ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kamyoncu dayıyı çıldırtan motorcu
-
bu; kafasına kask, kaskın tepesine de kamera takınca kendini bir bok zanneden pezevenkler oldukça toplumdaki 'motorcu' antipatisini yıkamayacağız.
erkeğin eğitim seviyesi arttıkça şey olması
-
debe eki: debe'ye girmişiz hiç haber vermiyorsunuz. ayrıca sözlüğü şizofrenler basmış.
ne olması? topiş mi? lise sonda dershanedeyiz. bir çocuk var böyle hareketler filan baya yumuşak, sürekli de kızlarla geziyor, onlar gibi konuşuyor. dershanedeki dallamalar da bu çocuğa gıcık, yanında güzel kızlar var sürekli falan. tabi "top ya, dövelim bunu" gibi şeyler söyleniyorlar ve koridorda buna "naber lan top!" diye takılıyorlar. top dedikleri adam bu üç kişiyi milletin gözü önünde evire çevire öyle bir dövüyor ki, en sonunda da "bir dahakine hepinizi gerçekten s.kerim kimmiş top görürsünüz" tehdidini atınca bu üç kişi dershane değiştirmek zorunda kalmıştı. eleman da boğaziçindeydi en son.
oğlunun arkadaşına aşık olan anne
art nouveau
-
binayı masalsılaştırmanın akımıdır art nouveau.
dünya standart kalıplarda sıkışıp kalmıştır, ve bu sıkıcı dünyayı kurtaracak olan bir grup cengaver mitoloji 'dir, ortadünya'dır, bütün bunları dünyada canlandırmaya karar vermişlerdir.
(bkz: victor horta)
(bkz: hector guimard)
tabi ki (bkz: antoni gaudi)
(bkz: charles rennie mackintosh)
(bkz: otto wagner)
(bkz: joseph maria olbrich)
(bkz: friedensreich hundertwasser)
ve türkiye'den de ; (bkz: raimondo d'aronco)
gibi cevval, hayalperest ve cesur adamlar bu akımın öncüleri olmuşlardır. tabi onlara bu anlamda maddi finansman sağlayan ve sanatı gerçek anlamda takdir edebilmesini bilen kişileri/kurumları da unutmamalı.
memleketimizde istanbul'da maçka, tünel,nişantaşı, yıldız, gümüşsuyu semtleri civarlarında çeşitli örnekleri görülebilir.
(bkz: botter apartmanı)
(bkz: şeyh zafir türbesi)
ve çeşitli hanlar, çeşme/apartman türevi yapılar başta gelen eserlerdir.
art nouveau'nun günümüzde artık hakikaten hiç kalmamış olmasını, sadece eski binalarda gözlerimizi gönlümüzü açması, şu devirde mimari estetik anlayışının ortadan kayboluşunun veya mimari anlayışların ne derece fonksiyonellik ve ucuzluk arayışında boğulmuş olmasına bağlayabiliiriz. umarım art nouveau gibi güzel arayışlardan doğan güzel akımlar sokakları daha geniş kapsamda süslemeye başlarlar.
kendi helikopterini denerken ölen hint öğrenci
-
aslı "kendi yaptığı helikopter projesini denerken ölen hint öğrenci" olacaktı. gerçi okulunu bırakmış ama yaş itibariyle o sınıfta sayılır hala.
dikkat: çocuğun ölüm anını da içerir +18 video:
https://www.youtube.com/watch?v=w3jgo6tjy1g
izleyince çok üzüldüm. böyle bir projeyi hayata geçirebilecek oranda hem teorik hem de pratik yeteneklere sahip ol ama işte bir kaza sonucu vefat et. zeka olarak ne kadar yeterliliğiniz yüksek olsa da ülkenizin de size uygun iş-deneme koşullarını sağlaması gerekiyor.
yazık hayalinde helikopter şirketi kurmak varmış.
edit: arkadaşlar bu gencin projesi modern mühendislik kriterlerini ne kadar karşılar ben bilmiyorum fakat bu gencin çok tutkulu olduğu kesin. keşke bir helikopter şirketi ölmeden önce kendisini keşfetse ve ona uygun bir iş verselermiş. konu ne olursa olsun tutkulu olan insanların böyle sonlar yaşamaları çok üzücü.
edit2: ev yapımı helikopterlere ilgisi olanlar için şöyle çok güzel bir derleme video varmış
tabağın kenarındaki nanenin yemek fiyatına etkisi
-
sayısı ile ters orantılıdır eğer 2 yaprak nane varsa tabaklar kare ve küçüktür hesabı iyi giyimli garson getirir ve sağlam girer.
15-20 yaprak varsa köy kahvaltısı yapıyorsunuzdur 10-15 lira hesap gelir.
ama yok 1 avuç nane varsa kesin köy evindesiniz para vermessiniz hatta çıkışta elinize poşetle meyve sebze süt tutuştururlar.
aşk-ı memnu
-
ulan bilmem kaç senedir şu dizinin ekmeğini yiyorsunuz. bilmem kaçıncı tekrar olmasına rağmen hala prime timeda gösteriyorsunuz.
bir kere de yeni bir şey katın bari dizinin sevenini onurlandırın.
hiç yabancı dizi izlemiyor musunuz?
koyuyorlar oyuncuları, yapımcıları, senaristi, kostümcüyü filan sırayla aynı yönetmen koltuğuna; sırayla dizi hakkında konuşuyorlar. arka planla ilgili değişik şeyler anlatıyorlar.
çeksene şöyle bir güzellik, bu kadar seveni diziyle ilgili bir şeyler öğrensin, mutlu olsun.
lost
-
bayağı bayağı iyi bir bölümle devam eden dizi.
--- spoiler s06e13 ---
sanırım "the candidate"in kim olduğu konusunda kimsenin kafasında bir soru işareti kalmamıştır bu bölüm itibariyle. tabi yine de lost'un ters köşe yapma potansiyelini de akılda bulundurup çok emin olmamakta fayda var.
yalnız eminim, sun ve jin'in kavuşma sahnesinde herkesin yüreği ağzına gelmiştir. birbirlerine sarılmak için manyetik zımbırtıların arasından geçerlerken, "cozzztttt" efekti eşliğinde kızaracaklarını düşünmeyen var mı aranızda?
--- spoiler s06e13 ---
iş kazası diye bir şey yoktur
-
çalışma bakanlığı tarafından hazırlanıp işçi cinayetlerine ilişkin patronu ve devleti aklamaya yönelik yayınlanan kamu spotu
eskiden gizli gizli yaparladı böyle algı yaratma işlemlerini fakat artık demek istedikleri şeyi kendi kesimleri anlamaması endişesinden spotunun sonunda "iş kazası diye bir şey yoktur" yazma ihtiyacı da hissetmişler.
gözlerimiz "fıtratında var" cümlesini aradı...
pazar fiyatlarından memnun olan türbanlı bacılar
-
yağmuru veren allah bunlara beyin vermeyi unutmuş.