ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gökyüzündeki esrarengiz parmak izi
-
videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
bkz: esrarengiz parmak izi
true romance
-
bir sinemasever olarak bir filmde görmek isteyeceğim tüm özellikleri içinde barındıran bir başyapıt. içinde aşk vardır ama herhagi bir filmde görebileceğiniz yapmacık aşklardan değil, gerçek tutkulu bir aşk. aksiyon vardır; sırf yapılmış olsun diye değil filmin bütününe uygun heyecanlı ve gerçekçi. mizah vardır ama tahmin edebileceğiniz gibi kara mizah.yan rollerde birçok ünlü oyuncu ve keşfedilmeyi bekleyen karakter vardır. inanılmaz güzel müzikleri vardır. sonuç olarak kaç kere izlenirse izlensin asla bıktırmayacak bir filmdir.
trendyol'da satılan tuhaf nesne
-
half life oyununda olur olmadık yerlerden çıkıp irkilmenize sebep olan yaratığın bir de peluş oyuncağını yapmışlar. alınacaksa da yanında mutlaka levye sipariş edilmeli.
yaran diyaloglar
-
bu sabah minibüste en arkada oturan iki arkadaştan duyduğum diyalogtur.
-yağmur yağıyor
+yağsın banane amk.
2 dakika sonra..
-işe geç kaldık
+kalalım sanki çok önemli insanlarız amk.
esnaf lokantasının olmazsa olmazları
-
garson'un elindeki 1 tl'lik tükenmez kalem.
yalnız yaşadığı halde her gece çay demleyen insan
-
yine de yalnız yaşadığı halde 3 çeşit yemek yapan insan değildir. porsiyonları küçük yapıyorum tabi. ama bazen kendi kendime 'pff kabak mı bu, istemiyorum ya, soteden yerim sadece' dediğim oluyor, ulan sen yaptın kabağı amk niye yemiyosun. harbiden. bazen hem kola hem ayran hem bira alıp dolaba koyuyorum mesela, yemek vakti gelince de 'hmm hangisini içsem acaba lan çok kararsız kaldım fanta yok mu amk' diye düşünüyorum. ben reçeli hiç sevmem, yemem de. 40 yıl reçelsiz yaşayabilirim, o derece. ama geçen gün reçel aldım iki kavanoz, dolaba koydum arada bir gözüme çarpsın da 'bu reçellerin ne işi var burda' diye sinirleneyim. hehe.
alt geçitte deniz yatağıyla yüzen adam
vangelia pandeva dimitrova
-
vangelia pandeva dimitrova - (30.01.1911 - 11.08.1996) baba vanga
donemin, osmanli imparatorlugu altinda olan bulgaristan'da (simdiki konumu ile makedonya cumhuriyeti) 30 ocak 1911 de dogdu. 13 yasinda yagmur seline kapilip toprak altinda kaldi ve iki gozu de iltihaplanip kapandi. yani tamamen gorme engelli. gelecegi goruyor fakat kaderi degistiremiyor. dokundugu herhangi bir nesneyi butun ayrintilariyla tarif edebiliyor, bastigi toprakta yillar once ne olaylar gectigini bilebiliyordu.
turkce kaynak : http://epik.8m.com/kehanet/madyum.htm
cocuklugundan beri yaptigi kehanetlerle cevresinde taninan vanga dimitrova'nin nami arttikca devletin gercek bir kurumu olarak calismaya baslamistir. sofya parapsisizm ve telkin bilim kurumu'nda vanga dimitrova ile gorusmek isteyenlerin randevulari ayarlanir, sorulan sorular, yapilan aciklamalar ve kehanetler dosyalanmaktadir. gorusme ucretleri toplanarak parapsikolojik arastirmalari destekleyen devlet butcesine gider. dimitrova ise devletten aylik maas almaktadir.
1996 yilindan bu yana resmi bir devlet memuru olarak kehanetleri bulunan dimitrova'nin kehanetlerinin % 80'inin dogru ciktigi saptanmistir. bu kehanetlerini nasil gerceklestirdigine yonelik calismalar da yilardir devam etmektedir. kehanette bulunurken etrafinda olusan enerji alanlari, kehanetlerle oteki duyular disi idrak yetenekleri arasindaki iliski, beyninin diger insanlardan farkli calisip calismadigi ve psikolojik durumu surekli inceleme altindadir. ancak butun bu calismalar belirli bir olgunluga ulasmadigi gerekcesiyle henuz aciklanmamistir.
orjinal kaynak :http://en.wikipedia.org/wiki/baba_vanga
2008 - 4 ulkenin 4 devlet baskanina suikast girisiminde bulunulacak ve bu 3.dunya savasinin baslama nedenlerinden biri olacak. dunyada surekli kargasalar yasanacak.
2010 - 3.dunya savasi kasim 2010 da baslayacak ve ekim 2014 yilina kadar surecek.
2011 - radyoaktif dalgalarinin yogunlasmasi yuzunden hayvanlar ve bitkiler yok olma noktasina gelecek. musluman ulkeler kimyasal savas ile avrupalilari yok edecek.
2014 - insanligin yarisi deri ve diger organlarin kanser hastaligi ile bogusacak.
2016 - avrupa nufusu yari yariya azalacak.
2018 - dunyanin yeni hakimi cin'e gececek ve ekonomik olarak cin cok guclenecek.
2023 - dunyanin yorungesinde hafif bir degisiklik olacak.
2025 - avrupa da nufus daha da azalacak.
2028 - tukenen petrol ve diger yeralti kaynaklarinin yerine yeni bir enerji kaynagi bulunacak.
2043 - musluman bir devlet yeniden avrupanin tek hukumdari olacak.
2046 - tedavi edilmeyecek organ kalmayacak. gelistirilern yeni buluslarla hatali, hastalikli organin yerine yenisi (birebir) yeniden yapilacak.
2076 - butun dunyada "sinifsiz" komunizm sistemi yerlesecek
2084 - tabiat kendini yenileyecek
2088 - butun hastaliklar bir kac saniyede tedavi edilecek.
2097 - cabuk yaslanmanin onune gecilecek.
.
.
.
2167 - yeni bir din
2299 - fransiz partizanlar islam dinine karsi ayaklanacaklar.
2304 - ay'in sirri (gizemi cozulecek)
3797 - end of the world - dunyanin sonu... baska bir gezegende insan yapimi yeni bir hayat baslayacak.
fatih altaylı'nın mülteci insanlara çöplük demesi
-
çok doğru demesidir.
insanın da çöp olanı vardır, mesela aktroller.
parası neyse verelim biz de bu çöpleri afganistan'a dökelim.
afganistan'da aşık oldukları afganlar bunları sabahtan akşama kadar badelerler, tam bir win-win siçueyşın olur.
opel türkiye'nin gürses opel rezaletine cevabı
-
"siz anlaşın, biz takip ederiz"
yazılı bir sözleşme yapalım, hasar ve değer kaybını kayda alalım talebini reddetmişler.
üzerine bir de "dava açarsanız şikayeti kapatırız" şeklinde basiretsiz bir cevap dönmüşler.
yarın sabah bu tavırlarından dönerler umarım çünkü kendilerini global bir kriz bekliyor.
tüm ekşicilerin hem fikir olduğu ender bir konu ile karşı karşıyasınız opel türkiye.
marka, imaj falan yerlerde. 75-80 binlik tv reklamı ile kotaramayacağınız algıyı kaybediyorsunuz.
ama hiçbir şey için geç değil opel türkiye. ayarı ver gürses'e ve bu konu burada kapansın!
(bkz: gürses opel rezaleti)
opel türkiye hesabı: https://twitter.com/opel_turkey
opel global hesabı: https://twitter.com/opel
opel global ceo hesabı: https://twitter.com/kt_neumann
opel global cmo (pazarlama) hesabı: https://twitter.com/tinamuelleropel
diğer kodamanlar
https://twitter.com/nicoschmidtopel
https://twitter.com/hahamprecht
https://twitter.com/gm
örnek metin: "have you heard about opel turkey's major f.ck up in turkey. a drunk opel employee, driving and crashing a customer's car"
ben ancak bu kadar britanya köpeği olabildim, daha etkili bir metin için daha britanyacı arkadaşların önerilerine göre metin güncellenecek.
o kızcağız yalnız değil opel türkiye!
cmylmz'nin rick gervais'ten pahalıya bilet satması
-
korkmayın birim para hesabı yapmaya gelmedim.
8 ay önce viyana'ya gelen ricky gervais'in armageddon gösterisine viyana'nın en büyük salonlarından biri olan (en büyüğü de olabilir) wien stadhalle'de kategori c'ye denk gelen bir bileti 60 euro'ya almıştım. bilet
şu an ise 11 ay sonra aynı salonda olacak cem yılmaz'ın gösterisinin aynı kategori bileti 125 euro kategori c, sıra 11.
yıllık enflasyonu %20 alsan bile neredeyse 1.5 katından fazla pahalı.
sanırım bir şeylerin türklere pahalı olması için türkiye'de olması gerekmiyor.
hangi komedyenin daha iyi olduğunu ise takdirinize bırakıyorum.
edit: klavye hassasları için rick, ricky olarak değiştirildi. ne çok ruh hastası varmış, sanki bunu konuşuyoruz. müptelaları için, başlıkta cmylmz yazdığım da cem yılmaz aslında. sığmadı da, ondan öyle açtım başlığı.
edit 2: bilet alıp almadığımı yazmamama rağmen “paran yoksa gitme”ciler ile “alma o zaman bak gör nasıl düşüyor fiyatlar”cılar dolmuş başlığa. konu para olup olmamasından ziyade, o gösterinin ederi. 60€’luk herhangi başka bir şeye 125€ ödemeyi sorun etmiyorsanız zengin değilsiniz enayisinizdir. ya da size göre 125€ da ediyordur, ona da söyleyecek bir şey yoktur.
işbu entarinin amacı yukarıda belirttiğim kıyası tartışmaya açmaktır. ama bayılıyorum cağnım ülkemin fikir yobazlarına. bizde “bence” diye bir şey yok. “ya benim gibi düşünüyorsundur ya da malsındır” var.
temel karamollaoğlu'nu sinirlendiren kadın
-
parayla tutulmus bir provakatordur, sadece basit bir kadin degildir. secim yaklastikca cok daha fazla provakator muhalefetin ustune yollanacaktir.