hesabın var mı? giriş yap

  • toplu tasıma ile çözülemeyecek olan trafiktir. ülkemizde toplu taşıma kar etmek için yapılan bir eylemdir. bu yüzden otobus sayısı azdır sefer sayıları da azdır. metro vb de de yine sefer sayısı azdır. haliyle kucak kucağa gidilen pahalı bir toplu taşıma ile çözülemez. oradan gelen parayı lalelere yatırıp eşini dostunu sevindirmeye alışmış yönetim de bunu yapmaz.

    denizin kullanımı ise iç anadolu çomarının deniz taşıtı kullanamaması dolayısı ile rant sağlanaması nedeni ile neredeyse ihmal edilmiştir.

    ümraniyeden cnr a iki kişi toplu taşıma ile gitmek arabadan pahalıya geliyorsa kimseyi indiremezsiniz o arabalardan.

    özetle doğrudan toplu taşımayı kar edilecek bir hizmet olarak gören ibbnin suçudur. oy aldıkları kitle de istanbulda yaşayıp deniz görmemiş tayfa olduğu için toplu taşıma kimsenin bir tarafında olmaz.

  • zeki olması, şiir sevmesi, keman çalabilmesi, tango yapabilmesi, espri yeteneğine sahip olması,.. değildir, kendimden biliyorum.

    esnek çalışma saatlerine uyumlu, takım çalışmasına yatkın, yoğun tempoda çalışabilecek, askerlik hizmetini tamamlamış erkekler tercih edilir bence. yoksa bu kadar insan yalnızken bu kadar insan yalnız kalmazdı. neyse konu daha fazla dağılmadan gideyim ben.

  • mikemmel jeneriğinin sözleri nasıl yazılmamış hayret ettim doğrusu.

    çiçek taksi durağı burası
    taksimin rengi buğday sarısı
    kiminin parası, kiminin duası
    durmadan koş dur (koştur gibi de geldi bilemedik), ekmek parası
    farketmez gündüz gece yarısı
    taksicinin derdi ekmek kavgası
    şişik olmalı lastiğin havası
    çiçek taksi durağı burası
    helal vatandaşın parası
    taksimin rengi buğday sarısı
    taksici de aile babası
    bazısı çeker gönül yarasını.

    p.s bu sözleri yazabilmek için 123456789 defa dinlerken bana eşlik eden beyimsize teşekkürlerimi sunuyorum; tişikkirler biyimsiz.

  • ch. s. peirce,saussure,husserl gibi göstergebilim öncüleri aristoteles’in şeylerin isimlerinin o şeyleri aynen yansıttığını öne sürdüğü dil kuramını yadsırken telaffuzun şeyi(gösterileni) gösteren ve şeyle alakasız,keyfî bir ses birimi olduğunu iddia ettiler.göstergebilim bir bakım imgelem ve şeylerin arasındaki ilintiyi koparırken platon’un idealar evrenindeki gibi bir tür “gönderge” den bahsederek dili aşağıdaki şekilde sistematize etti:
    1.dil bir göstergeler sistemidir ve bu sistemde önemli olan anlamla işitim imgesinin birleşimidir.
    2.dil, kavramları belirten bir göstergeler sistemidir.
    3.dil, bütün bölümleri zamandaş dayanışmaları bakımından ele alınabilen ve alınması gereken bir sistemdir.
    4.dil, bütün öğeleri dayanışık birinin değeri yalnızca öbürlerinin de zamandaş varlığından doğan sistemdir.
    5.dil, kendi düzeni dışında düzen tanımayan bir sistemdir.
    6.bir öğeyi yalnız belli bir sesle belli bir kavramın birleşimi olarak ele almak büyük bir yanılsamadır.öğeleri bütünden ayırarak değil bütünden yola çıkıp çözümleme yapılarak sistem incelenmelidir.
    7.dil,bir değerler sisteminden başka bir şey değildir.
    özellikle 6.önerme yapısalcılığın temelini oluşturur.bu önermelerden çıkan temel meseleler dil göstergesinin özellikleri,dil-zaman ilişkisi,dil-değer ayrımı,dil-söz ayrımı dil-yazı ayrımı gibi meselelerdir.

  • bir paylaşımında "kadınlarımız" ifadesi geçiyor diye zülfü livaneli'yi linç eden, çoğunluğu feministlerden oluşan kesimdir.

    gerekçe şu:

    "neden 'kadınlarımız' deyip sahiplik ifadesi belirtiyorsun?"

    "biz, kimsenin bir şeyi değiliz."

    "sadece 'kadınlar' diyeceksin."

    hiç beklemediği bu tepki karşısında adamcağız şu açıklamayı yapmak zorunda kalmış:

    -----
    beyinlerdeki hastalık korkunç düzeyde. bazı kadınlar korkunç cinayetleri unutmuş, “kadınlarımız” dememi eleştiriyor. peki , çocuklarımız, yurttaşlarımız, yoldaşlarımız , işçilerimiz de demeyelim. kadınlarımız diyen nazım hikmet’i de sansürleyelim. oldu mu?

    peki bu kadar soğukkanlı biçimde davrandığınız öldürülen, yakılan kadınlar için öneriniz ne? kadınlarımız’ı kadınlar’a çevirmek mi?

    sahiplenmek ile sahip çıkmak iki ayrı kavram.
    -----

    "kadınlarımız"lı paylaşım
    açıklama

    neden bu ülkenin hiçbir şeyi normal değil?

  • kurum: bakkal.
    pozisyon: bildiğin bakkal pozisyonu.
    mesai: esnek.
    maaş: keyfime göre
    artıları: olm bakkalım lan ben bakkal !
    eksileri: lan bakkalım diyorum bakkal ??