hesabın var mı? giriş yap

  • hikayesinin şu şekilde olduğunu düşündüğüm video:

    yılmaz: paylaşılamyan erkek
    ayşe: yılmaza yanık
    yılmazın gacesi: eski gacesi olmuştur
    sibel: yılmazın gacesinin kankası
    suzi: fitneci, kameraman
    şuküfe(şükriye): zamansız gelen çağrının sahibi

    yılmaz gacesinden ayrılmış ve ayşe ile konuşmaya, görüşmeye başlamıştır. gace bunu öğrenir ve soluğu can dostu sibelde alır. sibele ağlar, zırlar. genç yaşına aldırış etmeden kendini içkiye verir. sibel kankasının acısına karşı duyarsız kalamaz.sibel kankasının içine düştüğü buhrandan ayşeyi sorumlu tutmaktadır. yanına fitneci suziyi de alarak ayşeyi bir köşede sıkıştırır. ayşe o gün sibel ve suzi tarafından yeterince korkutulur. ayşe yılmazla, sibelle, suziyle bir daha uğraşmaması ve gözlük takması konusunda fazlasıyla uyarılmıştır. hatta akıllı durursa sibel tarafından korunacağı da taahhüt edilmiştir. aradan zaman geçmiş, yaz bitmiş ve kış gelmiştir. ancak gel gör ki ayşe tüm olanları unutmuş ve yılmazla görüşmüştür. bunu haber alan sibel, suzi ve yılmazın eski gacesi akıllanmayan ayşeye bir ders vermek için o gün kaydettikleri videoyu ocak 2009 itibariyle internet ortamında paylaşıma açmıştır.

    peki tüm bunlar kimden ötürüdür? kimden ötürü yaşanmıştır?

    söz konusu videoyu çok karışık ve çok karşıt hislerle defalarca izlememin sonucunda tüm bunların suziden ötürü olduğu kanaatine vardım. ortada bir aldatma yoktur. yılmaz gacesinden ayrılmıştır. bunun akabinde ayşe ile görüşmeye başlamıştır. tahminime göre, yılmazın eski gacesi sibele ağlarken suzi de oradadır.suzi bu iki kankanın arasında varlık gösterebilmek için olaya müdahale etmek ister, suçluyu bulur ve cezasını keser. suzi fitnecidir. zaten suzinin tüm olanları kayda alırken sibeli gazlayan sözleri gözden kaçmamaktadır.

    bu arada bu videoyu her ne kadar kendim defalarca izlemiş olsam da karışık hislerimin bazılarının etkisi ile fazla yayılmamasını temenni ettiğimi de belirtmeliyim.

  • iğrenç pislikler, saf kötülükler adamlar kalkıp ülkene gelmiş vatandaşını enkazdan çıkartmış yardım etmiş teşekkür edeceğine dediği şeye bak yaratıkların. bunların cenazesine kefen dikeni de su vereni de arkalarından bir gram iyi şey diyeninde , bu tuvalet kağıdıyla kıçını silenin de yüzü gülmesin.

  • her yeri türkiye zanneden, medeniyet görünce güvercine dönen iri yarıların düştüğü utanç verici hal. ülkemizin nasıl bir bok çukuru olduğu aslında yurtdışındaki tavırlarından daha iyi anlaşılıyor.
    bizde bilal'e afiyet olsun, yemeğin parasını kim verdi" diyen çocuktan kimlik istemişti bir takım siyah ceketli, hiç bir sıfatı olmayan delikanlılar.
    adamı böyle mum gibi yaparlar işte.

    ibretlik bir örneği de şurada var:
    (bkz: alman polisine söyle hepsinin kimliğini istiyorum)

  • epicfail: adam levine'den nefret ediyorum. behati'yi elimden aldı.
    siri: hangi elinden, sağ elinden mi sol elinden mi?

  • lakers'a karşı oynadığı oyundan ziyade, nba'e geldiği kafa yapısını beğendiğim genç oyuncu.

    istatiskleri yanıltmasın. dün geceki maçta bir kaç iyi hareketi olduğu kadar, özellikle son periyotta farkın erimesinde, furkan'ın yaptığı basit hataların da katkısı vardı.

    fakat muazzam bir özgüvenle oynuyor. en ufak bir tereddüt yok hareketlerinde. "19 yaşındayım ama, ben buraya oynamaya geldim" diye bas bas bağırıyor sahada. çok beğendim bu açıdan.

  • gectigimiz yil en hararetlinden irkcilik uzerine tartismalarin merkezi konumundaki amerikan sehri. baltimore cok buyuk bir yer degil belki ama konumu nedeniyle hep cok onemli bir yer olmus. washington dc'ye, new york'a ve philadelphia gibi diger onemli ve buyuk sehirlere yakinligi, yillar yili celik ticaretinin yapidigi aktif bir limani olmasi nedeniyle dikkatleri hep uzerine cekmis. ne yazik ki martin luther king jr'in oldurulmesi sonucu yasanan ciddi yikim nedeniyle sehir potansiyelinden buyuk bir parca kaybetmis. ilerleyen yillarda cetelerin ellerindeki gettolariyla guven problemi yasanan, suc orani en yuksek sehirler arasina girmis. fakat son yillarda inanilmaz bir degisim var sehirde. restoranlarin bini bir para, mantar gibi yeni yeni yerler aciliyor. konserler, broadway turnelerinin onemli bir duragi haline gelmesi ve daha bir dolu hareketlilik. her mahallenin kendi festivali var. yazlari plaja gitmek icin ideal bir konumda, kislari kayaga gitmek icin de. ilkbahari inanilmaz sirin, sonbahari ise sadece etraftaki bozulmamis dogal alanlari ile degil sehrin icindeki yesilinin renk degistirmesi ile de mukemmel...bu sehir gercekten guzel.
    gunbatimini en sevdigim sehir ankara idi, simdilerde baltimore'u ikinci siraya gonul rahatliligi ile koyabiliyorum.

  • 2 gündür benim çocuk isyanlarda. günde 1,5 saat youtube izleme hakkı vardı. prenses elif filan. baba, youtube niye açılmıyor diye başımın etini yedi. ben de tayyip amcan kısmış interneti diye anlatmaya çalıştım. 5 yaşındaki çocuğun bile daha şimdiden antipatisini kazandın reis.

  • ülkeyi komple arapların üstüne yapın da bu iş huzur icinde çözülsün.

    ekonomik çıkmazda olan türkiye cumhuriyeti'nin başındaki zatın gerçekleştirdiği aktivite.

    https://mobile.twitter.com/…|twcamp^serp|twgr^tweet

    edit: https://mobile.twitter.com/…tus/1331958084495953921

    edit 2: ilgili haber
    https://www.dunya.com/…ula-ortak-oldu-haberi-601558

    edit 3: bazı mesajlar aldım bunun zararlarının ne oldugu ile alakalı, belirtmem istendi. olası bir hükümet değişiminde ülke borsasının %10'luk kısmının katardan manipüle edilmeyeceginin garantisini kim verebilir ? türkiye cumhuriyeti'nin katar'ın arkasında bulunan, londra'daki spekülatörün emrine amade edilmiştir. çok net.

    ayrıca arada kaynayan "çerezlik" imzalanan anlaşmalar da şunlar:

    "istinye park hisselerinin devrine dair anlaşma",
    "istanbul haliç altın boynuz projesi'ne yapılacak potansiyel ortak yatırıma ilişkin mutabakat zaptı" ile;
    "global liman işletmeleri ve qterminals w.l.l arasında ortadoğu antalya liman işletmeleri aş'nin hisse devrine ve satın alımına dair anlaşma" da bulunuyor.

  • şaka değil. komik değil zaten. daha önceden özelleştirilen ido'nun yabancı ortağı souter ınvestments türkiye'yi dava etmeye hazırlanıyormuş. çünkü özelleştirme yapılırken onlara da bir garanti verilmiş(!).

    demişiz ki biz bu adamlara, "biz bu köprünün ücretini 42 dolar olarak belirledik. bunun altına düşmeyeceğiz. yani sana bir etkisi olmayacak, çünkü kimse o parayı verip bu köprüyü kullanmaz. sana da bunu ihalede garanti ediyoruz, merak etme."

    osmangazi köprüsü içinde yapan firmaya bir güvence vermişiz. kimse kullanmıyor, ama parayı ödememiz lazım. kur da yükseldi. ne yapacağız? bari günde 5-10 kişi daha fazla kullansın diye indirim yapmışız. ne olmuş, 121 tl olması gereken ücret, 64 tl'ye düşmüş. ido'dan daha fazla. ido ne yapmış? "sen bana bunun garantisini verdin, bu indirimi yapman suçtur" diyerek bizi washington'da ki mahkemeye veriyormuş.

    yani ne olursa olsun biz kaybediyormuşuz. ordu'da oturan ve belki bu köprüyü de, ido'yu da hayatı boyunca hiç kullanmayacak hikmet amca kaybediyormuş. çoğ güzel projeğ. megağğğğ proje.

    haber linki