hesabın var mı? giriş yap

  • çoğu kişi narsisizmle, narsisistik kişilik bozukluğunu karıştırmaktadır. altta aradaki farkları ve hastalık boyutunda olanın neye benzediğini anlatmaya çalışacağım. yalnız uzun bir yazı olacak, sıkı tutunun.

    narsisistik kişilik bozukluğu sahibi kişi iç ve dışı kesin olarak ayırır ve içi herşeyden üstündür. şöyle düşünün: birine aşıksınız diyelim, onun için her şeyi yaparsınız. doğru mudur? işte nkb kişi de kendine aşıktır. kendini korumak için her şeyi yapar, dışarıdaki her şeyi tehlike olarak görür.

    hastalık düzeyinde olanı toplumda %1-5 arasında değişir fakat teşhisinde zorluklar yaşanan hastalıklardandır. evli olmayanlar, erkekler, gençler risk grubudur. ek bilgi genelde erkeklerin toplumda uyumsuz uçlarda daha çok bulunduğu biliniyor, yani uyum konusunda kadınlar daha başarılıdır diyebiliriz.

    --- spoiler ---
    önceki 1-2 eksik bilgiyi düzeltelim
    --- spoiler ---
    1) narsisizm kötüdür! yanlış!
    kişilerin kendini gerçekleyebilmesi, toparlanabilmesi için narsisizm gereklidir. örneğin freud'un birincil narsisizm dediği bir süreç vardır ve her insan bu süreçten geçerek kendi vücudunu sevmeyi öğrenir.

    peki ne zaman hastalık boyutu ortaya çıkar? temel fark yoğun özgüven zedelenmesi ve bunun sonucunda kendini korumak için yansıtma yaparak öfkelenmesidir. empati duymaz, hep korunma halindedir. normal narsisizmde ise bu olmaz, gelen eleştirilerde kişi karşı tarafla ilişkisini kaybetmez, yansıtmalara başvurmaz. amerikan psikiyatri birliği yayınladığı dsm-5'e göre 9 temel özelliğine şuradan bakılabilir. bunlardan en az 5 tanesini kişi taşımalıdır.

    2) narsistler kendini beğenmiş öfkeli insanlardır! yanlış!
    çoğu narsisti ilki görüşte anlayamazsınız (anlayamazsıınıız). tam tersi size yakın, sevecen yaklaşabilirler. öfkeli değil, kendililikleri yetersiz olduğu için boş hissederler ve kendilerini tanımlamak için dışarıdan birine ihtiyaç duyarlar. yani başarılarının takdir edilmesini beklerler. bunu her insan bekler fakat narsisist kişi kendini yeten kişi değildir, devamlı onay bekler. stratejilerine ters durumlar oluştuğunda kendi benliklerini korumak için yansıtmalarla sizi kendinize güvensiz hale getirirler. siz de "sevgililim veya can dostum benim kötülüğümü düşünmez" diyerek kendinizi sorgularsınız. en temel savunmaları idealizasyondur. yani ya sizi 10/10 görürler ya da 1/10 olarak değerlendirirler. 10/10'dan 1/10'a bast bir hatayla geçebilirsiniz.

    3) narsistler dışa dönüktür! yanlış!
    narsisizm dışa dönük olabileceği gibi, içe dönük de olabilir. buna kırılgan narsisizm denir. içe dönük narsisizm kendini çok belli etmez, depresiftir ama dışa dönük gibi kolayca özgüven zedelenmesi gösterir. kendini sakladığı için büyüklenmeci davranışlarını belli etmez. gizli narsistlerdir diyebiliriz. [gabbard, 1989]

    bütün narsistler yalnız kalacaklarını, terk edileceklerini anladıkları anda manipülasyon yaparlar, sizi kendilerine bağımlı hale getirmek için uğraşırlar. referansımda anlattığım gibi bu kişiler tartışmak sadece onları kışkırtmaya yarar. yalnız kalmamak için sizi değersizleştirebilirler. örneğin "tek dostun benim, seni tek ben değerli buluyorum, biz bize yeteriz" gibi...

    --- spoiler ---
    narsisizm tanımlanmasında ve gelişmesinde 3 temel görüş:
    --- spoiler ---
    bu kısımı olabildiği kadar basit anlatmaya çalışacağım. ilginizi çekiyorsa muhtemelen eğleneceksiniz.

    1) sigmund freud
    kişide kendini ve karşıyı algılamasını sağlayan 2 tip libido bulunur. bunlar kişi ve obje libidolarıdır. bizim 1. narsisizmi yenmemiz kişi libidosunun obje libidosuna akmasıyla mümkündür. böylece bir bağ kurarız. freud der ki 2. narsisizmde nesne libidosundan kişi libidosuna enerji tamamen akarsa kişi bağlantısını kaybeder ve narsisizm patolojik bir narsisizme dönüşür. freud daha çok histerik kadınlarla çalışmıştır. narsisistik kişileri tanımlasa da tedavi için çok fazla kuram geliştirmemiştir. zaten 1970 öncesine kadar geliştirilen tedavi şekilleri nkb'i tedavi edememiştir. hatta tedavi olan kişilerin terapistine derin negatif duygular taşıdğı bilinmektedir (n. mcwilliams-psikanaliti tanı)
    (bkz: obje libidosu/@karanlikruya)

    2) otto f. kernberg
    freud'dan sonra psikolojiye melanie klein ile farklı bir ekolden giren ve ağırlıklı olarak kişilik bozukluklarını nesne ilişkileri üstüne çalışan dr. kernberg der ki; narsisizm odipal dönem(3-6 yaş arası) öncesi ortaya çıkan "pre-odipal" dönemin benlik çatışmalarının sonucudur. benliği 3'e ayırarak bunlara ideal, nesne ve gerçek ismini verir.
    ideal ben=olmak istediğim kişidir.
    ideal nesne=sevmek-sevilmek istediğim kişidir.
    gerçek benlik= kendini yetiştiren kişi sonucunda oluşan kendini özel hissettiği esas benliktir.

    basit şekilde egoyu oluşturan bu 3 kavram; ebeveynin tavırları, süperego(etik, algılama) ile birlikte düzgün birleşemez ve sağlıklı bir ego yapılanması oluşamazsa narsisistik patoloji oluşur. başka bir ifadeyle kişi ideal ben, nesne ve gerçeği genellikle annenin yanlış tavırlayı yüzünden karıştırır, ayırt edemez. soğuk anneye karşı, çocuk savunma geliştirir ve büyülenmeci, narsisistik patoloji kazanır. sonuçta da kişide narsisistik kişilik bozukluğu ortaya çıkar. kernberg'ün genel dışa dönük narsistlerle çalıştığı, kohut'un ise içe dönük narsistlerle çalıştığı (ya da karşılaştığı diyelim) bilinmektedir. [ref gabbard 1989]

    kernberg'in teorisiyle kohut birbirine zıttır. kernberg tedavi aşamasında kişinin nkb ile yüzleştirilmesi gerektiğini savunur.

    3) heinz kohut
    narsisizm konusunda en farklı düşünen psikanalizdir. bunun sağlıklı insanın bir gelişme evresi olarak görür ve süreç hayat boyu devam eder. yani freud'un bahsettiği gibi anlam değiştiren veya "aşılan" bir süreç değildir. birincil narsisizm zihinde bilinçaltı bölgede hep bulunur. ego ise bir hamur gibi narsisistik libidoyu devamlı olgunlaştırır.

    kernberg'den ayrıldığı nokta narsisistik libidonun bir bölümü bilinç kısmında olan "egodan" bağımsız olarak dürtülerin bulunduğu id'de olduğu görüşüdür. yani ulaşılmazdır. narsisistik libido, aynı id gibi davranır. dürtüleri yönetir ve devamlı olarak süper ego kontrolünde gelişir, oysaki kernberg'e göre narsisistik yapılanma 3 yaş öncesinde çoktan yerleşmiştir. freud da benzer düşünür. o da ilerleyen zamanda tekrardan hatırlandığına dikkat çekerek, buna 2. narsisizm der.

    kohut'a göre narsisisitik bozukluk çocukluk evresinde takılma sonucu ortaya çıkar. yani narsisistlik gelişim süper ego kontrolünde şekillenecekken gelişimi durur. sebebi ise aynalamanın olmamasıdır. yani çocuk annenin hatalı davranışları sebebiyle ona giden davranışlardan geri dönüş alamaz ve kendini tanıyamaz. narsisistik libidoyu anneye yansıtamaz ve sonucunda yansıtılamayan bu durumla çocukta doygunluk yaratmadığı için hep bir savunma hali olur. buna narsisistik kişilik bozukluğu denir.

    kohut tedavi sürecinde yüzleştirmeye değil, empati göstermeye inanır. terapist hastasına anlayışlı davranır. karşı aktarımlarına dikkat eder. karşı aktarım (terapistin duygu ve düşünce aktarmı) nkbli kişilere sorunludur. çünkü nkb'li kişi terapistin de kendine özgüvenini sarsabilir, hiçleştirici, önemsemez tavırlar göstererek terapistin karar mekanizmalarını zayıflatabilir.

    özetle narsisizmin tanımlanma süreci böyledir. her 3 kuramcının karşılaştıkları farklı hastalar sebebiyle kısmen anlaştığı ve ayrıştığı noktalar mevcuttur ki bu da tedavide farklılıklar gösterir. örneğin kernberg ayrışan benlikleri(ideal ve nesne) birleştirirken, kohut duraksama dönemine dönerek hatalı aynlamayı tedavi etmeye çalışır. freud ise narsisizmin imkansızı tedavi etmek gibi olduğunu belirtmiştir. kernberg'de bazı narsist hastaları tam anlamıyla iyileştirmenin mümkün olmadığını savunur (ref: kernberg - aşk ilişkileri).

    narsisizm bir şaka ya da kişinin kendine mal edebileceği, övünebileceği bir hastalık değildir. bir "kişilik bozukluğudur" narsist kişiler hastalıklarını kabul etmedikleri için tedavide sorun yaşarlar. hastalıklarına antisosyal kişilik bozukluğu veya pasif-agresif kişilik bozukluğu eşlik edebilir. bunun yanısıra sınır kişilik bozukluğu, histriyonik, şizotipal tipte bozukluklar da eşlik ettiği rapor edilmiştir [caligor, 2015].

    günümüzde psikanalitik yöntemler kullanıldığı kadar bir çok tekniğin iç içe geçtiği şema terapisi de sıklıkla uygulanmaktadır.

    referanslar ve ileri okumalar
    1] ana schmıdt, "kernberg ve kohut’un narsisistik kişilik bozukluğu kuramlarının karşılaştırması" türk psikiyatri dergisi 2019;30(2):137-41
    2] heinz kohut, kendililiğin yenilen yapılanması, metis yayınları
    3] sigmund freud, narsisizm üzerine, oda yayınları
    4] kerngberg , aşk ilişkileri, ayrıntı yayınları
    5] https://www.psychiatry.org/…chiatrists/practice/dsm
    6] glen 0. gabbard, m.d., "two subtypes of narcissistic personality disorder", 1989
    7] eve caligor, m.d., kenneth n. levy, ph.d., frank e. yeomans, m.d., ph.d., narcissistic personality disorder: diagnostic and clinical challenges
    8] nancy mcwilliams - psikanalitik tanı

  • bu ulkede anadolu insaninin birseylerden vazgecmek icin illa olaylarin direk olarak kendi ceplerine dokunmasi gerektiginin kanitidir.

  • amputee identity disorder ya da apotemnophilia olarak da bilinir. ayrıca nip tuck dışında csi* adlı dizinin de bir bölümüne konu olmuştur bu rahatsızlıktan muzdarip olup da çözümü lisanssız bir cerrahta arayan ve sonucunda mefta olan bir kişi... nitekim her ne kadar bu csi örneğindeki fiksiyonel bir örneği olsa da, sözkonusu rahatsızlıktan muzdarip olup, lisanssız/işinin ehli olmayan cerrahlara başvurarak, trenler önünde raylara yatarak, kendilerini arabaların önüne atarak sorunları kendileri halletmeye çalışan birçok kişi bu çabalarının sonucunda hayatını kaybetmiştir...

  • boş derste camdan aşağı ceket atıp alt katta derste olan hocanın bakmasını sağlamak, ceketi köşeye atıp üstünde ceket olan bir arkadaşın üstünü başını silkeyerek yürümesi, hocanın sen atlayan çabuk yukarı gel demesi, üstünü silkeleyen arkadaşın koşarak kaçması, müdür yardımcısının ertesi sabah sırada, dün üçüncü kattan atlayan çabuk kürsüye çıksın demesi.

  • o kaybedip ağladığın kırmızı trenin var ya... vitrinin arkasına düşmüş. büyümeden çıkarttır da oyna.

  • pijama ile bakkala giden kaldı mı yahu uzun zamandır görmedim. sabahları ekmek almaya gidiyorum bütün kızlar günlük kıyafetlerini çoktan giymişler. ayrıca makyaj yapanlar bile var.altı üstü bakkala gidiyosunuz kokonalar nolcak. ben pijamalıya bakarım abi kim ne derse desin.

  • ağdlfgjlsdghndg. ahmet davutoğlu'nun mitingte akp seçmenine sorduğu ve "evet" yanıtını aldığı soru.

    "davutoğlu, mitinge katılanlara sorduğu “biz suriyeli kardeşlerimizi esad zalimine teslim eder miyiz?” sorusuna toplu bir “evet” yanıtı aldı."

    link

    video

    haberin başlığı: "davutoğlu kendi mitinglerinde bile dinlenmiyor" iyimser olmuş, dinleseler ne olacak.

    + nereye?

    - akp mitingine, iyi para veriyorlar sen de gel

    +napıyorsunuz peki mitingte?

    - yaw ne derse "he" diyoruz işte, o kadar.

  • markete girdim.
    canım ne istiyorsa aldım, hem de ikişer tane.
    muzlu sütler, çikolatalar, krakerler, pahalı sakızlar falan...

    -9.75 kardeşim...

    cebimden çıkarıp bakmadan adama uzattığım şey, benim sandığım gibi 'yeşil bir yirmilik' değil; sadece 'mor bir beşlik' imiş.
    para üstü beklerken, para eklemem gerektiğini anlamam uzun zaman almadı.
    montun cebi, pantolonun cebi, arka cep falan detaylı taradım. 3 tane 1 lira ve işe yaramaz 10 kuruşlar buldum.
    ''param var'' sanırdım, yanılmışım...

    hala eksik olduğunu anlayınca;

    tekrar cebimi kurcaladım...
    elime anahtar geldi, para sanıp heyecanlandım...
    kurcalamaya devam ettim...
    elime yine anahtar denk geldi, yine para sanıp heyecanlandım....

    pantolonumun bir şalvarbank olmadığını kabullenince, cüzdanımdan daha işlevli bir bankanın kartını çıkarıp adama uzattım.

    +al abi, buradan çek
    - pos yok kardeşim ya
    +hayda...

    elimi tekrar cebime attım refleksle...
    yine anahtara denk geldi ama hiç heyecanlanmadım...

    "cebinde darphane yok amk, birinden birini bırak." dedi içimden bir ses alaylıca...

    +sakız kaç para?
    -2.50
    + o kalsın, o zaman...

    para yetmediği için alınamayan şey?
    (bkz: sakız)

    başlıktaki herkese eksi verecem amk.

  • gömlek giymek!

    dayım arkadaşları ile beraber adam dövmeye gidecekti, tam kapıdan çıkarken bir anda üstündeki tişörtü farkedip geri döndü.

    eşine yüksek sesle bağırarak; hatunn! git içeriden "gömlek" getir bana! dedi.

    yengem ne olduğunu anlayamadan, ne gömleği bey? dedi.

    dayım; ulan adam dövmeye gidiyoruz, ipne gibi tişörtle mi gideyim!

    ben; dumur..