hesabın var mı? giriş yap

  • bu takıntının asıl sebebi yıllarca bekarken eve tıkılmak zorunda bırakılmalarıdır. kadınlar evlenince özgürleşir, erkekler evlenince özgürlüğünü yitirir. maalesef orta doğu toplumlarının kronik sorunu budur. bekarken yıllarca babasından izin almadan adım atamayan, arkadaşlarıyla içtiği çay burnundan getirilen, kırk yılın başı eğlenceli bir ortama girip biraz alkol alması imkansızlaşan kadın evlendiği ilk anda kocasının arkasında durma güvencesiyle kendini deli gibi dışarıya atmak isteyecektir. bekarken gününü gün eden erkek kişisi ulan zaten evlendik ne gerek var evden çıkmaya artık modunda takılırken bir diğer tarafta kadın kişisi, erkek kişisinin saçlarını dökmeye devam edecektir.

  • nasıl da acıtır bitince... ağladığın adam sevgilin bile değildir, dokunmamışsındır, etmemişsindir. aşk değildir arkasından üzüldüğün, arkadaşın değildir kaybettiğin, elini bile tutmamışsındır ama bir şey vardır. sırtına doğru bir ağrı yayılır aklına gelince.. yolda görürsün, yüzüne bakmadığında edecek iki lafın yoktur, hesap soramazsın çünkü sevgilin değildir, dön diyemezsin çünkü hiç gelmemiştir... biten bir şey vardır ama o biten şey nedir o bile belli değildir....

  • başımdan geçeni anlatayım siz anlayın..

    babam ile birlikte akşam yemeğini dışarıda yiyecektik. babam da beni oturduğumuz semt içersinde bir restauranta yönlendirdi. adımı da verirsen yardımcı olurlar orada bekle bende geliyorum birazdan dedi. ben dediği yere gittim oturdum ve beklemeye başladım ama babamdan kimseye bahsetmedim. ne fark eder ki dedim gelince zaten babamı tanıyan varsa görecek dedim. beni tanımasına gerek yok diye düşündüm. beklerken önüme servis açılmaya başlandı. kaşık çatal ve salata tabağı geldi önüme. bir süre sonra babam içeri girdi. içeride hoş beş ayak üstü sohbet ettikten sonra beni gördü yanıma geldi. restaurant sahibi ile benim oğlum işte falan diye beni de tanıştırdı. o arada hemen birisi geldi ve önümde ki salata tabağını aldı ve dolaptan başka bir salata tabağı geldi önümüze!! içeriği aynı olan tabak samimi bir yakın çıkınca neden değişmişti acaba ?

    edit: restauranttan çıkarken sorduğumda ilk tabak içerisinde ki malzemelerin taze olmadığını söylediler bana. ama öyle bir geçiştirdiler ki o tabağın artıklardan toplanmış olma ihtimali çok büyük olasılık...

  • haşin erkeklerimizin düştüğü komik durum.

    1,5 ayda 8-10 kez şahit oldum bu olaya. hepsi de kız arkadaşına sinirlenmişti.

    niye duvara, dolaba vs yumruk atıyorsun? git yüzüne su çarp, 10'a kadar say ne biliyim bir sakinleş. orada artistlik yapacaksın diye değer mi?

    hayır yaptın bir artistlik koşarak acile gelmek ne demek? asıyordun, kesiyordun demin.

    hadi kendin geliyorsun bari kız arkadaşını getirme. ona niye gösteriyorsun bu durumunu? yaptın bir eşeklik getirdin ağlama bari.

    aman da benim minnoşumun eli uf mu olmuş?

    not: çaktırmayın birazdan sağı solu yumruklayıp acile düşmeye başlarlar.

    edit: etik mi? hasta adı verdiğimi hatırlamıyorum.

    doktorum veya hemşireyim; erkeğim veya kadınım bunlar neyi değiştirir ki? sen yine aynı sen boş ver çok takılma böyle şeylere.

    gelen mesajlar üzerine edit: yaklaşık bir 10 kişi özelden kendi hikayesini anlatıp bana kezban dedi. anlaştılar mı? arkadaşlar mı anlamadım.

    sanırım insanların beni kezban olarak nitelendirmesindeki anahtar cümlem bu: "aman da benim minnoşumun eli uf mu olmuş?"
    ama bu cümlede cinsiyet belirten bir şey yok bence. "minnoş" kelimesini sadece kadınlar kullanacak diye bir şey yok. ben yolda hafif sekerek yürüyen bir kedi yavrusu görünce de kan alınan bir bebek ağladığında da aynı tepkiyi veriyorum. bunda bir tuhaflık göremiyorum.

    edit 2: arkadaşlar bu şekilde acile gelen insanları "röntgen çalışmıyor" diye geri yollamıyoruz. hepsi diğer hastalar nasıl tedavi oluyorsa sıradan rutin işlemlerle tedavilerini olup gidiyorlar. ne kadar denk örnekler tartışılır ama bu şişeyle de gelse böyle oluyor, kolunda jilet iziyle de gelse böyle oluyor.

    mecburi edit: ulan bu başlık altında kız sanıp asılmak ne demek!

    herkes rahatlasın erkeğim.

  • 50 milyar tl bağışladı...

    bence yanlış anlaşıldı, eski parayla söyledi milyarı ya da dünyayı yöneten 4 aileden biri çamoluk ailesi.

    edit: canlı yayında düzeltme yapıldı. 50 milyon tl bağışlamış.

    edit 2: kendileri açıklama yapmışlar. tahmin edildiği üzere miktar 50.000 tl

    birazdan yapılacak açıklamada biz sms atamadık onu soracaktık, 50 lira bağışlıyoruz yani diyebilirler.

    edit 3: elbette bu durumda espri yapmak doğru değil fakat kaç gün sonra azıcık tebessüm ettik hep beraber. insanların ne halde olduğunu unutmadık elbette kafamız birazcık dağıldı diye.

  • vanilyanın fazla konulmasıyla alakalı olabilecek durumdur.
    vanilya kekteki yumurta kokusunu kırmasıyla bilinir lakin keke sertlik kazandırır. trabzon vakfıkebir ekmeği yapıverebilirsiniz :'(

  • ingiliz iktisatçı roy harrod ile amerikalı iktisatçı domar'ın benzer problemler üzerinde çalışmaları sonucu birlikte buldukları modeldir.

    modele göre , büyüme sermaye birikimine bağlı olsa da sermaye birikimi ,teknolojik ilerleme yok iken emeğin artış hızından fazla olamaz. yani emek artış hızı ,buna nüfus artış hızı da diyebiliriz, doğal büyümeyi belirler.