nanelerle ulaşabiliyorsunuz ama oyun çok pay to win diyemem o yüzden çok ihtiyacınız olmayacaktır, çok ihtiyacınız olursa oyun parasıyla da crown alınabiliyor türlü yöntemlerle ancak ben hiç denemedim. dlc almak size kalmış ancak expansionları kesinlikle bir şekilde almanızı öneririm. aynı sene içerisinde değilse bile sonraki yılda bir önceki expansionları çok ucuza alabiliyorsunuz, birkaç ay bekleyip alabilirsiniz. dlcleri alıp almamak tamamen kişisel bir tercih, şahsen ben alıyorum. getirilerinden ziyade yeni harita, eşya ve hikayeler için alıyorum.

    gelelim pve içeriklerine. oyunda grup olarak yapabileceğiniz dungeonlar(4 kişilik), harita bossları, trialler(12 kişilik) mevcut. tesonun pve'si pvp'sinden çok daha ileride diyebilirim. 10'larca farklı dungeon ve trial mevcut. pve içeriklerini 160cp'den sonra ciddi olarak oynamalısınız. yukarıda levelle ilgili kısımda bahsettiğim gibi sizin ilk olarak yapmanız gereken 160 cp'yi aşmaktır. bu levele kadar oyun içi questleri, haritaları bitirmenizi ve oyunu anlamaya çalışmanızı öneririm. grind(tek yerde maximum verimlilikle kasma) yapmanızı önermem. bu oyun grind yapılmayacak derecede devasa ve güzel bir içeriğe sahip çünkü.

    pvp kısmına ben de henüz tam olarak geçemediğim için çok detay verebilmem zor ancak günlük battlegrounds denen pvp etkinliği(max 15 dk. sürüyor), cyrodiil haritası(savaş mapi gibi düşünün) mevcut. pvp mekaniği güzel ancak dengesiz. melee'ler şu an çok ciddi dezavantaja sahip. cc(crowd control / kitlenme / hareket edememe) yemekten kafanızı kaldıramıyorsunuz. ayrıca özellikle prime time'da müthiş bir lag var. türkiye'de olduğumuzdan mıdır bilmem her zaman lag olmasa da 0,5 sn gibi bir gecikme oluyor. bu da oyunun nadir kötü yanlarından şahsi kanaatim.

    çok fazla hırsla oynamanızı önermem. bazen sıkılıp 1 ay oynamayıp sonra çok özleyip döndüğüm de çok oldu. hayatsız bir şekilde oynamanızı isteyen bir oyun değil ancak öğrenene kadar zor olacaktır. bunun için çok okumanız, araştırmanız gerekmekte. çok karışık geldiğinin farkındayım ama bir yerden sonra bütün mekanikleri çözüyorsunuz. belli levelden sonra zaten güçlü oluyorsunuz, oyunu anlıyorsunuz çok fazla bir şey yapmadan hem pvp'de hem pve'de kalbur üstü bir karakteriniz oluyor.

    aslında daha yazacak bir sürü şey var, benim bilmediğim mekanik ve içerik de çok fazla ancak keşfetmek bitmiyor. mmorpg'nin modern oyun dünyasında karşılığı bu oyundur. gönül rahatlığıyla oynayabilirsiniz. keyif almaya bakın.

    edit : trialler 12 kişilik, mmrsrkn uyardı; kendisine teşekkürler.

  • orjinali üstteki entrylerden birisindeki gibiyse, naçizane almanca bilgimle tam tercümesi:

    "türkiye'nin kendisini rehin alması dolayısıyla en nihayetinde sadece diplomatik ve sosyal imkanlarımızı kullanabiliyoruz. saldıracak halimiz yok."

    olan cümle.

    o değil de, ekşisözlük entel dantel popülasyonu dedik, ekseriyeti metin 2'den fırlama dallama, atarı gideri yüksek ergen çıktı amk. yorumlara gel yorumlara.

  • olayın devamı; hekimi polis zoruyla adliyeye almak isteyen savcı karşı yöneticiler ve diğer hekimler hep birlikte karşı çıkmışlar. adliyeye de toplu halde gitmişler. hepsine helal olsun.

    haddini bilmeyen bu şahsa hsk haddini bildirmelidir. hastaneler sizin at koşturacağınız yerler değildir savcı efendi!!!

    edit: uyarılar üzerine hsyk—>hsk

  • lord eddard stark denen aktrollü ortaya çıkaran kahraman. emeğine sağlık. özel dedektiflik kariyeri üzerine bir düşünsün derim:)

  • 1955 yılında yapılan esenboğa havalimanını kendisinin yaptığını iddia eden bir cumhurbaşkanının seçmenidir. şaşırmamak lazımdır.

  • günümüzde tek eliyle araba kullanırken diğer eliyle cep telefonundan mesaj atabilen türklerin atalarıdır...