hesabın var mı? giriş yap

  • yılmaz özdil tarafından yazılıp 1881 tane basılan ve 2500 liradan bugün tamamının satılıp tükentiği mustafa kemal kitabının maliyetidir.

    yılmaz özdil 1881 isimli köşe yazısında kitapta kullanılan malzemelerin isimlerini verdi:
    --- spoiler ---
    cildinde ve kutusunda shantung-s cilt bezi kullanıldı, japonya'da sırf bu iş için üretildi.
    isveç'ten munken pure kağıt getirildi.
    almanya'dan gmund color glatt kağıt getirildi.
    sırf bu iş için özel olarak renklendirilmiş deri kullanıldı.
    tamamı elle ciltlendi.
    hat sanatıyla 1'den 1881'e kadar numaralandırıldı.
    kitap 20.5x28 ölçeklerinde.
    1.8 kilogram ağırılığında.
    özel muhafaza kutusu var.

    yazının tamamı: https://www.sozcu.com.tr/…maz-ozdil/1881-2-3214285/
    --- spoiler ---

    hesaplayan adamlardan birisi olarak "bu saydığı malzemeler kaç paraymış lan?" diye bir bakayım dedim. belirteyim, bu fiyatlar perakende fiyatları. toptan aldığınızda daha da ucuza gelecektir.

    1- shantung-s kumaş:
    kitap 500 sayfa kalınlığında. kabaca bir top a4 kağıdı yüksekliğinde diyebiliriz. bu da ortalama 4 santim yapar. 3'er santim de alt ve üst kapağa doğru katlanarak yapıştırıldı diyelim, toplam uzunluk 10 santim yapar. kitabın yüksekliği 28 santim. yani ölçümüz 10x28 cm'lik bir kumaş. bundan bize 1881 tane lazım.
    hemen kumaş kaç paraymış bakalım:
    https://www.fabricwholesaledirect.com/…ntung-fabric
    buradaki hesaba göre kumaşın boyutları 91x137 santim.(1 yard = 91,77 santimdir. 54 inç 137,16 santimdir)
    10x28 santim 0.028 metrekaredir. 91x137 santim de 1.2467 metrekaredir. bir kumaştan da 44 tane cilt bezi çıkar. bize 1881 tane lazım olduğu için de 43 tane bez alırsak ciltleme işi tamam.
    bezin tanesi 40 ve üzeri alımlarda 14,95 dolar.
    toplam cilt bezi maliyeti: 642,85 dolar. bugünkü kurla: 3407,10 lira.

    2- munken pure kağıt
    yılmaz özdil kağıdı isveç'ten getirtmiş ama ben türkiye'de satışını yapan bir yer buldum. 120 gramlık 72x102 santimlik 250'lik paketinin fiyatı 235,93 lira
    link: https://www.kordashop.com/…-pure-120-gr-072-102-cm-

    kitabın boyutu 20,5x28 santim. yani 0,0574 metrekare.
    kağıdın boyutu 72x102 santim. yani 0.918 metrekare.
    bir kağıttan 15 sayfa(aslında 15.99 ama küsuratı hep aşağı yuvarlıyorum) çıkıyor. kitap toplamda 520 sayfa. yani 260 yaprak. bir pakette 250 kağıt olduğuna göre bir paketten 7500 yaprak basabiliriz.
    bu da bize 978.120 sayfa lazım demek.
    haliyle linkteki üründen 131 tane almamız gerekiyor.
    bunun da toplam maliyeti: 30.906,83 lira
    düzeltme: 520 sayfa 260 yaprak yapar dendi, rakamlar revize edildi.

    3- gmund color glatt:
    firmanın kendi sitesinden baktığımızda en kaliteli(300 gr) 70x100'lük kağıdın paketi 160 euro. bir paketten 100 sayfa çıkıyor.
    bu malzemeyi kapakta kullandıkları için kitabın boyutlarını 1'er santim genişletip 21,5x29 santim olarak alıyorum. bu da 0.06235 metrekare yapar.
    70x100 santim 0.7 metrekaredir.
    1 kağıttan da kapak için 11 sayfa elde ederiz. bir toptan(100 adet) da 1100 sayfa elde ederiz. bize toplamda 1881x2 = 3762 sayfa lazım. kitabın köşesi için de bize lazım olacağından düz hesap 4 tane sipariş edip 4400 sayfa elimizde olsun.
    4 paket için ödememiz gereken toplam tutar: 640 euro. yani bugünkü kurla 3859,20 lira.

    bu haliyle bakarsak 1881 tane kitap için toplam maliyet: 38.173,13 lira.
    adet maliyeti: 20,29 lira.*

    özel tasarım yazı tipi vs de deniyor. hadi taş çatlasın bunun için de 3000 dolar ödesinler.
    deri kullanmışlar. bunun için de hadi 5.000 dolar ödemiş olsunlar.
    tüm bu özel tasarımlar için 8.000 dolar ödeseler(ki bu kadar bile tutacağını sanmıyorum), bugünkü kurla 42.320 lira yapar.

    fazla fazla eklediğimiz bu tutarı da toplam maliyete eklediğimizde 1881 adet için 80,493,13 liralık maliyet ortaya çıkar.
    adet maliyeti: 42,79 lira.

    adamlar kitabı bildiğin normal matbaacılık giderleri hariç saydıkları malzemelere baktığımızda 25-50 lira arası bir fiyata mal edip 2500 liradan sattılar.*
    o çok övünerek söylediği "atatürk'ün adına layık bir kalite" dediği maliyet bu işte arkadaşlar. 100 lira bile değil.

  • gün içerisinde yazılan entrylerden görüyorum ki kendilerini "bilinçli jenerasyon" addedip buranın kahvelerine ve fiyatlarına bok atmayı "kapitalizm karşıtı" duruş olarak gören bir güruh var.

    iyi hoş tabii dile getirsinler düşüncelerini.

    4,5 liraya kahvesini alıp oturup keyif yapan adama skimsonik siyasi ideolojileriyle sataşmaya kalkışmalarının saçmalığından dem vurmuyorum bile.

    ister istemez merak ediyorum bir yandan, bu sataşan kesim gidip köşedeki tekel'den 2,5 liraya alabileceği biraya beyoğlu'nda herhangi bir mekanda 6-8 lira arası bir fiyat ödemedi mi hiç? aynı mantık değil mi lan?

    köhnemiş binanın 2. katındaki bardaysan içtiğin biraya olması gerekenin 3 katı fiyat ödemen normal, sistem karşıtı olabilirsin. bir amerikan şirketinde kahve içiyorsan kapitalistsin. vay anasını.

    yerim lan seni. asi şey.

  • padişahın birisi bedava olan bir köprüden para kazanmak istemiş. köprünün başına her geçenden para alması için bir adam dikmiş. zaman geçmiş, halktan kimsenin isyan etmediğini görünce bir de köprünün çıkışına koymuş adam. bakmış ki halktan kimse isyan etmiyor. sonra demiş ki "ortasına da bir adam koyayım o da geleni geçeni siksin". bakmış gene isyan eden yok. halkını toplamış sormuş. memnunmusunuz diye. halkın içinden birisi, utana sıkıla, "iş çıkışı çok kalabalık oluyor. ortasındaki adamı iki kişi yapsanız"' demiş.
    sanki bizim hesap.
    bakalım padişahımız ne buyuracak.

  • istanbul'da yaşayıp istanbul'u övmek için çok çok az sebep vardır. o övenler de toplu taşıma kullanmayan, arabasını park etmek için mücadele vermeyen, doğru düzgün fakir fukara, göçmen vs. ile muhatap olmayan, kendine bol vakit ayırıp şehrin güzel yerlerinde hayatın tadını çıkaran insanlardır. yoksa bu kadar kaosun, fakirliğin olduğu, yaşamın ve paranın pul kadar değerli olmadığı, insanların birçok semtte kucak kucağa yaşadığı, ahır damından bozma evlere bir asgarî ücret kira istenen boktan bir şehri kim niçin över?

  • adam kira ücreti karşılığı sevgililik yapacak kadın arıyor ya la ahahaha. sevgi satın almaya çalışmasını geç, olm para karşılığı sevgililik yapanlar 6 aylık geliriyle seni de evini de satın alır zaten. bu nasıl yokluk nasıl bir zavallılık ben anlamıyorum ki.

  • tartışmanın en güzel anında gözlerimi hafifçe kaçırarak "üz anneni üz" repliğiyle ortamda vicdan bombası patlatmayı hedefliyorum. sırf bunun için bile onlarca kilo alıp doğurabilirim.

  • usain bolt'un 9.58'lik rekorunu kırmaktır. askerde keyif verici madde kullananları ortaya çıkarmıştır.

  • başlığın "cins kedi almak yerine sokak kedisi sahiplenmek" olarak değişmesi gerekiyor bence.

    neden mi hemen açıklayayım. tekir dediğimiz şey aslında bir tüy rengi. "tabby" diye geçen. tıpkı sarman ya da smoke gibi. boz rengi üzerine siyah desenlerden oluşur. evet çoğu melez ırkların karışımından oluştuğu için toplum içinde bu tüy rengine ait gördüğümüz tüm kedileri tekir sanıyoruz. dünyadaki tüm kedi ırkları ile ilgili kocaman bi ansiklopedi okuyana kadar ben de öyle sanıyordum.

    şimdi sokakta görsek tekir diyip geçeceğimiz ama aslında cins olan bazı tekir tüy desenine sahip kedileri paylaşacağım.

    (bkz: amerikan shorthair)örnek
    (bkz: british shorthair) hani o çok bayıldığınız
    (bkz: sibirya kedisi) örnek
    (bkz: maine coon)örnek
    (bkz: scottish fold)gene çok bayıldığınız tonla paralar döktüğünüz kedy
    (bkz: exotic shorthair)örnek
    (bkz: persian)örnek
    (bkz: american curl)örnek
    (bkz: egyptian mau)örnek
    gibi gibi örnekler daha arttırılabilir. yanisi ya ben tekir sevmiyorum çok yaramaz oluyorlaar kuduruyorlaaar diye ağzınızı yaya yaya boş konuşmak yerine az araştırma yapalım öğrenelim.

    istanbul için konuşacak olursam sokaklar cins-mix tabby dolu rengine aldanarak "ya tekir buu" diye yüz çevirdiğiniz hani. ya da "aa ne güzel tekir cins gibi" dediğimiz.
    bir çok sahipli cins kedilerin evden kaçarak sokaktaki kedileri hamile bırakması ile bu popülasyon artıyor haliyle.

    nasıl her beyaz kedi ankara kedisi değilse her simsiyah kedi bombay değilse her tekir de "cinssiz" değildir. en kötü mix tir. bazı spesifik ırklar harici bir çok ırkın çok sayıda farklı tüy desenleri -renkleri var. ama ne oluyor tipi güzel bazı ırklarda bazı renkler daha fazla estetik geldiği için tek tip tüy yapısına sahip kediler ön plana çıkarılıyor üretilip satılıyor. hiç bi petshopta tabby british shorthair görmemissinizdir değil mi? hepsi ya gri ya lilac dediğimiz renklerde oluyor.

    şimdi gelelim "huy" meselesine. her bir kedinin çok ama çok farklı huyları var. elime doğan aynı anadan çıkan aynı ortamda büyüyen birbirinin aynısı 2 kedinin alakasız karakterleri var. biri kendisini çok sinirli özel harekat üyesi sanarken birisi de aşırı minnoş ingiltere prensesi sanıyor. hadi buna ne diyeceksiniz. *

    evet bazı ırklar diğer ırklara göre daha sakin-hareket sevmiyor olabilir. bunun bir çok sebebi oluyor. özellikle cins kedilerde kemik-kas yapısı sıkıntılı olabiliyor. aynı şekilde gözü akan nefes almakta inanılmaz zorlanan cins kediler de var iran kedisi gibi. şimdi bu hayvanlar isteseler de hareketli aktif olamıyorlar. sağlıkları buna el vermiyor.

    aman olsun ben şekilciyim en güzel kedi benimki olsun en cinsi benim kedim. çok hareket etmesin kudurmasın tüy dökmesin herkes hayran olsun sağlık sıkıntıları için veterinerlere bir araba parası bayılmak benim için hiiiç sıkıntı değil diyorsanız o sizin bileceğiniz iş. ama "tüm tekirler çok yaramaz eve alışmıyorlar saldırganlar" demek "tüm kahverengi saçlılar agresif nalet pislik insanlardır "demekle aynı şey bunu da bilelim.

    ansiklopediyi merak edenler olursa yeşillendirebilirler.