hesabın var mı? giriş yap

  • hiç konuşmadan birlikte saatlerce vakit geçirecek kadar ve hatta bundan tarifi zor bir haz duyacak kadar yakın olmak, benim için herhangi bir insan ilişkisinde ulaşılabilecek en son noktadır.

    tanıdığım onca insan içinde karşılıklı olarak bu kadar içten bir sevgi bağı kurduğum birkaç kişi var yalnızca. örneğin kendi kardeşlerimden bile sadece biriyle bu ölçüde derin bir ilişki kurabildim.

    bu durumun ne kadar özel bir lütuf olduğunu dün akşam daha bir iyi anladım. favori kardeşimle haliç'teki teknelerden birine binip kalabalık şehirden biraz uzakta, karanlık denizin içinde sessizce yol aldık bir süre. ilk o fark etti, anın tadını çıkarmak ve iletişim kurmak için konuşmak zorunda değildik. hatta bu sükunetin içinde sanki daha da iyi anlıyorduk birbirimizi. huzur tam da böyle bir şey demekti. sevdiğin ve seni sevdiğinden emin olduğun can dostunla yan yana oturup kelimeler olmadan anlaşmak...

  • adam pencere yanında oturmaktadır, yanındaki yaşlı hanımdan müsade isteyerek tuvalete gider, dönüşte yaşlı hanım adamın yerine oturmuştur ve aralarında şu dialog geçer:

    - hanfendi yerime oturmuşsunuz.
    - ah be evladım, ben de seni indin sanmıştım. *

  • acil servisi olan her hastanenin eczanesine belirli stoklarla yılan serumu gönderilir. eksilirse yenisi gönderilir. bu serum türkiye'de bulunan tüm yılanların zehirlerinin panzehirlerini içermektedir. daha nadir durumlar için de (örümcek ve böcek zehirlenmeleri vs.) panzehirler mevcuttur ancak her hastaneye gönderilmez. gerekli olduğu durumda hasta bu panzehirlerin gerekli olduğu kuruma sevk edilir ya da ilaç acilen getirtilir. aref'in ünlü olduğu için yurt dışına sevk edildiği de doğru değildir. bu standart uygulamadır. türkiye'de mevcut olmayan panzehirler anlaşmalı uluslarası ortak dağıtım noktalarından stoklarında mevcutsa istenir. eğer stoklarında bu panzehirler mevcut değilse hasta acilen bu tedaviyi uygulayabilecek bir sağlık kuruluşuna sevk edilir. tek eksiğimiz bürokrasinin ve bu işlemlerin uzun sürmesidir.

  • iki yanı açık, önünde arkasında sağında solunda ev dahi olmayan yolda yürürken(düşün artık kaldırım bile yok), bir anda uçarak gelen, 24 sayfalık teknosa kataloğunun surata yapışması.

    yukardan "bu mp3 çaları kaçırma, çok ucuz" şeklinde bi mesaj mı geldi acaba diye baktım kataloğa ama bildiğin teknosa işte. herşey yine pahalı. anlam veremedim, hayret.

  • elektrikli süpürge açarak misafirin yattığı odanın önünde şeref turu atmak. misafir erkenden kalkacaktır.

    iyi de misafirliğe gelmiş insanı niye sabahın köründe ayağa dikersin?