ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'yi atom bombasıyla yeryüzünden silerim
-
(bkz: sen kim'sin ya)
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
öğrenci evinde yalnızken hasta olup, kusmaktan öleceğini sanmak da bunlardan biridir. açlıktan ve kusmaktan kalkıp yemek dahi yapamazsınız. sonra arkadaşlarınıza böyle bir olay yaşadım deyince neden söylemedin gelip bir çorba yapardık derler. böylece siz de gariban değil de mal olduğunuzu anlarsınız.
6 ekim 2022 pandemi cezalarının silinmesi
-
yanlış hatırlamıyorsam zamanında sözlükte birisi 'türkiye' başlığına şöyle yazmıştı: "kuralına göre yaşayan insanlara son otuz yılda çok büyük bir kazık atmış ülke."
debe editi: "efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. en doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur. medeniyetin gerektirdiğini yapmak insan olmak için yeterlidir..." m.k. atatürk
seni seviyorum'un en güzel söyleniş şekli
-
o hararetli hararetli birşeyler anlatıyordur. mimiklerine el hareketlerine bayılırsınız, cümlesini böler, araya dalarsınız;
-seni çok seviyorum
2 sn sessizlik
+üff ne diyodum ben. kafam karıştı
-gel buraya geeeel
sahile inmenin suç avm'ye gitmenin serbest olması
-
türkiye’nin nasıl yönetildiğini gösteren basit örneklerden sadece bir tanesi.
bir tarafta insanlar sadece para harcasın diye havalandırmanın sürekli içerdeki havayı çevirip çevirip verdiği avm’lere gitmek serbest iken;
bu sıcaklarda püfür püfür deniz havasını alabileceğin sahiller yasaktır.
pikniği yasakla , mangalı yasakla ama avm’ler açıkken sahilde yürümeyi neden yasaklıyorsun?
işin en traji komik tarafı ise tuzla marina , pendik marina gibi sahil kenarına kurulan avm’lere gitmek serbest
neyse ben daha bir şey demiyorum
sözlükçülerin yediği tarihi ayarlar
-
en fenasını guitar hero oyununda yediğim ayar. oyunda pek tecrübem yok, bir elin parmaklarını geçmez oynamam. neyse arkadaşlarla gidiyoruz arada bu oyuna, yalnız gittiğimiz mekanda müthiş güzel bir kız çalışıyor. sadece bu kızı görmek için oynamaya gelen var aramızda o derece. ben bi önceki gün easy'den medium'a geçtim diye kendi gitarımın zorluk derecesini medium'a çıkardım nasıl olsa çalıyorum diye, neyime güveniyorsam artık. başladık oynamaya arkadaşlar takır takır çalarken ben batırıyorum sürekli. 4-5 notadan bir tanesine basabiliyorum sadece. en sonunda her başarısız oyuncunun verdiği tepkiyi verdim: '' bu bozuk ya, çalışmıyor !'' değiştirelim bu gitarı dedim. arkadaş seslendi stüdyodan, derken o müthiş güzel kız geldi: "buyrun sorun nedir?" dedik 'bu gitar çalışmıyor değiştirmek istiyoruz.' 'ben bi bakayım' dedi. aldı eline gitarı, zorluğu en yüksek seviyeye getirdi. tam olarak hatırlamıyorum ama benim çalamadığımdan oldukça zor bi parçayı açtı başladı çalmaya. ama nasıl çalmak. tek bir nota kaçırmıyor. arkadaşlar bi bana bakıyor bir de ekrana. ben boncuk boncuk terliyorum. kız da durmuyor hala çalıyor; o çaldıkça ben terliyorum ben terledikçe o döktürüyor. kız şarkıyı bitirene kadar hatasız çaldı. gitarı uzattı bana kayıtsız bir ifadeyle: "ben bunda bir sorun göremedim?" benim artık kafamdan duman çıkıyor, yüzüm kızarmış domates gibi. sessizce aldım gitarı. o günden sonra bi daha gidemedim oraya. masa tenisi oynuyorum artık, daha eğlenceli zaten.
reddedilince hemen vazgeçen insan
-
mantığına göre hareket eder ve askıntı olmak istemez. bu yüzden karşı tarafı umursadığını bile söyleyebiliriz.
ıssız sokakta sabah 5.30'da ip atlayan kız görmek
-
asıl mesele bu kızın gecenin bi vaktinde ip atlaması değildir. eğer kız ipi tutmadan ip kendi kendine dönüyorsa o zaman büyük bir problem vardır.
(bkz: şener şen koşuşuyla kaçmayı gerektiren anlar)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"stv dizilerindeki sis yapan makineden aldım. sürekli manevi bir hava oluyor evde."
harvard
-
bir gün asistanlar bölümde oturmuş lisansüstü için gelen başvuru dosyalarını tasnif ediyorlarmış. bölüm hocalarından bir profesör içeri girmiş, yığından rastgele bir tomar dosyayı alıp çöpe atmış ve şöyle demiş:
- we don't need no education.
sonra hepsi birlikte okulu bırakıp sanayideki yasin ustanın yanına çırak olmuşlar.
kızım istediği erkekle yatabilir diyen baba
-
bu baba:
amerika'da ise; "tabi korunmak şartıyla" diye ekler.
fransa'da ise; "tabi fransızca konuşması şartıyla" diye ekler.
rusya'da ise; "tabi ayık olmak şartıyla" diye ekler.
türkiye'de ise; "tabi bir daha kalkmamak şartıyla" diye ekler.
orta dünya türküleri
-
(bkz: parmağında yüzükler)