hesabın var mı? giriş yap

  • saat 3.00'da saati ileri alıyoruz, saat oluyor 4.00. burası tamam, da problem şu: saat 3.00'da utah- brooklyn maçı var arkadaş. ancak bu işlemi gerçekleştirdiğimizde 3.00 diye bir saat olmamış oluyor. e saat 2.00'da alabilirsiniz falan da denmiyor. dolayısıyla zamanın boşluğunda bir şeyleri yitirmemiz söz konusu, biri bi'şey söylesin lütfen?

  • douglas adams ayağıyla büyük sükse yapmış, daha büyük bir kurmacanın topudur kırk iki. douglas adams,kurt vonnegutve ihsan oktay anarın kesiştiği yerde dolanır durur.
    şöyle ki;

    --- spoiler ---

    şampiyonların kahvaltısı 1973 yılında yayınlanmış. yedinci bölümde kilgore trout( kurt vonnegut-kilgore trout, ihsan oktay anar-uzun ihsan efendicümbüşü ayrı bir entry konusu olabilir, olmalıdır.) new york city sinemasının erkekler tuvaletinde işini gördükten sonra havlu rulosunun yanında bir fayansın üzerinde “hayatın amacı nedir?” yazısına rastlar. kalemi olsa “evrenin yaratıcısı nın gözü, kulağı ve vicdanı olmaktır tabi, seni aptal” yazacaktır ama kalemi yoktur yazamaz. kilgore trout sinemadan çıkarken evrenin yaratıcısı nın gözü kulağı ve vicdanı olarak o na şu telepatik mesajı gönderir “şu anda kırk ikinci caddeye doğru ilerliyorum. sen kırk ikinci caddeyi ne kadar iyi bilirsin?”

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    otostopçunun galaksi rehberi 1979 yılında yayınlanmış. ve malumun ilamı:
    "pekala" dedi derin düşünce "büyük sorunun cevabı ..."
    "evet ...!"
    "hayat,evren ve herşeye dair ..." dedi derin düşünce.
    "evet ...!"
    " cevabı ..." dedi derin düşünce ve durakladı.
    "evet ...!"
    "cevabı ..."
    "evet ...!!! ...?"
    "kırkiki," dedi derin düşünce sonsuz bir ihtişam ve sakinlikle

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    ve kitab ül hiyel 1996 da yayınlanmış.yafes çelebi, büyük iskenderin kara iktidar taşını bulup kaybettiği yerdeki evinde ölümü yenebilmek sonsuz iktidara sahip olmak için hiyel ilmiyle uğraşır. yafes çelebi de kara iktidar taşına çok kısa bir süre için sahip olacak ama kaybedecektir. yafes çelebinin başına gelenler varisi calud ve onun varisi üzeyir bey in de başına gelecek taşa kimse sahip çıkamayacaktır .daha sonraları ravilerin beyanlarından anlaşılır ki taş her kırk iki yılda bir varlığa gelip dört saat on iki dakika kaldıktan sonra kaybolur ve kırk iki yıl boyunca bu durum sürer.

    --- spoiler ---

    not: işbu entry bu muhayyel paslaşmaya alan açmak amacıyla döşenmiştir.

  • 25 ağustos 2014 fenerbahçe galatasaray maçı * sonrasında volkan hakkında söyledikleri taktire değerdir ve bu ortamda cesaret ister. bir gazeteci gibi konuşmuştur. teşekkürler.

    "volkan'ın yaptıkları toplumsal bir yozlaşmanın, yitirilmiş değer yargılarının bir sonucudur. eğer bir toplumda saygınlıkla itibar sadece ve sadece parayla ölçülüyorsa dürüstlük, efendilik, ağır başlılık, ahlak gibi kavramlardan önde tutuluyorsa sorgulamamız gereken bunlardır. çünkü böyle bir toplumda volkan, melo vb. birileri destekçi ve yandaş bulabilirler. bu davranışların, bu sözlerin normal olduğunu zannedebilirler.

    volkan çıtayı dün aşmadı. daha önceden aşmıştı. her şeyden önce f.bahçe gibi bir kulüp kendi sporcusunu uyarmalı ve cezalandırmalıydı. sahip çıktıkça, arkasında durdukça o da doğru yaptığını düşündü ve devam etti."

  • henüz doğmadı, doğduysa da az sayıda doğdu ya da bizim eve henüz uğramadı. ben de istemez miydim böyle bir insan olayım. sabah ekmek almaya gitmek zulüm gibi bir şey. ama biliyorum var bir yerlerde bu tip insanlar, özlemle beklenen cinsten.

    bunu yapan insan alnından öpülesi bir insandır. böyle efendi efendi gidiyor, iki tane taze ata ekmeği alıp geliyor, hayal gibi. yıllardır bunun sorununu yaşamadan ağız tadıyla bir kahvaltı edemedik arkadaş. bak küçük erkek kardeşe verilen ekmek alma görevi denilmiş, kayıtlara bile geçmiş. sen daha neyin isyanındasın? bende var bir tane bu küçük erkek kardeşten. baya küçükken iyiydi bu, sessiz sedasız gidiyordu. ergen oldu eşitlikten ve haklarından bahsetmeye başladı. o gün bu gündür de pazar sabahlarına; ekmek almaya sen git, yok ben gitmem, hep ben gidiyorum, en son ben gitmiştim gibi kavgalarımız eşlik eder oldu. şimdi bir de çakallığa başladı iyiden iyiye, önceden kalkıyordu en azından kavga mavga bir şekilde biri gidiyordu. bizimki zamanla sabah ekmeği alındıktan sonra uyanan küçük kardeşe evrildi.

    gelmiş geçmiş en süper kahraman sabah ekmek almaya arıza çıkarmadan giden kahramandır; breadman.

  • doğru söylemiş. bunları takip edenler de bunlar kadar zavallı.

    makyajcı bir varoşu takip edip, her gün yeni makyaj stili mi öğreniyorsunuz? ne kadar meraklısınız komisyon alarak giydiği şeyleri şurdan aldım, burdan aldım diyenlerin attığı linklerden alışveriş yapmaya.

  • tamamen sekersiz ve dogal olanlari makbuldür.

    kabuklari soyulmus findigi robot veya blendirdan geciriyoruz ve findik kremasi elde etmis oluyoruz. elde ettigimiz dogal findik kremasini bir kavanozda saklayabiliriz bozulmuyor. sonra canimiz tatli cektiginde siyah erik, muz veya cilegi (yarim muz ve 3 cilek veya yarim muz 2 siyah erik) dilimliyoruz. dilimledigimiz meyveleri 1-2 yemek kasigi findik kremasi ile karistirip yiyoruz.

    kabuklari soyulmus bademi robot veya blendirdan geciriyoruz ancak badem, findik gibi krema haline gelmiyor. bundan sonra bademi bir kapta sakliyoruz. canimiz tatli istediginde bu hazirladigimiz bademden 2 yemek kasigi aliyoruz ve bunu ayri bir tabakta cok az su veya sütle krema kivamina getiriyoruz. cilek, muz veya erik gibi meyveleri dilimleyip badem kremasiyla karistirip yiyoruz.

    yine de bir muhallebi, kek veya baklavanin yerini tutmaz tabii ama caniniz tatli istediginde güzel bir alternatif olabilir.

  • biz neden vergi ödüyoruz 1 kişi bana bunu açıklayabilir mi? neden yani neden? her zor zamanda futbol kulübü gibi sms kampanyası başlatılacaksa neden vergi veriyoruz yok mu açıklayacak biri?

    ya da fransızlar, amerikalılar niye ihtiyaç duymuyorlar sms'lere?
    (bkz: ihtiyat akçesi)