ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
akp'ye oy vermeyenler bu gece rahat uyudu mu
-
(bkz: horladım bile)
kürtçe
-
abd'de böyle eski kafa amerikalılar vardı. biz türkçe konuştuğumuzda bizi uyarır "burada ingilizce konuşacaksınız burası amerika!" derlerdi. demeye cesaret edemeyenler de garson aracılığıyla bize uyarı yollarlardı (bkz: arby's/@ssg). normalde varlığından haberimizin bile olmadığı bu insanlar bir anda gözümüzde cahil, ayrımcı ihtiyarlara dönüşürlerdi. aklımızda öyle yer ederlerdi. ama abd'deki fark oranın cahilinin baya yaşlı olmasıydı. biz ise türkiye'de o cahil ihtiylarların gençliğine denk geldik şansımıza. neyse iki üç kuşak sonra biterler herhalde.
irem aktaş
-
olayları geriden takip eden akp'li. birisi şuna israil ile akp'nin artık dost olduklarını hatırlatsın. reisin görürse çok kızar bu yazdıklarına, abla.
trakya ağzı
-
kendine özgülüğün tavana vurduğu bir yöre lehçesi. doğal komikliği ve sempatikliğinin altını çizebilmek için aşağıdaki olayı örnek olarak aktarıyorum sizlere..
trakya'dan gerçek bir hikayedir!
yaşlı bir amca eşeğinin üzerinde karayolunda seyretmektedir.
bunu gören trafik polisleri amcaya takılmak isterler ve
durdururlar.
polis- be amca, necin dakman golani? (golan: emniyet kemeri)
amca- dakmam be işte!
polis- e bak gördün mü, şimdi ceza keseceyik.
amca- kes bakalım ne keseceysan da gidecem, acele işim var.
polis- peki amca, cezayı sana mı yazalım yogsam eşeğe mi?..
amca- ???
polis- yani cezayı sana yazarsak 5 milyon deycen, eşeğe 3 milyon deycen.
amca- bana kes o zaman.
polis- neden sana keseyoz amca?
amca- onun sicili temiz ossun, polis yapcez onu!
zavodovski adası
-
dünyadaki en büyük* penguen kolonisine* ev sahipliği yapan aktif volkanik bir ada. uruguay'dan antartika'ya bir çizgi çeksek tam ortada kalır. ha ben neye mi takıldım? burada yaşayan penguenlere. kayalıkların üzerinden 20 metreye kadar yükselen dalgalara karşı öncelikle okyanusa atlamaları gerekiyor. kayalara çarpmadan sağ kalabilirlerse tabi. sonrasında 50 mil boyunca yüzüp bebelerine yemek bulup midelerinde saklamaları lazım. bu arada bebeleri ya açlıktan ya da anneleri onları bir yırtıcı kuşa karşı savunurken ölmezse tabi. sonra dönüş yolu yine aynı kayalıklar bu sefer çok daha tehlikeli, dalgalar onları alıp kayalara acımadan vuruyorlar, midelerinde taşıdıkları yemeklerinden dolayı daha da ağırlar. karaya çıkabilenler için o kalabalığın içinde anne ve çocuklarına ulaşmak için 2 mil daha yol yürümek zorundalar. bu entryi yazma nedenim ise o ebeveynlerden birinin karaya çıkabilmek için ayağının yaralanması tüm vücudunun kan içinde kalması ama ona rağmen yürümeye devam etmesi ve benim bugün de gözümü dolduracak bir canlı bulmam. neyseki pandalar var. hadi gittim ben.
(bkz: planet earth ii)
bilal erdoğan'ın hdp'yi sert biçimde eleştirmesi
-
davutoğlu diyarbakırda kürtçeye kurban olurum diyip batıda tek dil tek devlet diyor ya herkesin ihtiyaçları bir değil ki bilal
(bkz: bilal'e anlatır gibi anlatmak)
meşgalesi olmasa terim'i de akil listesine alırdım
-
bir rte açıklamasıdır.
ayrıca 63 tane akilin boş gezenin boş kalfası olduğunu da öğrendik.
not: aklıma ne geldi adam ne güzel onu alırdım bunu çıkarırdım diyor, ne derse o. ileri demokrasi bu olsa gerek.