hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: https://hibya.com/…nler-icin-ruhsatli-15102012.html)

    para için her türlü korkunç faaliyeti yürütecek güruhun gözünü kırpmadan gerçekleştirebileceği ihtimaldir.

    koskoca ülke düşünün ki ufacık metre kare alanda ki termik santralin yanmasına 5 gün önceden 30 km mesafede başlayan yangına rağmen engel olamıyor. sahi akıl alır yanı var mı?

    tema vakfının 2020 ekim ayında muğla için hazırladığı maden ruhsatı raporuna göre muğla'nın %59'u maden alanı olarak parsellenip ruhsat türüne göre sınıflandırılmış, bu % 59'luk alanın % 65'i ormanlık alan. ne hikmetse bu parsellemeden sonra gelen 2021 yazında bu ormanlık araziler cayır cayır yanıyor ve orman vasfı yitirilmiş arazilerin maden ruhsatı dışında kalan kısmı da turizm bakanlığının hizmetine sunulacak şekilde temmuz sonu çıkan yasa ile tescilleniyor.

    görsel

    görsel

    görsel

    muğla ili haritası incelendiğinde ve yangınların çıkış ve kontrol altına alınamayışı karşılaştırıldığında ortaya komplo teorisi olamayacak kadar net bir görüntü ortaya çıkıyor. ağacını kestirmeyen köylünün ormanını yakıyorlar.

    şimdiye kadar muğla ilinde yapılması planlanan, ruhsat verilip faaliyete geçirilmeye çalışılan her maden ve santral firması yerli halkın aktif protestoları ile engellenerek bertaraf edilmiştir, ufak bir arama motoru taraması ile bu protestoları teyit edebilirsiniz.

    bakmayın aslında her ne kadar göğsünü siper etse de köylü, yerel halk, yine de engel olunamayan, dağları, ormanları delik deşik edilen birçok alan da mevcut.

    işte bu maden yağması ağaç ve orman protestolarına takılmasın diye kontrollü olarak buraların yakıldığını düşünüyorum. köyü yanan halk zorla tahliye ettiriliyor kolluk kuvvetleri tarafından. müdahale etmeye çalışan vatandaşlar bölgeye yaklaştırılmıyor. muğla'da halk kolluk kuvvetlerinin kontrol noktalarını aşarak köylerine gizlice girip yangınları durdurup, evlerinin yanmasına engel oluyorlar.

    eyy bu ülkenin şerefli yetkilileri, bu cennet vatanın maden firmalarına peşkeş çekilmek için kontrollü yakıldığının ihtimalini akledin. turizm firmalarının yağmalamasına izin vermeyin. azcık da olsa vicdanı olan nüfuzlu ve varlıklı vatansever iş adamı ve sanatçıları alabildiğiniz kadar hava desteği, yangın uçağı ve helikopter getirtin.

    güzelim memleketin cennet köşesinin daha fazla yok edilmesine göz yummayın. bu bir doğa işgalidir. ülkenin güzelliği yok ediliyor. ses olun, anlatın. evlerini yitiren köylüler, evi orman olan hayvanlar, yuvası toprak olan ağaçlar için ses verin.

    bu kıyıma dur deyin.

  • memlekette son zamanlarda bu olay türedi. oğlum illa günlük güneşlik günlerde mi millet sipariş verecek. sen karlı , yağmurlu vs günlerde ona göre çalışanlarına tedbirini aldır. aldıramıyorsan hizmet verme bunun hizmet alanla ne alakası var. kimse internete girip restorantlar kapalı olunca çılgınlar gibi pizza söylemeliyim diye ortalıkta tepinmiyor.

  • corona olup ölmek istememiş olabilir. çocuklarının boynu bükük kalmasını istemeyen bir ana baba olabilir. bilemezsiniz.

  • bu sabah minibüste en arkada oturan iki arkadaştan duyduğum diyalogtur.

    -yağmur yağıyor
    +yağsın banane amk.

    2 dakika sonra..

    -işe geç kaldık
    +kalalım sanki çok önemli insanlarız amk.

  • bu topraklarda bir şeyler yapmak istiyorsanız adamınız olacak. tek başınıza çok zor.

    1889’da stockholm'da 8. milletlerarası müsteşrikler kongresi düzenlenecektir. ii. abdülhamid osmanlı’yı temsilen ahmed mithat efendi'yi görevlendirir. ahmed mithat stockholm yolculuğu sırasında hem doğu hem batı kültürüne aşina bir "madam" ile tanışır. ismini sorduğu bu kadından gülnar cevabını alınca çok şaşırır. sohbetlerinin devamında bu kültürlü hanımın olda de lebedev isimli bir rus yazarı olduğunu ve fransız bir kontla evlendikten sonra kazan şehrine yerleşerek orada yaşadığını öğrenir. “madam”ın osmanlı medeniyetine olan hayranlığı nedeniyle kendisini gülnar diye tanıttığını anladığı anda ise ahmet mithat’ın şaşkınlığı hayranlığa dönüşür. kendisini istanbul'a davet eder.

    ahmet mithat efendi'nin davetini kabul ederek 1890 yılında istanbul'a gelen ve bir süre kalan madam gülnar, rus edebiyatını tanıtan çalışmalarda bulunur. daha sonraki yıllarda da birkaç sefer istanbul'a gelen madam gülnar, rus edebiyatından yaptığı tercümeleri ve bazı yazıları önce tercüman-ı hakikat gazetesi'nde tefrika ardından da kitap olarak yayımlar.

    madam gülnar aslında daha önce, 1881 yılında da istanbul'a gelmiştir. o dönem rus eserlerini türkçeye çevirmek için kapsamlı bir proje planlamıştır. osmanlı makamları, casusluktan şüphelenir ve puşkin'in çevirisinin yayınlanmasını yasaklamıştır.

    ancak ahmed mithat efendi ile tanışmasından sonra olga lebedeva’nın çalışmaları sultan ii. abdulhamit’e takdim edilir ve kadına yaptığı çalışmalardan dolayı ikinci rütbeden şefkat nişanı verilir. şefkat nişanıyla çekilen fotoğrafı servet-i fünun dergisinde yayımlanır. (şefkat nişanı, ii. abdülhamid döneminde yardım ve hayır işlerinde başarılı olan kadınlara verilir)

    görsel

    nihayetinde madam gülnar’ın çevirileriyle osmanlının rus edebiyatıyla tanışması hız kazanır.

    çevirileri:

    kar fırtınası. puşkin, 1890
    iblis. mihail yuryeviç lermontov, 1891
    ilyas (öykü) hakikat-i gına (makale). tolstoy, 1893

    * müsteşrik: doğu toplumlarının, kültürlerinin, dillerinin ve halklarının incelendiği batı kökenli araştırma alanlarının tümüne verilen isim.