ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kıyafetleri yüzünden tutuklanan hafızlar
-
trajikomik olay. tutuklananlar islamcı, tutuklayanlar islamcı ve suçlu yine laik, seküler ve atatürkçü kesim...
türk kızına giyim kuşam tavsiyeleri
-
kotun ve taytın altına ne giydiğiniz pek önemli değil. tayt varsa o kadar aşağılara bakan olmuyor kızlar.
dost ile arkadaş arasındaki farklar
-
arkadaş nasılsın dediğinde her daim iyisindir.
dost sesinden anlar, adım atmandan, yüzündeki kıvrımdan bazen sessizliğinden... nasılsın diye sormasına gerek olmaz.
10 kasım 2017 erdoğan'ın atatürk demesi
-
(bkz: çok oy lazım emine çoook)
deniz kuvvetleri komutanlığı'nın ankara'da olması
galatasaraylı futbolcuların grup yapması
-
"bağımsız hamit" kısmının yardığı haber.
şirket adını soyismi yapan kişi
-
(bkz: henry ford)
(bkz: enzo ferrari)
(bkz: ferdinand porsche)
(bkz: louis renault)
(bkz: andre citroen)
(bkz: louis chevrolet)
(bkz: michio suzuki)
(bkz: torakusu yamaha)
(bkz: ettore bugatti)
(bkz: walter chrysler)
(bkz: giorgio armani)
(bkz: rene lacoste)
(bkz: guccio gucci)
(bkz: leo fender)
(bkz: friedrich bayer)
(bkz: robert bosch)
(bkz: william boeing)
(bkz: michael dell)
doktor hasta diyalogları
-
yaşanma sebebi hastaların enteresan psikolojileri olan diyaloglardır. hastalar nedense kendi sağlıkları için bir şeylerden vazgeçmeye çok sert yaklaşıyorlar. yaşanmış bir olaydan örnek;
hipertiroidisi olan guatrlı bir hastaya tavsiye verilmektedir.
-bundan sonra kara lahana yemeyeceksin mehmet bey.
-hiç mi doktor?
-hiç, hayırdır kara lahanayı çok mu seviyorsun?
-bilmem, hiç yemedim!
yeni mezun itü'lünün 10000 tl maaşla işe başlaması
-
ulan biz başka itude mi okuduk yoksa
türk filmi replikleri
-
unutursak ayip olur:
"dokunma artık aileme! dokunma çocuklarıma! dokunma oğluma! dokunma gelinime! eğer onların kılına zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemis olan ben, yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni! anlıyor musun? vururum ve dönüp arkama bakmam bile..."
(bkz: yasar usta)
hayatın en güzel yıllarını vasat geçirmek
-
daha da kötüsü aslında bunun farkında olmak; ama içine doğduğun hayatın uyuşturucu durgunluğuna kapılıp savrulmaktır.
önce iyi bir eğitim almadığını bilirsin içten içe; ama tutulduğun yarışın anlamsızlığının farkında olmama rağmen düzene boyun eğip vasat bir insan olursun.
insanlar bir yerlerde hayatını yaşarken, boş insanların boş muhabbetlerini dinlemek zorunda kalırsın; dinlemezsen yalnız kalırsın ve asosyallikle suçlanırsın; dinlersen de bombok kafalı biri olursun.
bu düzen üzerine bir pislik gibi yapışır. silmeye çalıştıkça daha çok bulaşır; öyle kalakalırsın. ilişkiler yüzeysel ve vasattır. öyle dandik bir çevren vardır ki, iyi bir şeyler yapmaya çalışmak demek, delirme noktasına gelinceye kadar ödün vermek demektir. sorgulayan bireyler, hem aşağılanır, hem yalnız bırakılır, hem de ümitsizlik içinde boğulmasına göz yumulur.
garip, kasvetli ve kötümser bir yorum gibi görünebilir ama değildir; çünkü bu toplumsal zehrin kendini nasıl da felç ettiğini bazen çok geç anlarsın; bazen de hiç anlayamazsın. umutsuzluk bir yandadır; ortağım doblo'yu x'e sattım; beylikdüzünden y saatte geldim; bilmemneyi gördün mü survivor'da elendi iyi oldu diğer taraftadır.
ilginç bir boktur bu anlatmak zor.