hesabın var mı? giriş yap

  • leziz zıtlar barındıran bir tasarım ve milliyetçilik hikayesi bu. 99% invisible isimli tasarım podcast'inden yeni duydum, gaza gelip biraz araştırdım ve fularsız entellik'te ve medium'da yazıya döktüm. resimler hariç, içeriği aynen kopyalıyorum.

    ***

    1950 yılında, uruguay sınırının dibinde yaşayan bir brezilyalı çocuk, yeni gelen amerikan filmini izlemek için sınırı geçip bir köy sinemasına gidiyor. filmin ortasında birdenbire ispanyolca bir anons, coşkulu bağırışlar ve çalmaya başlayan uruguay milli marşı... uruguay dünya şampiyonu olmuş. hem de rio'da, 200 bin kişinin önünde, brezilya'yı yenerek.

    bizim gibi bir futbol ülkesinde yetişmiş olanların bile, bu maçın önemini anlaması zor: brezilya o zamanlar pek bilindik bir ülke değil, pek birleşmiş bir millet de değil. elitlerin sporu olarak başlayan futbol popülerleştikçe, halkın harcı haline gelmiş. ve bu dünya kupası, brezilya'nın dünya'ya kendini modern bir ülke olarak tanıtma şansı. bir taşla iki kuş.

    bu tanıtımın ana sahnesi de, yeni stadyum kokusuyla dolu maracana.

    ***

    turnuvaya harika başlıyorlar, gelene 7, geçene 6 gol. son maç komşu uruguay'a karşı ve brezilya ağır favori. hem birkaç ay önce onları 5-1 yenmişler, hem de o zamanlar format farklı olduğundan, brezilya berabere kalsa bile kupayı kazanıyor. tam 200 bin kişi doldurmuş stadı. (deniyor ki, sonradan o maçta olduğunu iddia edenlerin hepsi doğru söylüyor olsaydı, maracana'nın ay kadar büyük olması gerekirdi)

    ilk golü brezilya atıyor. 1950'de rio bir parti şehri değil ama stad coşkudan patlayacak. sonra beraberlik. sorun değil, brezilya hala özgüvenle atak oynuyor. bitime 11 dakika kala, 23 yaşındaki ghiggia sağdan brezilya ceza sahasına giriyor. kaleci barbosa, orta yapacağını düşünerek biraz açılıyor ve ghiggia o açıktan topu ağlara yolluyor (bu videonun ortalarında).

    yıllar sonra, o anki atmosferi şöyle özetlemiş:
    "maracana'nın tarihinde sadece üç kişi kalabalığı susturabilmişti: papa, frank sinatra ve ben"

    ***

    uruguay kupayı kazanıyor. "futbol sadece futbol değildir" sözü sanırım en çok böyle anlar için geçerli. yakın zamana kadar brezilya'nın bir eyaleti olan uruguay için, bu maçın bir bağımsızlık ve milli mit yaratma boyutu var. doğal olarak ghiggia bir milli kahraman oluyor ve bu ünüyle, avrupa'ya oynamaya gidiyor.

    yıllar sonra futbol kariyeri bitip ülkesine dönünce, 1950 milli takımındaki herkes gibi, ona da hükümet tarafından bir iş bulunuyor: hayır, spor bakanlığı, federasyon başkanlığı veya teknik direktörlük değil. montevideo'da bir kumarhanede, hilebazları yakalama işi.

    ghiggia, kumarhaneden emekli olunca, birikimi ve emekli maaşı yetmediğinden, dünya kupası madalyasını satılığa çıkarıyor. neyse ki zengin bir işadamı madalyayı satın almış ve anında kendisine iade etmiş.

    iki ülkede gördüğü saygıyı sembolize edercesine, bu işadamı yarı uruguaylı-yarı brezilyalı biri. hatta, travma yaşattığı maracana'nın walk of fameinde, pele'nin ayak izinin yanındaki ayak izi ghiggia'ya ait. 2015'te ölene kadar, sınırın iki tarafında da gittiği her yerde sıcak karşılanmış.

    ***

    "düşmanlarına" bu saygıyı gösteren brezilyalılar, kalecileri barbosa'yı hiç affetmemişler. işin milli gurur boyutunun ötesinde, yüzeyin hemen altında yatan bir de ırkçılık boyutu var: medya, kaleci dahil takımdaki tüm zencileri günah keçisi ilan ediyor. ne hainlikleri kalıyor, ne aptallıkları.

    aradan geçen senelerde, ırkçılık ağır ağır azalsa da, barbosa bir cüzzamlı gibi dışlanmış hep. hayatını karartan adam ghiggia bile onu savunmuş elinden geldiğince ama nafile. taa 1994'teki milli takım kampını bile ziyaret etmesi engelleniyor, kötü şans getirmemesi için.

    "brezilya'da herhangi bir suçtan ötürü alacağınız maksimum ceza 30 yıl. bense 50 yıldır işlemediğim bir suçun cezasını ödüyorum".

    bu "suçun" cezası sadece futbolculara kesilmedi, "uğursuz" milli takım forması da nasibini aldı. ve bu sayede, o maçın sonucunu uruguay'daki köy sinemasında duyan çocuğun kaderi değişti...

    ***

    garcia schlee, bir rio gazetesinin açtığı tasarım yarışmasına katıldığında 19 yaşındaydı. konu: brezilya milli takımının yeni forması.

    birkaç yıl önce o sinemadayken, oyuncular beyaz bir forma ile sahadaydılar. brezilya'yı artık o uğursuz beyaz ile düşünmek zor, çünkü yarışmayı kazanan schlee, bayraktaki dört canlı rengi de formaya sığdırmayı becerdi. tasarladığı 200 ayrı versiyonun en iyi olanı, o günden beri brezilya'nın simgesi.

    ödül olarak, uruguay sınırındaki köyünden çıkarıp, rio'da milli takım oyuncularının kaldıkları yere yerleştiriyorlar bu genci. anında hayalkırıklığına uğruyor, futbolcuların sürekli içip, kadınlarla düşüp kalktıklarını görünce. "hepsi serseriydi". kısa bir süre sonra evine dönüyor.

    ***

    brezilya milli takımı 62 kupasını kazandığında, onun tasarladığı formayı giyiyordu. tabii henüz renkli televizyon yoktu. o capcanlı renklerin sahada dans edişini izlemek için 70'teki meksika dünya kupası'na kadar bekledi insanlar. artık o forma, neredeyse bayraktan daha önemli bir simgeydi tüm brezilyalılar için. pardon, schlee dışındaki tüm brezilyalılar için...

    bunu anlamak için, renkli tv'nin hemen öncesine, 64'teki darbeye dönmemiz lazım. güney amerika tarihinin bir sabiti olan abd destekli diktatörlüklerden biri de brezilya'da kuruluyor. o sırada schlee bir gazeteci, üniversite hocası ve yazar. askeri diktatörlüklerin "favori" vatandaş modeli olan bir entelektüel yani. tüm benzer solcular gibi tutuklanıyor ve işkenceye uğruyor. serbest bırakıldığında da elbette takip altında, işini kaybetmiş, yurtdışına çıkışı da yasaklanmış.

    (iktidarın da, devletin de, halkın da sağcı olduğu bir ülkede, futbol federasyonu başkanlığı için yapmadığı yalakalık kalmayan ultra-zenginlerin "mağdur" rolü kesmeleri aklıma geldi şimdi.)

    ***

    20 sene süren bu rejimde, yine de muhalefetini sürdürüyor schlee. ona göre, tasarladığı forma, "bir vatandaşlık sembolü değil, bir baskı, yolsuzluk ve statüko sembolü". hikayelerinde, hep o büyüdüğü yer olan uruguay-brezilya sınırı var. hayallerinde de john lennon'ın imagine şarkısındaki gibi sınırsız bir dünya.

    insanların ne kadar zorlama ve hasbelkader çizilmiş çizgilerle ayrılmış olduklarını anlatmaya çalışmış. vatanseverlik adı altında yapılan kabilecilik (tribalism) propagandasını, sınırdaki parçalanmış hayatlar üzerinden işlemiş. sığ milliyetçiliği körüklemek için rejimin kullandığı sembollerden bu yüzden nefret ediyor. kendi çocuğu olan o forma da bu sembollerin en canlısı. öldükten sonra da hep onunla anılacağını bilmesi nasıl bir his olmalı acaba?

    ***

    son bir sırrı var schlee'nin, yakın zamana kadar pek kimseyle paylaşmadığı: 65 sene önce yaptığı gibi, halen milli maç günleri sınırı geçiyor ve sessiz bir bara gidiyor ahaliyle beraber maçı izlemeye... ama üzerinde sarı forma yerine, gök mavisi formayla. çünkü, yarısında kesilip müthiş bir kutlamaya dönüşen çocukluğundaki o filmden beri uruguay'ı tutuyor, brezilya'nın milli simgesinin bu "hain" babası.

    (podcast dinleme tavsiyesi: 99% ınvisible'ı daha önce tavsiye etmiştim. bu bölümünü baştaki linkten dinleyebilirsiniz. ama her podcasti tek tek web üzerinden dinlemek yerine, telefona beyondpod gibi bir uygulama indirin, onun arama menüsünden podcastlere kayıt olun. ben yeni bir podcast'e başladığımda, genelde ayarlardan "taa en baştan üçer üçer bölümleri indir" seçeneğini seçiyorum. eski bölümleri bitirince de "çıktıkça en son bölümünü indir" moduna geçiyorum. her podcast'in bölüm indirme ve saklama ayarları ayrı ayrı yapılabildiğinden bu taktik iyi çalışıyor).

  • misafirleri uğurlamak için aşağıya indik böyle cümbür cemaat. baya bi kalabalığız. misafirler baya uzağa gidecek arabalarına binmeden vedalaşıyoruz. artık tuttuğumla tokalşıp, öpüşüyoruz aralarında yeni tanıştıklarımzda var. işte memnun oldun falan filan. tam o sırada bi bey amcayıda tuttum tokalaştık, adamı öptüm, iyi geceler, iyi yolculuklar dedim. adam bi ürktü hatta sonradan fark ettim adamı ilk tutup tokalaşınca adam irkilip baya şaşırmıştı zaten. neyse efendim adam bana baktı ben adama. ulan diyorum bu kim? meğerse efendim adam sokaktan geçen normal bi vatandaşmış, ben onuda bizim misafirlerden sanıp öpüp koklamışım. sonra dayı banada iyi geceler yeğenim dedi arkasına baka baka gitti. ne zaman aklıma gelse gülerim. yok böyle bişey o adamın şaşkın bakışları hala gözümün önümde.

  • boş yapmaması gereken dayıdır. önümüzdeki seçimlere kadar hakkın rahmetine kavuşması dileğiyle.

  • kemal doğulu diyor ki; ben anlayamadığım insanları severim.

    sanki benim başıma hep stephen hawking'lerle, einstein'larla takılıyor. hande yener'in kankasısın işte ne anlayamadığım insanı?

    hande yener'i bile anlayamadıysan o da ayrı bir dram tabi.

    edit: diğer enteller gibi 'ya ben hep felsefe entrysi giriyorum ama bu saçma entrym debe oldu ühü' demeyeceğim. diyemem zaten son 5-6 entrym bu başlığa :( sadece şunu diyeyim, senin ben osmanlıcana sokayım uzun it. geber artık.

  • playstation’ı türkiye şartlarında malum döviz kurları ve alım gücümüze rağmen oynanabilir kılan hede.

    playstation 5 başlığında girdiğim entry ye istinaden dijital oyun alım satımının nasıl yapıldığına dair onlarca mesaj aldım. açıkçası zaten yaygın şekilde bilinen, kullanılan bir şey olduğunu sandığım için detaya girmek istememiştim ancak gördüm ki hala sadece ps store’dan oyun alan ve aldığı oyunlarla katolik nikahı kıyıp bir ömür bağlılık yemini edenler var.

    öncelikle bir yanlış anlaşılmayı düzelteyim. playstation’da ps store dışında dijital oyun alamazsınız, aldığınız oyunu herhangi bir şekilde satamazsınız. burada alıp satılan şey “kullanıcı hesabı” (ps network hesabı) dır.

    kullanıcı hesabı windows ta oturum açarken kullandığınıza benzer, playstation kullanabilmek için en az bir tane sahip olmak zorunda olduğunuz, bir kullanıcı adı (namı diğer nick name), bir e-posta adresi ve belirleyeceğiniz bir şifreden ibaret bir profildir. satın aldığınız oyunlar, save dosyalarınız, istatistikleriniz, kupa vb ödüller bu kullanıcı hesabına kaydedilir. kullanıcı hesaplarında 5 temel kural vardır:

    1. bir konsolda birden fazla kullanıcı hesabı olabilir. (maksimum 16).

    2. bir kullanıcı hesabı istendiği kadar sayıda farklı konsola kurulabilir.

    3. bir kullanıcı hesabı ile aynı anda sadece bir konsoldan oyun oynanabilir.

    4. bir kullanıcı hesabı “ana hesap” olarak etkinleştirilirse, o hesaptan satın alınan oyunlar ve diğer hizmetler o konsoldaki diğer hesaplar tarafından da kullanılabilir.

    5. bir kullanıcı hesabı sadece bir ps4 ve bir ps5 te aynı anda “ana hesap” olarak etkinleştirilebilir. ikinci bir ps4 veya ps5 te etkinleştirmenize izin vermez.

    bu 5 madde çokomelli. karışık gelmiş olabilir, bir kaç örnek ile açıklamaya çalışayım.

    örneğin hem evimde hem de yazlığımda 2 ayrı konsolum var. clearsky@gmail.com mail adresimle, “clearsky” kullanıcı adımla bir bir hesap açtım ve bu hesabı her iki konsoluma da kurdum. (bkz: madde 2) bu hesaptan fifa2021 satın aldım. evdeyken evdeki konsolum ile , yazlığa gittiğim zaman ise yazlıktaki konsolum ile bu hesaba girerek fifa2021 oynayabilirim. peki ben evdeyken yazlığa kardeşim gitse ve ikimiz de bu hesaba iki ayrı konsoldan aynı anda girip oynamaya kalksak ne olur? ikinci kişi oyuna girmeye çalıştığı anda ilk gireni atar. (bkz: madde 3) yani bir hesaba aynı anda iki kişi iki farklı konsoldan girip oynayamaz. bunu aşmak için, önce oyun satın alınan clearsky@gmail.com hesabımı ana hesap olarak etkinleştirmem gerekir.

    ps4’te:

    (ayarlar) > [hesap yönetimi] > [ana ps4 sistemi olarak etkinleştir] > [etkinleştir]

    ps5’te:

    ayarlar > kullanıcılar ve hesaplar > diğer > konsol paylaşımı ve çevrimdışı oynama > etkinleştir

    bir hesabı ana hesap olarak etkinleştirdiğinizde artık o hesaptan satın alınan tüm oyunları “aynı” konsoldaki farklı kullanıcı hesaplarından da oynayabilirsiniz. (bkz: madde 4) yukarıdaki örneğe dönersek, clearsky@gmail.com hesabımı ana hesap olarak etkinleştirdikten sonra artık o hesaba girmeden, satın aldığım fifa2021’i aynı konsoldaki farklı bir hesaptan da oynayabilirim. (bkz: madde 1) bu sayede yazlıktaki konsolda oynayan kardeşimle hesaplarımız çakışmaz, aynı anda oynayabiliriz.

    bu noktada akla şu gelebilir; hesabı bir sürü farklı konsolda ana hesap olarak etkinleştirsek, bu sayede birbiri ile çakıştırmadan istediğimiz kadar konsoldan oynayabiliriz miyiz? el-cevap: hayır. (bkz: madde 5) bir hesap sadece bir ps4 ve bir ps5 te aynı anda ana hesap (nam-ı diğer primary hesap) olarak etkinleştirilebilir. ikinci bir ps4 veya ps5 te etkinleştirmeye çalıştığınızda hata mesajı alırsınız, önce diğer konsoldan devre dışı bırakmanız gerekir.

    özetle; bir hesaptan alınan oyunları bir ps4 ve bir ps5’te ana hesap olarak etkinleştirerek, 3. bir konsolda ise (ps4 veya ps5 olması farketmez) ana hesap olarak etkinleştirmeden (nam-ı diğer secondary hesap olarak), doğrudan hesabın içine girmek suretiyle aynı anda 3 kişi - 3 farklı konsoldan kullanabilir. psn kardeşliği bu şekilde yapılmaktadır. aldığınız hesabın secondary hakkının sahibi iseniz doğrudan o hesabın içine girip oynayacaksınız. aldığınız hesabın primary hakkının sahibi iseniz hesabı kurup, ana hesap olarak etkinleştirip, kütüphaneden oyunu indirmeyi başlatıp sonra o hesapla ilişiğinizi keseceksiniz. oynayacağınız zaman o hesaba hiç girmeden, konsolunuzda bulunan bir başka kullanıcı hesabından oynayacaksınız.

    buraya kadarki kısım bir oyunu, daha doğrusu hesabı 3 kişinin nasıl paylaştığıydı. entry nin başında da söylediğim gibi esasında oyun satma diye bir şey yoktur. oyunun satın alındığı kullanıcı hesabını alıp satabilirsiniz. eğer aynı hesapta birden fazla oyun aldıysanız artık bunları tek tek satmanız mümkün değil. hesabın mail adresi ve şifresini verdiğiniz kişi kütüphanedeki tüm oyunlara erişebilir. o yüzden o an için niyetiniz yoksa bile ileride satmak isteme ihtimaline karşı her oyun için yeni bir kullanıcı hesabı açarak oradan satın alın. bu gözünüzde büyümesin, hesap açma dediğiniz şey bir mail adresi ve şifreye bakıyor. mail adresi konusunda ben yandex i tercih ediyorum. sms onayı, kurtarma e-postası vb. hiç bir şeyi zorunlu tutmadığı için çok hızlı ve pratik bir şekilde yeni mail alınabiliyor.

    alım satım konusunda en meşhur platform forum.donanimhaber.com

    burada oyun edinmenin bir kaç yolu var.

    satılık ilanlarını düzenli takip edebilir veya aradığınız oyun için konu içerisinde arama yaparak yakın zamanda verilen ilan var mı görebilir;
    aradığınız oyun için alınık ilanları bölümüne ilan verebilir;
    oyunu birlikte yeni satın almak üzere ortak bulmak için ilan verebilir;
    veya hiç ortak falan bulmayı beklemeden oyunu direkt kendiniz satın alıp sonrasında diğer iki hakkı satmak üzere ilan verebilirsiniz.

    yalnız şunu unutmamak gerekir ki, burası neticede ps store değil. istediğiniz oyunu istediğiniz dakika bulabileceğinizin garantisini kimse size veremez. tıpkı aradığınız 2. el arabayı sarı sitede her zaman bulamadığınız gibi. hemen herkes tarafından oynanan popüler oyunlar ve exclusive’ler veya yeni çıkan güncel oyunlar genellikle kolay şekilde bulunabilirken, çıkışının üzerinden hayli zaman geçmiş ve daha az popüler bir oyun için ilan bulamamanız muhtemel. bu durumda ps store’un indirim günlerini kovalamak mantıklı. %70 hatta %80 gibi astronomik indirimler yapabiliyor sony. indirimlerde aldığınız oyunları sonrasında yakın fiyatlara satabilirsiniz. unutmayın , her yeni oyunu yeni bir psn hesabı ile alacaksınız! 1 oyun = 1 psn hesabı

    fiyatlandırmada oyuncular arasında genel kabul görmüş oran %60’a %40 şeklindeydi. primary hak sahibi oyun bedelinin %60’ını öderken secondary hak sahibi %40’ını öderdi. ps5’in çıkışı ile birlikte artık oyunlar 3 hakka bölünebildiği için %37.5 (ps5 pri), %37.5 (ps4 pri) ve %25 (ps4 veya ps5 sec) şeklinde fiyat dağılımı yapılıyor. primary hakkın daha pahalı olma sebebi, oyunu kendinize ait istediğiniz hesaptan oynayabilmeniz, bu sayede save dosyalarınızı, kupalarınızı istediğiniz hesapta toplayabilmeniz, online oynamak istemeniz durumunda kendi kullanıcı adınızla, arkadaşlarınızın ekli olduğu her zaman kullandığınız hesaptan oynayabilmenizdir. secondary hak sahibi oyunu o hesapta oynar ve sattıktan sonra kayıtları kupaları save dosyaları vs. de sattığı hesap ile birlikte gider. online oynayacak ise hesabın kullanıcı adı ne ise o adı kullanmak zorunda kalır. eğer kupa vs. biriktirme gibi işlere girmiyorsanız, single player oynayıp bitirdikten sonra satarım diyorsanız , ileride aynı oyunu tekrar satın alıp oynama niyetiniz yoksa (save dosyaları açısından) secondary hesap kullanabilirsiniz.

    bu primary - secondary kullanımı bizzat sony tarafından kurgulanmış legal bir yöntemdir. bir açık değildir. yapılma sebebi yukarıda verdiğim örnekteki gibi farklı lokasyonlarda birden fazla sayıda cihaza sahip olan insanlar veya örneğin aynı evde aynı cihazı kullanan ama kendi hesaplarında oyun oynamak isteyen insanlar (kardeşler, eşler vs) içindir . ancak hesabın komple alım satımı yasal mı derseniz , açıkçası kullanım sözleşmesinde aksi bir madde var mı bilmiyorum ama sağır sultanın bildiği bu durumu sony nin bilmeme ihtimali yok. ama bu durum nedeniyle hesabı ya da cihazı banlanan tek bir kişi bile duymadım. teknik olarak sony bunu engellemek istese rahatlıkla yapabilir. nitekim ps3 zamanında 5 kişi ile kardeşlik yapılabilirken 2011’de bunu 2’ye düşürdüler. ps5’in çıkışı ile ise 3’e çıktı. yani bu sınırı istedikleri gibi azaltıp arttırabiliyorlar. belli ki sony tarafından bu uygulamaya bilinçli olarak izin veriliyor ya da göz yumuluyor.

    peki hiç mi riski yok bu alım satım işlerinin derseniz, olmaz mı var tabi. neticede aynı hesabı belkide hiç tanımadığınız 2 kişi ile daha paylaşıyorsunuz. eğer hesapta sms doğrulama aktif değilse birinin hesabın şifresine değiştirmesine bir engel yok. şifre değiştiği anda artık o hesaba giremezsiniz, dolayısıyla hesap da oyun da gitti demektir. veya parasını gönderdiğiniz kişi hesap bilgilerini vermeden kayıplara karışabilir. böyle şeyler yaşama ihtimalinizi minimumda tutmak için yapmanız gerekenler, herhangi bir ikinci el alım satım işinde dikkat etmeniz gerekenler ile hemen hemen aynı. piyasasının çok altında fiyatlarla, çok yeni tarihli üyeliklerle alım satım yapmayın. aynı hesabı paylaşan 3 kişinin birbirinden haberdar olması için whatsapp grubu kurulması teamülü vardır. bir kişi kendi hakkını sattığında alan kişiyi bu whatsapp grubuna ekler ve öyle ayrılır. bu sayede hesabın 3 kullanıcısı da kontak halinde olur. icabında güvenlik amaçlı ara ara şifre değiştirilecekse birlikte değiştirilir. whatsapp grubu olmayan, diğer hak sahipleri belli olmayan hesaplar her an patlamaya hazırdır, böyle hesaplardan uzak durun. sadece hesap alırken değil, satarken de aynı özeni gösterin. referansı olmayan, güven vermeyen kişilere satış yapmayın ki sizden sonra diğer hak sahipleri mağdur olmasın. forumdan aldığınız bir oyunu facebook, telegram vb. farklı bir platformdan satmayın.

    bu arada hesabı 3 kişi paylaşmak bir zorunluluk değil, ucuza maletmek için başvurulan bir yol. siz dilerseniz 2 kişi de paylaşabilir, veya tek başınıza kullanarak satmak istediğinizde tüm hakları ile komple de satabilirsiniz. bu yöntem çok daha az risk barındırmakla birlikte hem alırken kutulu oyun alır gibi oyun bedelinin tamamını siz vereceğiniz için daha maliyetli olur, hem de satarken aynı şekilde daha pahalıya satacağınız için alıcı bulması daha zor olur.

    entry yi önemli bir uyarı yaparak bitireyim. psn kardeşliğinin bir kazanç kapısı değil, binlerce insanın, öğrencinin, genç kardeşlerimizin, bir oyuna yüzlerce tl verecek imkanı olmayan kişilerin oyun oynayabilmesine olanak tanıyan bir sistem olduğunu unutmayın. aldığınız oyunu mümkün olduğunca bir miktar altına satmaya çalışın ki oyun fiyatları el değiştirdikçe düşsün, daha çok insan istifade etsin. son dönemde ps store zam yaptıkça elindeki oyunu da aldığı fiyatın üstüne satmaya çalışan, veya oyunu indirimdeyken alıp indirim bitince kar ederek satmaya çalışan tipler türedi. senelerden beri tıkır tıkır işleyen bu sistem böyle açgözlü tipler yüzünden bir bozulursa, bir oyun 799 tl olur mu yaaa diye ilk ağlayacak tipler de yine bu şark kurnazı yavşaklar olacak. yapmayın.