hesabın var mı? giriş yap

  • uzucu bir hadisedir.... hele ki ben bilmem esim bilir adli programda topuklu ayakkabi giyen kocasinin pesinden kosarken gorurseniz aci verir ,ama uzulmeyin bir sonraki yarismada 30 adet biber yerken cektigi aci sizin acinizi hafifletebilir ....

  • dedem babaannemin saçını hem tarar hem örerdi. o görüntü hiç silinmez hafızamdan. siyah beyaz bir fotoğraf karesi sanki. çok özledim sizi.
    tanım: derin anlamlar yüklenebilecek hareketlerden bir tanesidir.

  • "banzai charge" diye de bir şey var, ("banzai hücumu" diye çevrilebilir) 2. dünya savaşı sırasında çıkmış bu tanım. nedir olayı, japonlar tabi eski savaşçı gelenekleri sebebiyle yüz yüze, kılıç kılıca muharebeye alışık, bağırarak cenk ediyorlar. bizdei "allah allah" nidasına denk düşüyor bu bir yerde.

    şimdi bu "bağırma" süngü hücumunda, ya da benzeri kılıçla mızrakla yapılan hücumlarda filan savaşçıları motive edici bir şey, "battle fever" dedikleri şeyin bir parçası (bildiğimden de değil işte yalan yanlış ne duyduysak). ama tabi bir yerden sonra işler değişiyor, tüfek icad oluyor mertlik bozuluyor.

    japonlar 2. dünya savaşı sırasında sırf bu banzai hücumu ile düşmana kabak gibi yerlerini belli ettikleri için o kadar çok kayıp vermişler ki. binlerce asker mermi sıkamadan "banzai" diye bağırırken ölmüş. yani herifler samuray atalarına özeneceklerine ninjalara özenip atılan pusuları bozmasalar belki de 2. dünya savaşının seyri değişecekti (atom bombası attı herifler nereye değişiyor?).

    bunun bir istisnası var, o da iwo jima savaşı. buradaki japon komutanı general kuriyabaşi askerlerine banzai hücumunu yasaklıyor. amerikalılar tabi japonlardan hep bağırmalı çağırmalı ataklar beklediklerinden epey kayıp veriyorlar burada. ama iş işten geçmiş tabi, savaş çoktan kaybedilmiş artık...

    neyse işte, böyle de bir şey var banzai olayında. daha fazla ayrıntı isteyenler de buradan yaksınlar: http://en.wikipedia.org/wiki/banzai_charge

  • daha onu tanımayan hiçkimseye rastlamadım, herkes tanıyor. ama tabi herkes arkasından ağlamıyor.
    arkadaşlarım artık alıştı, babamlar gülüp geçiyorlar, bir tek kardeşim anlıyor beni, neden ağladığımı...

    5 yaşında sahneye babası tarafından dövülerek zorla çıkartılmış, çocukluğunu yaşamasına asla izin verilmemiş, 50 küsür yaşında bile çocukluğuna özlem duyup, çocukluğunu yaşamaya çalışan bir insan.
    çocuklara olan aşırı sevgisi yüzünden adı pedofiliye çıkmış, hiçbir zaman kanıtlanamayan (ancak öldüğünden sonra iftira olduğu itiraf edilen) iddialarla boğuşmuş bir insan.
    hastalığıyla dalga geçilmiş, burnunun büyüklüğüyle dalga geçilmiş, dalga geçmesinler diye burnunu küçültmesiyle dalga geçilmiş bir insan.
    ve tüm bunların üstüne, o yaşayamadığı çocukluğunu dünya üzerinde rengine, ırkına, dinine bakmadan bütün çocuklar yaşayabilsin
    ve o çocuklar gitgide daha da kötü bir yer olan bu dünyayı kurtarabilecek kişiler olarak büyüsünler, umudumuz olsunlar diye ömrü boyunca bütün gücünü, parasını, vaktini, popülaritesini harcamış bir insan.

    bakın sanatından ve dünya üzerinde şu ana kadar gelmiş geçmiş en büyük eğlendirici (saçma biliyorum ama entertainer'ın daha mantıklı bir türkçe'sini bulamadım) olmasından falan bahsetmiyorum. doğuştan gelen yeteneklerinden falan bahsetmiyorum. 35 yıl boyunca her çıkardığı albümle farklı farklı insanlara hitap edebilmesinden falan bahsetmiyorum. aynı anda "pop, rock & soul"un kralı sayılabilmesinden bahsetmiyorum. aldığı ödüllerden ve rekor kırma rekortmeni olmasından bahsetmiyorum. yaşarken dünya üzerinde yaşayan en ünlü insan olmasından bahsetmiyorum. 10 milyon satıştan aşağı düşmüş albümü olmamasından bahsetmiyorum. dünya üzerinde "ölün" dese ölecek milyonlarca insan olmasından bahsetmiyorum.

    kendisine, kıçının üstünde klavye başında cahilce ama küstahça "pedofili" demekten, "rengini beyazlattı" demekten başka hiçbir vasfı olamayan insanlar daha fazla eğlensin diye yarım asıra yakın yaptığı şeylerden bahsetmiyorum.

    onlar bile daha güzel bir dünyada yaşayabilsinler diye yaptıklarından bahsediyorum.

    bugün, dünya üzerinde eğer hala umut varsa, bu dünya daha güzel bir yer olsun diye didinen insanlar varsa, hala çocukları seven insanlar varsa, ve onların geleceği için çalışan insanlar varsa; bunun nedenlerinden biri de senin bu insanların yapabilecek güçlerini farketmesini, bir şeylerin farkına varmalarını, iyi çocukluk yaşayıp iyi birer insan olmalarını sağlamandandır.

    o yüzden, rahat uyu michael!

    fans love you! your majesty, my king!