hesabın var mı? giriş yap

  • yer: istanbul teknik üniversitesi fen edebiyat fakültesi anfilerinden biri.

    bahsi geçen anfinin ısınma konusunda problemleri vardır. ön taraflar kaloriferlerden fazlaca ısınıp fırın olurken arka taraf titremektedir. derste ogrencilerden biri bu malum problemi 'hocam cok üsüyoruz' seklinde dile getirirken, anfinin acık olan kapısından bir hademe girer

    hademe : 'hocam bu anfi yanlış yapılmıştır. bu anfi ısınamaz. termodinamiğin 2. yasasına göre bu anfi ısınamaz' der ve çıkar.

    2016'dan edit : anfi ne lan, amfi'dir o.

  • gecenin bombasını patlatmıştır. bir pozisyonun ilgisizliğini, ortamla uyuşmazlığını şu örnekle açıklamıştır.
    "beyler düşünün.. biz dördümüz bir dağ evindeyiz.. köyde.. etrafta köylüler var filan... kapı çalınıyor.. açıyoruz bi bakıyoruz sharon stone!.. aradan vakit geçiyor...bi daha kapı... zekeriya beyaz!.. ne alaka di mi. işte bu pozisyonda öyle"

    ersin kardeşimiz de boş durmamış bu lafın üzerine:
    "zekeriya hoca gelip sharon stone burda mı diye soruyor mesela?!".. demiştir.

    ama ahmet hoca durmak bilmez..

    .."hatta kazım abi sharon senden buz kıracağı ister.sen olayı idrak edemeyip -o yok,keser vereyim mi dersin."

  • evvelce yazıldı mı bilemiyorum fakat benim en cok dikkatimi ceken nitelikleri; her turlu patavatsızlıgı ve densizligi yapıp agzına geleni soyledikten sonra dobrayım ben demeleri...

  • makarnaların, risottoların ve salataların biricik eşleniği. şarap yanında tüketilecek daha farklı ve aromalı peynirler olduğu için şarapla pek tüketmiyorum ben.

    ancak, bu entry'yi yazma sebebim farklı.
    tükettiğiniz her parmesanın orijinal parmesan olmadığını belirtmek için yazıyorum.

    çünkü, bir peynirin parmesan olarak kabul edilebilmesi için emilia, parma, bologna ve mantau'da üretilmesi gerekiyor. burada üretilen peynirler orijinal parmigiano-reggiano logosunu taşıyorlar.

    yani, bu peyniri almaya karar verdiğinizde, paketinde şu logounun olup olmadığını mutlaka kontrol edin.

    çünkü, ab içerisinde üretilen/satılan her parmesan, eğer bu bölgede üretildiyse, bu logoyu taşımak zorunda.

    ancak, bu peynire olan talep o denli fazla ki diğer markalar da benzer peynir üretip parmesan olarak satabiliyor, çünkü yasa sadece ab içinde bağlayıcı. ancak almayı düşündüğünüz ürünün bu logosu yoksa maalesef yediğiniz parmesan değil, benzer bir peynirdir.

    bu sebeple, entry'yi yazmadan önce türkiye'nin en fazla lokasyonuna orta-üst segmentinde ürünler ulaştıran macrocenter'in web sitesine baktım.
    entry'yi yazdığım sırada sitede 10 adet parmesan kelimesi geçen peynir bulunuyor.

    peki sizce bunların kaç tanesi italya'da üretilen gerçek parmesan dersiniz?
    sadece 1 tanesi.

    sıkıntı şurada ki, italya'da parmesan'a oldukça benzeyen ama farklı bri bölgede üretilen bir peynir var: grana padano
    ve, macrocenter'da bile, grana padano logou peynirler, parmesan olarak satılıyor. örneğin peynirin tekerleğindeki grana padano logosuna dikkatinizi çekerim.

    parmesan alınamayacak kadar pahalı bir peynir değil, çok daha pahalı peynirler var. ancak o kadar çok benzeri üretiliyor ki gerçeğine ulaşmak zor olabiliyor (türkiye için konuşuyorum elbette.)

    bu sebeple, alırken logoya dikkat ediniz ve peynirin mutlaka ithal olduğundan emin olunuz.

  • "sen gözlerimin önünde içindeki beni harcarken;
    ben bir an bile seni unutmaya meyletmedim...
    sen bildiğim gibi kalmadın ama
    ben unuttuğun gibiyim hala..."

  • insanların temel ihtiyaçlarına zam üstüne zam gelirken ötv indirimi yapılması etik olmaz. o yüzden akp'nin yapabileceğini düşünüyorum.

  • olm ne güzel köpek lan. çocuğu koruyor ama dövenin de tanıdık olduğunu bildiğinden pasif direniş gösteriyor. tutup kolunu falan parçalar istese ama mesela hafifçe ısırıyor falan.

    çogzel lan.

  • ahlaksız, devletin verdiği parayı dövize yatıran değil, halkın verdiği yetkiyle halkını satandır.

    edit: onlarca “silivri soğuktur” mesajı geldi. arkadaşlar bende biliyorum silivri'nin soğuk olduğunu. ama parasızlıktan dolayı doğalgaz açamadığım için evim de soğuk. ayrıca hapisten farklı bir hayat da yaşamıyoruz. velhasıl sayenizde gömüldüğüm tefekkürle, silivrideki bir mahkumdan farkım kalmadığını üzülerek fark ettim.

  • bu iktidara %50 oy veren bir ülkeden başka nasıl bir cevap beklenebilir ki zaten. aferin size. aferin.

  • "o çocuk senin neyin oluyor?"

    bu sabah kızımla metroya bindik. birkaç durak sonra ben indim, o yoluna devam etti.

    kızım daha sonra arayıp gülerek anlattı bana: senin arkandaki kırmızılı genç hanım sen indikten sonra yanıma gelip "o çocuk senin neyin oluyor" diye sordu, babam oluyor dedim, dedi.

    kızımın yanağını okşayıp öperek inmiştim. belli ki arkamdaki kırmızılı hanım yabancı bir askıntı adam olacağımı düşünüp koruma içgüdüsüyle kızıma yaklaşmış.

    teşekkürler kırmızılı hanım, her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsan... hem kızımı kollamış hem de bu yaşımda beni 'çocuk' yaparak onurlandırmış oldun!