hesabın var mı? giriş yap

  • olaya pazarlama yönetimi adına yaklaşayım da tam olsun o zaman:

    bu duruma aslen marka kaybı denmektedir. yani; firmanın imajıyla ürünün ve markanın imajı,pazarlamanın ve tutundurmanın* başarısı ve ürünün kalitesi sayesinde marka ile ürün iç içe geçer.

    bu durum iyi gibi gözükmekle beraber firma markasını kaybetme durumuyla da karşı karşıya gelir.
    bu durumda marka,jenerik eşya ismi haline dönüşür.

    çok sayıda örneği vardır*: jilet(gilette),uhu, webolit, frijder, kalebodur, nescafe, pinoteks(dyo'nun vernik markası), klorak, sana, duşakabin, fiberglas, kot(eski bir türk jean üreticisinin soyadıdır kot), asprin, naylon, aygaz, selofan, kola, bankamatik(iş bankasının atmlere verdiği isim), permatik, kerosen, linolyum vs vs...

    aslında pazarlama ve markalama yönetimini baz alırsak ekşi sözlük de bir jenerik marka olma ve marka kaybı ihtimali ile karşı karşıya..
    ekşi sözlük'ten sonra çıkan ve lideri izleme ve asalak marka stratejilerini izleyen birçok ekşi sözlük benzeri site var, ve bunlar da başındaki "ekşi" 'yi atıp sonundaki "sözlük" ibaresini aynen kullanıyorlar. yani aynı coca cola'nın diğer kola markalarına karşı "cola" ibaresini kaybetmesi gibi ekşi sözlük de "sözlük" ibaresini kaybetmiş durumda. ama şöyle de bir durum var ki ekşi sözlük coca cola durumunda ama rakipler-en azından şimdilik-en fazla kristal kola kıvamında. yani korkacak ya da sevinecek bir durum yok ekşi sözlük adına..

  • muhteşem. belki teknoloji tahminleri okuyan liseli piçleri güldürebilir ama o kadar zevklidir ki bırakamazsınız.

    özellikle küçük bir yerlerde yaşadıysanız, küçük yerleri de çok iyi anlatmıştır. bilim kurguyu sevmeyenler de çok sevicektir bu kitabı.

    konusu şizofreni olarak anlatılmış ama psikolojiye veya psikiyatriye ilgi duymayan insanların çok çok severek okuyabileceği bir kitaptır.

    mars'ta koloni kurulmasından sonra... diyerek başlayabileceğim konusunu spoiler ve özet falan beceremediğim için burda bitireceğim.

    edebiyatta pek anlamayan ama çok bilim kurgu okumuş birisi olarak mars kolonisini çok güzel temellerle inşa etmiştir. yazarın zekasına hayran olursun.

    üşüyoruz philip reis bizi yalnız bıraktın bu dünyada.

  • son durak derken mecidiyeköy-bakırköy hattındaki son duraklardan bahsetmiyorum şüphesiz. misal taksim-hürriyet mahallesi hattı olabilir, yani bu hattaki merkezi değil de çevredeki durak (merkez-çevre ilişkisine de bir atıf yapmış olum gördüğünüz üzre, ne çakalım) ne diyorduk, eğer o mahalleden değilseniz enterasan bir deneyimdir. durakta üç kişi filan beklersiniz misal, otobüs gelsin diye. ya da gittiğinizde otobüs vardır ama öyle kendi halinde parketmiş duruyordur. anlarsınız, o otobüse bineceksiniz. duraktaki küçük kulübede şoför otururur tek başına. ya da bir iett görevlisi daha olur en fazla. neyse şoför bakar ki durak ufaktan kalabalıklaştı, kalkar kapıyı açar, millet üşümesin otursun diye sonra yine kulübeye döner hat saatini bekler. sonra kulübede sıkılır mı artık ne olursa, yine kalkar, şoför koltuğuna oturur, orada bekler kalkış saatini. o ara şoförle önlerde oturan mahalleli iki üç kişi arasında küçük bir sohbet döner, bu ne soğuk gibilerinden. şoför baya dost canlısıdır bu aşamada. durup durup ara gaz verir, otobüsün kapısına gelip "ne zaman kalkacak, bilet alıp geleyim" diyenlerle söyleşir. bu arada kapısı açık bekleyen otobüste oturan üç beş kişi bu sefer kendi aralarında bir sohbete başlar, küçük bir kasaba garı havası oluşur. neyse efenim sonra kalkar otobüs, durklardan yolcu ala ala. osmanbey'e geldiğimizde otobüs tıklım tıklım olmuştur. yolcular artık birbirini tanımamaktadır, şoför asabileşmiştir, sanki kasabadan büyük şehre gelinmiştir on dakikada. "aynı otobüs mü lan bu?" diye düşünmeden edemez insan arkalarda bir yerde otururken.

  • eline koluna sağlık dediğim esnaftır. kendi ülkelerinde alışmışlar kadınlara, çocuklara musallat olmaya burayı da öyle sanıyorlar. nerede görülürse kafaları ezilmeli bu çöl farelerinin.

  • 2000'de cıkan şarkının 1995'ten önce yazılmış olabileceği olasılığını aklına getirmeyenlerin dert ettiği hatadır.*

  • 170 bin için ben bir bölüm değil bir ömür oynuyorum lan. rol yapmıyorum hem de her şey gerçek.