hesabın var mı? giriş yap

  • ahauejahaa sagdan soldidn ahehaxhjsbebs.
    ya arkadaş bu nasıl bir mal nesil,nasıl bir gerizekalı nesil.
    lan denyo,adamın söylediğini,aşı vurulurken hemşire söylüyor a beynini s..

    adam da haklı olarak sebebini merak etmiş,sen neden birşey hakkında fikir sahibu gibi atlıyorsun tiktokcu.

  • yabancı sitelerdeki yazılar ve ekşisözlük'te tepedeki psychedelic adam'ın yazdığı birkaç güncel yazı ile kendi bildiğim olayları derleyerek oluşturduğum david bowie hakkında 25 ilginç bilgi:

    10 ocak’ta hayatını kaybeden david bowie’nin twitter’da takip ettiği son hesap god’dı.

    david bowie’nin kapağında kendisinin olmadığı tek albümü son albümü blackstar’dır. geri kalan tüm albümlerinde kendisi yer almıştır.

    blackstar aynı zamanda bir tür kanser lezyonudur.

    son albümünde death grips, kendrick lamar, lcd soundsystem ve boards of canada etkilendiği isimlerdendir.

    david bowie idolünün little richard olduğunu söylemiştir.

    hayatında yediği en kötü şey at idrarında pişmiş yumurtadır. bunu ona yedirten de birlikte hong kong seyahatine gittiği john lennon’dır. aynı zamanda john lennon’ın en büyük hayranlarındandır.

    sanat koleksiyoncusudur. koleksiyonun çoğunluğu ünlü olmayan 20. yüzyıl brit ressamların çalışmalarıdır.

    gençliğinde sanat okuluna gitmiştir ve kendine ait sürrealist birçok resmi vardır. en çok etkilendiği isimlerin başında egon schiele gelir. heroes ve lodger albümlerinin kapağında schiele’nin roquairol ve st. sebastian tablolarından esinlenmiştir.

    godspeed you black emperor! ve arcade fire’ın favori gruplarından olduğunu söylemiştir.

    1996’da bir şarkısını –telling lies- online yayınlayarak, internet üzerinden kendine ait bir şarkının dağıtımını yapan ve indirilmesini sağlayan ilk ana akım müzisyendir.

    2000’de kraliçe ikinci elizabeth tarafından verilmek istenen -britanya imparatorluk nişanı olan- komutan ünvanını geri çevirmiştir. 2003’te ise yine kraliçe tarafından şövalye ünvanı verilmek istenmiş fakat geri çevirmiştir.

    33 film ve dizide aktör olarak yer almıştır. the man who fell to earth filmiyle en iyi aktör ödülünü almıştır. yardımcı oyuncu olarak ise the last temptation of christ’da pontius pilate’i, prestige’de nikola tesla’yı canlandırmıştır.

    çay fobisi vardır. 5 yaşında yaşadığı bir olaydan beri içememektedir.

    lise çağlarında büyük bir caz sever ve charles mingus hayranıdır.

    berlin üçlemesini (low-heroes-lodger) hansa adlı küçük bir stüdyoda kaydetmiştir.

    tvc 15 şarkısını iggy pop’un gördüğü bir rüyadan esinlenerek yazmıştır. o rüyada televizyon seti iggy pop’un sevgilisini yemektedir.

    bowie 1990 dünya turu öncesinde fanlarına en çok çalınmasını istedikleri parçaya oy vermelerini istemiş. fakat en çok istenen parçayı çalmamıştır. (the laughing genome)

    diamond dogs albümündeki tüm enstrümanları kendisi çalmıştır.

    under pressure parçası isviçre’deki stüdyosunda queen ile doğaçlama takılırken ortaya çıkmıştır.

    bowie under pressure parçasını 92 yılındaki queen tribute konserine kadar canlı hiç söylememiştir.

    kokain bağımlılığının zirvede olduğu dönemlerde bir iddaaya göre kendi idrarını bir büyücü çalmasın diye soğutucuda depolayarak saklamıştır.

    en zayıf olduğu dönem uyuşturucu bağımlığının ciddi seviyelerde olduğu diamond dogs turundaki halidir. 1.78 boyundaki bowie 43 kilodur. o dönemlerde kırmızı biber ve süt dışında herhangi bir gıda tüketmemiştir.

    70’lerdeki uyuşturucu kullanımının sebebinin haz ve zevk için olmadığını sadece evden pek dışarı çıkmadığı ve günler boyu uykusuz çalıştığı için kullandığını söylemiştir.

    gözleri farklı renkte değildir. bir kavga sonucunda bir gözünde kalıcı gözbebeği genişlemesi meydana gelmiştir.

    kendi isminin bovi ya da buvi diye mi telafuz edilmesi konusunda net bir fikri yoktur.

  • metrobüs kullandığı için tebrik edilesi insandır. tek başına bir arabayla trafikte yer kaplamamayı tercih ediyor. ha telefon değiştirme konusunda falan vurun kahpeye.

  • zor zamanlarında fazla yalnız bırakılmıştır.

    "ya biliyorsun işte işim gücüm var, olmasa gelirdim yani", "ya biliyorsun para yok işte, olsa gelirdim görüşürdük eheh" diyip duran arkadaşların... "ya evladım, çocuğum sen yaparsın, hadi bakiim kolay gelsin..." diyen akrabaların nesini özleyeceksin allasen, bahanelerini mi?!

  • "22 cvpsz arm brktm 1 kere geri dnmdn. uzydsn dmk beni ihml etmn anlmına glmyr. hiç mi zmnn yok.hiç mi mrk etmyrsn. çok üzyrsn beni felix"

    2 dakika sonra:

    "msj ulşmd diyr. iyonsfre grnce beni arrmsn?"

  • gecenin karanlığında karşı apartmanda beliren komşu kızının, onca soğuğa, zatürre tehlikesine rağmen saatlerce "bir kez olsun kıpırdamayışı" bile bir kuşkuya mahal bırakmadan kesilmesi. hem de en tarz, en kasıntı pozlarla. annenin "oğlum kafayı mı yedin? donacaksın orda gir içeri" çağrılarına karşılık vermeyeşin ardından sabah karşı balkonda duran şeyin kova içine ters dikilmiş vileda sopası olduğunu farketmek. (bkz: miyop) (bkz: karanlık)

  • 2 sene önce istanbul-stockholm arasıydı benimki. uçuş boyunca en korktuğum an tuvalette işimi hallettikten sonra sifona benzeyen bir şeye basmam sonrası kopan gürültüydü. o kadar derinden, o kadar dehşet vericiydi ki "uçağı düşür düğmesine mi bastım lan!!!?" diye sırtımdan kıçımın arasına doğru anında bir ter süzülmüştü. gürültünün sürdüğü o 5,6 saniye içerisinde national geographic'deki "uçak kazası raporu" programının bizim uçağın düşüşünü konu alan bölümünü bile kafamda canlandırmıştım. hem bok yoluna gidecek, hem de uçağı benim düşürdüğüm ortaya çıkınca "dünyanın en gerzek uçak yolcusu" olarak anılacaktım. sesler kesildiğinde yanlış bir şey yapmadığımı anlayıp, 40 yıllık uçak yolcusu gibi gözüm kapalı sifona basabildiğim için övündüm kendimle. tuvaletten çıkıp koltuğuma doğru yürürken de herkesin suratına "işte bu iş böyle yapılır. tuvaleti yaptıysan sifonu çekecen abi." gibisinden bakarak gururlu bir tavır takındım.