hesabın var mı? giriş yap

  • yukarıdaki entry sahibi lavuk sözlüğün baş trollerindendir. sakın ciddiye alıp entry girmeyiniz.

    konu kilit.

    tanım: troll başlığı.

    edit: aga yazmayın demiyor muyum? yazmayın yahu.

    başlık sahibi zix isimli hıyar ağası. engelledi herhalde beni profilini göremiyorum.

    edit 2: ya sözlük yönetimi; ofisinize kimsenin tanımadığı yeni nesil ünlüleri çağırıp "soru&cevap" çekmekten başka bir şey yaptığınız oluyor mu sizin? bu şeriatçı tayfaya yönelik yaptırımlarda neden çok hantalsınız? en son gördüğümde ofiste hande lale sarıoğlu'na göbek attırıyordunuz.

  • "lüks araçların yüksek vergilerinden yakınan öğrenciler cumhurbaşkanı abdullah gül ile görüştü. bu sırada dışarıda eylem yapan öğrencilerle ilgili konuşan cumhurbaşkanı; 'kim bu fakirler yahu!' dedi"

    editorial: gelen yoğun mesaj sonucu, bakanlar kurulu kararıyla son cümle değişmiştir.

  • cevabı 16 olan anakolu duzeyinde soru.. bolme ve carpma arasinda islem onceligi yoktur.. hangisi solda ise once o yapilir...
    konu kilit, uye 1 buldugu icin ban...

    son olarak, cidden bu soru ile iq olculdugunu dusunuyorsaniz, dusuk iq probleminiz olabilir...

  • sevdiğinizi belli edin. hatta kör kütük aşık olduğunuzu farkettirin sonra geri sayıma başlayın...

  • yeni kaynatılıp hafif ılıtılmış süt
    tam bir çocukluk dönemi travması. üst kat komşumuzda misafirlikteyim. evin annesi hacer teyze sağolsun öküz doyuran boy bardakta süt getirdi.
    ben normalde süt içmem, hele sıcağa yakın asla.
    kendi kızına (benden 4-5 yaş büyük) döndü dedi ki, "bak nilüfer, sen içmek istemiyorsun ama .... nasıl içiyor gör de örnek al" diye uzattı sütü bana.
    ya ben görev bilinci insanıyım yazık günah değil mi bana?
    sütün tepesinde de kaymak oluşmuş yeni kaynadığı için.
    ben o görev bilinciyle diktim sütü kafama nefes almadan içmeye çalışıyorum.
    içtim de.
    (gördün mü nilüfer içtim? pislik nilüfer.)
    midem ağzıma geliyor, kustum kusacağım tutuyorum kendimi.
    kapı çaldı annemler almaya geldi beni. ben nasıl koşuyorum kapıya, aşağı eve ineyim de orada kusayım ayıp olmasın hacer teyzeye diye.
    annemle hacer teyzenin muhabbet edesi tuttu mu... kapıda bık bık konuşuyorlar. annemi iteliyorum gidelim diye, dur diyor. ben kusma suratı emojisi gibi durdum durdum. en sonunda bir patlamışım, ortalık suç mahalline döndü.
    duvar, yerler, tüm antre süt içinde.
    "aaaa" diyorlar.
    ne "aaaa"??? ben elimden geleni yaptım, suç sizin! nilüfer de odasından çıkmış bana bakıyor.
    (bok iç nilüfer.)
    daha da ılık süt içmedim ben.

    edit: "ışık ılık süt iç" diyerek beni yeşillendiren ve yeşillendirmeyi düşünen, ilkokul fişleriyle cebelleşmiş tüm arkadaşlara selam ederim.

  • * bir bulaşık makinesini bulaşık makinesi yapan sadece iki özellik vardır: sıcaklık derecesi ve dakika ayarı. onun haricinde yok kristaller için yok çok yağlılar için diye itelenen programlara aldanmayın. neticede tüm programlar, sıcaklık ile dakika ayarlarının belirli kombinasyonlarından oluşuyor. on yedi ayrı programı da olsa günün sonunda dönüp dolaşıp hep aynı iki veya üç programı kullanıyorsunuz.

    * kısa program veya yarım yük özelliği olması iyidir. çok zaman kaybetmeden ıvır zıvır yıkamaya faydası olur. arayacağınız tek ekstra özellik bu olsun ki zaten artık hepsinde vardır diye düşünüyorum.

    * makinenin tabanı kalın plastik materyal değil de çelik olmalı. plastik ne kadar kaliteli olursa olsun koku yapar, asla tavsiye edilmediğini biliyorum.

    * yetkili servis ağı ne kadar genişse o kadar az başınız ağrır, cins cins markalara yönelmek yerine anam babam usulü bilindik markaları gönül rahatlığıyla tercih edebilirsiniz.

    * bulaşık makinesi sadece bulaşık yıkamayı kolaylaştırması nedeniyle değil, aynı zamanda kirlileri yerleştirdiğiniz için mutfak tezgahını da derli toplu tutmaya yarayan bir beyaz eşya. artık lüks olmaktan çıktı. ayrıca su israfının da önüne geçiyor. ben ilk yıllarda kirlileri önce sudan geçirir sonra makineye yerleştirirdim. daha sonrasında deneysel olarak baktım ki, aşırı kirli olmamak kaydıyla tabak çanaklarınızı sudan hiç geçirmeden koysanız bile tertemiz çıkıyor. makinenin sınırlarını test etmek o nedenle önemli, su israfına dikkat etmeli.

    bende beko'nun en basit 3 programlı, ekranı bile olmayan, çevirmeli düğmeli bir modeli var. 7 yıldır bir kez olsun sorun çıkarmadı. beko, arçelik, vestel markalarının az programlı herhangi bir modeli işinizi görür diye düşünüyorum.