hesabın var mı? giriş yap

  • bazı vatan hainleri şunu yapıyorlar:
    xiaomi huawei ve bazı samsung modelleri gibi android telefonlara twrp recovery yüklüyorlar (internette her telefon modeline göre var kurulum)
    şerefsizler işte sonra da; eski, bozuk, kullanılmayan bir telefonun imei numarasını bu twrp yöntemi ile yurtdisindan getirdikleri telefona aktarıyorlar ve bu telefonu hat kullanımına açıyorlar.
    altı üstü 1838tl olan bu ücreti ödemek yerine hainlik yapanları kınıyorum.

    bu hainlerin yaptığı bu ihanetin detayını isteyen meraklı arkadaşlar için edit:

    -bu şerefsizler bunu sadece android cihazlarda yapabiliyorlar ve bazı androidlerde de olmuyormuş.
    -cihazın modelini yazıp cihaza özel twrp kurulum videoları, yazıları internette bulunuyor. (şerefsizler söyledi)
    -recovery denilen şey androidlerde bir tür bios sistemi gibi. genelde ses kısma ve power tuşları ile girdiğiniz kısım varya hani cihaz sıfırlamak için ha orası.
    -twrp dediğimiz şey ise tüm cihazı kontrol edebileceğiniz bir recovery yazılımı. bütün dosyaları değiştirebileceğiniz, bir çok işlem yapılabilecek bir yazılım. yani asıl amacı imei değiştirmek değil ama şerefsizler işte bunun için kullanıyormuş.(twrp ile nasıl imei değişir o da internette bulunur)
    -imei aldıkları cihaz android veya ios fark etmezmiş, çok eski telefon modellerinde 4g desteği olmadığı için sorun çıkabiliyormuş. (bunu da vatan hainlerinden duydum)

    tekrardan kınıyorum kendilerini.

  • güzel bir harekettir. ben de ilk başladığım zamanlar bana motosiklet kullanmayı öğreten arkadaş bundan bahsetmişti. acemilik zamanlarım bir pazar günü e-5 bostancı'dan carrefour'a doğru gidiyorum. trafik çok fena ve yandaki emniyet şeridi üzerinde sürekli eds uyarıları var. tabii o zamanlar safım, kendi şeridimde gittiğim sürece bir şey olmaz düşüncesi var kafamda. emniyet şeridinden devasa bir goldwing giderken beni gördü ve sağımda benimle aynı hızda ilerlemeye başladı. adam yanımda hem benimle aynı hızda ilerliyor hem de beni ve motorumu süzüp duruyor. ben tabii acemilikten dolayı gözümü yoldan ayırmıyorum. bir süre sonra rahatsız olmaya başladım kafamı bir ara sağa çevirdiğimde eleman hem kafasıyla beni selamladı hemde bir kısa korna çalıp gazladı gitti. çok şaşırmış olsam da muhtemelen kullanmamdan acemiliğimi anladı ve geç emniyet şeridine ölecen amk demek istedi diye düşünmüştüm. daha sonra 2 sefer yolda kaldığımda gören çoğu motorcunun yardım için durmasından sonra, ne zaman yolda kalmış motor görsem (teknik bilgim sıfır olmasına rağmen) bir şeye ihtiyaçları olup olmadığını sormak için durmuşumdur.

  • (bkz: pick noktası)

    daha yazılacak çok şey var da şimdi başıma iş almak istemiyorum. başlığı açan şahsın konu hakkındaki bilgisinin ne kadar sağlam (!) olduğu belli oluyor. aynen kanka, düşüş trendine girmiş dolar. her şey bitti, toparlandı ekonomi.

    edit: bir sürü mesaj aldım, "peak noktası olmasın o?" diyenler var. ulan şunu da yazdırdınız ya ne diyeyim. biz de ona dikkat çekiyoruz zaten. başlık sahibi ekonomi hakkında ahkam kesip "pick noktası" demiş, ona işaret ediyoruz.

    edit2: baslik sahibi hatasini duzeltmis. ilk actiginda "pick noktasi" yazmisti. hala bana "peak noktasi olmasin o?" diye mesaj atan gerizekalilar var. gercekten inanilmazsiniz. baslik sahibinin cakal gibi sessiz sedasiz degistirdigini haber verenlere tesekkur ederim, tek tek donemiyorum cunku ilginc bir sekilde patlamis baslik, 30-40 tane mesaj gelmis.

    edit3: hala "peak noktası olmasın o?" diye mesaj atanların ironi yahut şakaçs gülmiksliği yaptığını varsayıyorum. umarım öyledir. yoksa gidişat kötü.

    edit4: oğlum siz bela mısınız lan, üç yıl oldu hala mesaj geliyor. anladım, hata bende. hiç kızmayacaktım. şimdi inadına inadına yazıyorsunuz hehe.

  • spor olsun diye koşmak.

    bunu yapan ilk insan var ya, insanlık tarihimizin en önemli kırılma anını işaretleyen varlıktır.

    bir hayvanın en önemli bireysel aktivitesi, enerji kazanmak, yani yemek yemektir. o enerjiyi hiçbir hayvan boşa harcamaz.

    ama bu ablamız/abimiz, kazandığı enerjiyi kaybetmekten korkmayıp spor yapıyor. çünkü yerine yenisini koyacağını biliyor.

    bu lüks, daha önce hiçbir insan için mümkün olmamıştı.

    az şey mi?

  • yine "bu çöküş değil siz çöküş görmemişsiniz" diyen arkadaşlar gelmeden:

    siz akıllanmazsınız amk. %50 bile düşse "siz çöküş görmemişsiniz tee 2014'teyken..." diye başlayacaksınız. yağ kuyruğu, tüp kuyruğu diyenlerden farkınız yok.

  • (bkz: based on true story)
    trafikte sıkışmış halk otobüsü

    bruce tea: abi beşiktaş'a kaç saatte gideriz.
    biletçi mavin: valla şu köprüyü bir geçsek, yol açıktır bilader.
    şoför: istanbul' a üç katlı köprü lazım. las vegasta varmış.
    muavin: ahh vegas... günahlar şehri...

  • sosyal medyanın ortaya çıkışıyla beraber kadınların erkeklerin sadece yüzde 5-10'luk kısmına ulaşma arzusu yüzünden yaşanan bir olay. işin acı kısmı şu ki değiştiremediğimiz şeyler yüzünden bile elendiğimiz oluyor. tipin olsa boyun kısadır, boyun olsa tipin yoktur, bu ikisi olsa paran yoktur, bunların hepsi olsa ağzın laf yapmasa yine eleniyorsun. şimdi burada siz de kadınlardan güzellik bekliyorsunuz diyen kadınlar olacak ama erkeklerin çoğu 5/10 üstü kızlara razı ki kadınların ilişkide güzellik dışında sunduğu şeyler de kısıtlı. kadınlara güzellik, kilo konusunda toplum tarafından politik doğrucu davranılırken bir erkeğin kısa olması durumda bütün aşağılayıcı ifadelere katlanmak zorunda.

  • -- spoiler --

    charles foster kane'in ölmeden önce mırıldandığı son kelime.

    bu kelimenin anlamını araştıran bir gazeteci; kane'in arkadasları, çalışanları ve eski sevgilileriyle görüşür. duyduğu öyküler kane'in yaşamındaki sır perdesini aralar, ama yine de rosebud'ın anlamını bulamaz.

    oysa rosebud, kane'in çocukken üzerinde kaydığı kızağının adıdır. onun çocukluğuna olan özlemini, o günlerdeki saf mutluluğunu sembolize eder.

    -- spoiler --

  • yeni gine ve pasifik adalarında ortaya çıkmış ve çok hızlı yayılmasıyla ilgililerin dikkatini çekmiş bir külttür..
    en yalın haliyle ele almaya çalışırsak;
    (bkz: #6405194)
    arthur c. clarke'ın üçüncü ilkesini baz almamız gerekir kargo kültlerini değerlendirirken..
    özellikle pasifik melanezya ve yeni gine'deki kargo kültleri gelişim aşamasında tarihin kayıtları altına alındığından oradan başlamak daha doğru olur kanısındayım..
    jared diamond'ın insana vizyon katan kitabı guns germs and steel'de yali adındaki yöresel bilge sayılan kişi,diamond'a bir soru sorar.soru şudur;

    "neden siz beyazların bu kadar çok kargosu var, ve neden bunları yeni gine'ye getirdiniz.biz siyahların kendi kargosu neden bu kadar az..?"

    diamond kitabının girişinde bu konuya az da olsa değinir..ve soruyu genişleterek kitabını oluşturur..
    yaklaşık olarak avrupa’lıların bin yıl önce bulduğu metal aletlerle, yeni gine’lilerin tanışması günümüz tarihinden ikiyüz yıl öncesine dayanır..öncesinde yeni gine’li yerliler taştan yapılma aletleri kullanıyor, taştan baltalarla idare ediyorlardı..merkezi bir güç veya örgütlenmiş bir sivil toplumları yoktu..yeni gine ve pasifik melanezya’nın durumunu göz önünde bulunduran sömürgeci toplumlar ve avrupa’lı beyazlar;ilaç, yiyecek, giyecek gibi en temel ihtiyaçları yeni gine’ye göndermeye başlarlar..yeni gine yerlisi bu gönderilenlerin değerini kullandıkça anlayacak ve buna zaman içerisinde “kargo” ismini takacaktır..
    kargo kültlerinin temelinde şu düşünce yatar..
    dış dünyadan tamamen izole edilmiş olan ada halkı sömürgeci beyaz adamların getirdiklerini kendisinin üretemediğinin farkına varır.bütün aletler, yiyecek ve giyecekler gemiler ya da uçaklar aracılığıyla getirilmektedir..getirilen aletlerin karmaşıklığını kavrayamadıklarından ötürü aletleri insan aklının üzerinde ilan ederler..demekki kargolar olağanüstülerdir..ve geldikleri yerde de olağanüstü bir kargo yollayıcı bulunmaktadır..
    richard dawkins, god delusion kitabında kargo kültleri ile ilgili david attenborough’u baz alır.attenborough ise ada yerlilerinin bu inanışının arkasında yatan gerçeğin biraz da beyaz adamın davranışlarından kaynaklandığını söyler..beyaz adam kargo kültünü inanış haline getirebilecek ayinsel davranışlar içerisindedir;

    “uzun direkleri tellerle sabitlediler; ışıkta parlayan kutuların üzerine oturup bir şeyler dinlediler ve tuhaf gürültüler yayıp boğulurcasına sesler çıkardılar;yerel halkı birbirinin aynı kıyafetler giymeye ikna ettiler ve onları bir yukarı bir aşağı uygun adım yürüttüler;ki bundan daha gereksiz bir uğraş üretmek neredeyse imkansızdır.ve akabinde yerli halk gizemin cevabını tesadüfen buldu.beyaz adam bu anlamsız eylemler, yani ayinleri kullanarak tanrıları bu kargoları göndermeye ikna ediyordu.eğer yerli halk kargo istiyorsa, o halde onlarda aynı şeyi yapmalıydı..”