ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gökyüzündeki esrarengiz parmak izi
-
videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
bkz: esrarengiz parmak izi
edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
denize apo mu düşse kurtarırsın rte mi
-
denizi kurtarmak en doğrusu.
tuzak bir soru.
chp'lilerin elit sayıldığı ülke
-
bunun temel motivasyonu, o çok nefret edilen ve tüm kötülüklerin anası olarak görülen elitliğe bir övgü ve öykünmedir, "elit" diye güya hakaret ederken o kavramın içinde belli bir kültür birikimini, görgüyü, aileden gelen manevi bir zenginliği* barındırdığını, ihale sayesinde zengin olup paranın bir tarafına koysan da, arabanın en iyisine binip o elitlerin gezdiği yerde gezebilsen de, onların yazlık mekanlarında kadın-erkek plajı ayrı tatil yapabilsen de, bazı şeyleri parayla asla değiştiremeyeceğini ve elde edemeyeceğini, tüm "bakın artık ben de yapabiliyorum/sahip olabiliyorum" dediklerinin kendilerinde nasıl eğreti durduğunu bilmenin öfkesidir.
çünkü taktılan saatin, modanisa gibi yerlerden alınan ve muhafazakar makastan çıkınca çok güzel oldu zannedilen o acıklı kitsch kıyafetlerin, havalimanında göze sokulan louis vuitton valizlerin, alta çekilen jeepin, en özel üniversitenin uluslararası bilmemne bölümünden mezun olmak için dökülen onca paranın, kendi çapında bir cemiyet, bir sosyete oluşturmak için mado'da pazar kahvaltısı edip huqqa'da latte içmenin bir boka, hiç ama hiçbir boka yaramadığını içten içe bilmenin çaresiz hırsıdır. ne tiyatroyla, ne kitapla, ne filmle, ne seyahatle telafi edilemeyecek keskin bir sakilliğin kinidir. çünkü bilir ki bugün islami moda dergisinin lansmanına gitmesine izin veren, modern zamana son derece uyumlu görünen kocası bir anda sinirlenip dayak atabilir, elitler gibi roma'ya gidilip alışveriş de yapılsa yolculuk hep maraş'taki köye kaynanaya gitmekle biter, tüm çaba dini bayramlarda ıslak ayak üzerine giyilmiş çorapların kokusuyla dolmuş havasız bir odada biter. çünkü bilir ki "çok şükür elhamdülillah, allahım, canım rabbim, bugün de bize bahçeşehir'deki evimizin bahçesinde dostlarımızla toplanmayı nasip etti" diye şükredilen her şey bir anda allak bullak olabilir ve hemen olmasa da birkaç yıl sonra kendilerini geldikleri yerde bulabilirler, ama yıllarca karı koca öğretmenlik yapıp ege'de yazlık alan beyefendiyle hanımefendinin öyle bir riski yoktur, insanın kumaşında olan bir şeyin öyle aniden kaybedilme riski olmaz.
edit: "neden maraş?" diye soranlara cevap vermek adına, bu "italya'dan sonra maraş'a gitmekten ve köşelerden erkek çorabı toplamaktan ve kokudan ne kadar iğreniyoruz" benim nişantaşı dolaylarında bir cafede iki kadının muhabbetinden duyduğum bir şeydi, maraş'a ya da doğu'ya bir garezim yok, buradan tüm maraşlı vatandaşlarımıza "maraş'ın yollarına çıkayım dağlarına" şarkısını armağan ediyorum.
edit: haters gonna hate.
türkler fotoğraf çekiyor koreliler kazanıyor
-
vosvoslu başkan jose mujica'nın bugün bir yerde çay içerken herkesin samsung'larıyla onun fotoğrafını çekmesi üzerine yaptığı espri. adam tek cümleyle teknolojik kalkınmadan dışa bağımlılığa, üretimsiz tüketimden gereksiz lüks sarfiyatına öyle bir eleştiri yapmış ki, insan hayret ediyor.
türkler kapıyı tok sesle kapatıyor, almanlar kazanıyor.
türkler kanepeyi monte ediyor, isveçliler kazanıyor.
türkler bombalıyor, amerika kazanıyor.
ulan hatta türkler evlenmeye niyetleniyor, bulgarlar kazanıyor.
anıtkabir kaça yapıldı biliyor musunuz
-
son saniyedeki göz hareketine bakar misiniz. atomu parçaladı. o kadar haklıyım göz hareketi o. senin gözünü sikm..
beylikdüzünde bir gencin kafasını taşla ezen afgan
-
5-10 milyar euro gibi kimin cebine gittiği belli olmayan bir para için vatanın onurunu, namusunu, bağımsızlığını, huzurunu, can ve mal güvenliğini, çocuklarının ve kadınlarının istikbalini ve selametini satanların iftihar etmesi gereken tablodur.
bu daha ne ki?
bunlar logaritmik hızla çoğalıp, yayılacak ve mafyalaşmaya başlayacaklar. seyredin bakın.
yani bu adamlar taliban'dan kaçmış güya. öyle mi? lan bunlar taliban’ın ta kendisi. türk ordusunun asker sayısı kadar genç afgan erkek getiriliyor. hepsi de eli silah tutan, askeri eğitim görmüş, gerilla savaşında uzmanlaşmış tipler. sedat peker, çalınan ve kaybolan taktik silahlardan bahsediyor. amerikan ordusu ise yunanistan'a yığınak yapıyor.
bu neyin hazırlığı böyle? buyrun siz düşünün..
türkiye cumhuriyeti yıkılıyor..seyredenler utansın.
ben yandım bari siz yanmayın tavsiyeleri
-
cami dibinden ev tutmayın hele de tövbe satın almayın olarak verilebilecek tavsiyedir.
sedat kapanoğlu'nun günyüz keskin ile evlenmesi
beyninin %90'ı olmayan adam
-
bilim dünyası "beyinsiz" insanın şaşkınlığını yaşıyormuş. aslında şaşılacak bir durum yok, bizim ülkede böyle yaşayan milyonlarca insan var.
--- spoiler ---
denizanasının herhangi bir beyin yapısına sahip olmadan 650 milyon yıldır türünü devam ettiriyor olması, gerek dünyada gerek ülkemizde pek çok insan için umut ışığı.
--- spoiler ---
yıldız tilbe'nin hülya avşar'a maymun demesi
-
içimizin yağlarını eriten açıklama. ben 70 kiloya düştüm.
kuzey güney
-
dizinin özeti şu şekildedir.
güney: n'oluyo oğlum ya?
cemre: kuzey n'oldu?
ali: kuzey olm n'oluya lan?
anne: n'oluyo çocuklar?
banu: güney n'oldu, bişey mi oldu?
kuzey: bişey yok aq yaa...
sırf ibnelik olsun diye yapılan şeyler
-
dönercilerin kebapçıların önünden geçerken yanınızdakilere durduk yere "olm burda yiyelim mi lan?" demek, değnekçiyi heyecanlandırmak, buyrun abi salonumuz klimalıdır, iyidir hoştur dedirtmek, sonra neyse ya sonra yiyelim demek.