hesabın var mı? giriş yap

  • facebookta dolaşırken birilerinin artık kendi dilinden "dur" dediği görülen kişi.
    aşağıdaki linkten yazılanlar görülebilir, ne olur ne olmaz buraya da aktarayım;

    https://www.facebook.com/…741825.31005599074&type=1

    elliuçtur elliuç rize'nun plakasi,
    kim kemuk atarse, olursun yalakasi..

    yetmedimi ismail bu kadar kudurduğun,
    her sene değişiyi tasmani tutturduğun..

    bir gun şevki yılmaz'a, bir gun melih gökçek'e,
    türüt hepten dönüştun, omurgasuz böceğe..

    bir gun mesut yılmaz'a, bir gun sedat peker'e,
    her yöne döneyisun benzeyisun tekere..

    vatansever geçinup, katili öveyisun,
    deren satiluriken, acep ne edeyisun.?

    israil'li hep aldi senun dereleruni,
    yesunler yalan yere vatan sevmeleruni..

    turkiler dizeyisun birkaç bin lira içun,
    değer miydi ismail festival kapmak içun..

    adam olsan bu millet belki seni severdi,
    eski karinda gidup mahkemeye vermezdi..

    iki uç kuruş içun harcadun gururuni,
    bu sana son uyari yiturma onuruni..!

  • vay vay vay...
    önce nike tiempo.
    sonra modeli hatırlamıyorum ama metalik renk nike.
    metalik dediysem, ayakkabı bildiğin ayna.
    izliyorduk öyle uzaktan.

    içimde kalmasın; bir çocuğun halı saha ayakkabısı ne kadar güzelse, o kadar kötü top oynardı o zamanlar. zengin çocuğu.

  • 10 yıl önceydi. çalışanlar bilir, yeni işe başlayan mühendis maaşları 1500 tl (1000 dolar) civarındaydı. iphone’lar 2000 tl civarıydı. iyi bir araba 35-45 bin arasına alınırken , iyi evler 250-300 bin civarındaydı. halkın ağırlıklı kısmı asgari almıyordu, mavi yaka çalışan maaşları sektöre bağlı değişmekle birlikte genelde 750-800 tl net ücretten başlıyordu. bu da 500 dolar yapar.

    özetle durum daha iyiydi, genel olarak iphone, ev, araba herkes için alınabilir fiyatlardaydı. 10 yılda ekonomik olarak inanılmaz fakirleştik. alım gücündeki düşüş berbat boyutta.

    gelen mesajlar üzerine edit : konut fiyatları lokasyon ve büyüklüğe göre değişir. iphone içinde vergili türkiye fiyatını yaklaşık olarak yazdım. bu noktada önemli olan kısa sürede ekonomik olarak nereye gittiğimiz.

  • pırıl pırıl, muhteşem görüntüler.
    görüntülerin en önemli detayı şu:
    taksim meydanı 50 yıl önce bugünkünden herhalde 50 kat filan daha güzel. neredeyse uygar bir şehir meydanına benziyor.

    edit: ayrıca gerçekten de ortalıkta tek bir türbanlının olmadığı, ülkenin balkan ülkesi havasında olduğu görüntüler. o günden bugüne bakınca dubai'ye dönmüşüz hissi geliyor insana.

    edit2: bunun nesi gg yahu? şaşırdınız iyice. ülkenin geldiği hali sevmek zorunda mıyız lan?

  • inanilmaz saglam arazi araclardir. bakimi kolaydir, parcasi bol ve ucuzdur (3. dunya ulkelerinde bile), heybetlidir arazide dosta guven dusmana korku verir ve en zor sartlarda bile saat gibi calisir. yillardir farkli imalat yillarinda uretilenleri kullandim bir kere bile hararet yaptigini dahi gormedim (katar, irak, libya ve afganistandaki kullanimlar baz alinmistir). bugun calisir vaziyette baska bir kullanicidan teslim aldigimda hemen motor yagina ve suyuna baktim. su haznesinde ne bi damla su nede motorda yeteri kadar yag vardi ama aracin motorunda yada hararetinde en ufak sorun yoktu. cesitli dunya ulkerindeki gerilla ve teroristlerin tercih sebebi olmasi bile yukarida saydigim artilarini ispatlamaktadir.

  • "nesini seviyorsun su ruhsuz sehrin?" sorusuna cevap arama telasesi icinde, aslında, cunku burda dogdum, buyudum, cunku en yakın arkadaslarım, ailem burda, cunku her kosesinde bir anım var, cunku cok duzenli bir sehir* gibi basit yanıtların otesine, bir turlu adının konulamadıgını, dile getirilemedigini, senin gordugunu baskalarının da anlamasını saglamak icin hicbir seyin yapılamadıgını farkedip seviyorum iste var mı diyecegin diye kestirip atmak.. kendinin bile bilmedigin nedenlerden oturu sevdigin bu sehri, hissedilenleri anlamlandırma zorunlugundan sıyrılıp sevmeye devam etmek..