hesabın var mı? giriş yap

  • ben burada ortağa değil katil olan adama aciyorum keşke ikisinin de dünyasını mahkemelerde karartsaydi ama başa gelmeden konuşmak kolay

  • tarihi eserlerin reklamını yapıp ülkeye turist çekeceğine gördüğü yerde namaz kılmaya çalışan bir zihniyet...

    hiç cami yok ya ülkede.

    edit: ne sövmüşsünüz be:) tamam ulan kılın. hatta şehitler köprüsünü de cami yapın, yazın orada kılarsınız.

  • cevap 2-3-1 şeklindedir. kural der ki; dönel ada/kavşak içindeki araç önceliklidir. 1 numaralı araç, 2 numaralı araç dönel adayı terk etmeden kavşağa giremez. eğer 1 devam ederken 3 bekler, 3 bekliyorken de 2 numara kavşağa girer şeklinde düşünüyorsanız "kural" olarak yanlıştır. dönel adadaki araç çıktığında sağdan gelenin yol hakkı geçerli olur.

    -eski bir direksiyon öğretmeniyim.

    zorunda kaldığım edit:
    değerli suserler... size yukarıda kuralı açıkladım. hepimiz gerçek hayatta 2-1-3 şeklinde kullanıyoruz. görüş alanınızın olduğu, aksine bir işaret olmadığı her yerde, her kavşakta dönel, düz vs. fark etmeksizin sağdan gelen aynı cins aracın yol hakkı vardır. karayollarının paylaştığı modern dönel kavşak gibi dev yapılarda kavşağa giren ve çıkan araçları göremediğiniz büyüklükteki dönel adalarda durum farklı işler, çünkü çok şeritlidir. başlıkta bulunan görsel üzerinden yorumlarınızı yapınız.
    lütfen bana mesaj atmayı bırakın. zır cahile laf anlatmaktan bıkmasam, mesleği de bırakmazdım... bir gün benzer bir şekilde trafik kazası yaparsanız "ulan nasıl bana %100 kusur verirler anlamıyorum, üstüne de 53/1c'den ceza yemişim ben böyle işin..." diye cümleler kurduğunuzda bu başlığı hatırlarsınız.

  • mısırlılar'ın özellikle kutsal saydıkları scarab (bokböceği) heykellerinde kullandıkları değerli bir taş. en kıymetlileri, tarif edildiği üzere, içinde altın damarlar taşıyormuşçasına prit içerenlerdir ve irice yuvarlak bir yüzük formundaysa misal, yıldızlı bir gökkubbeyi elinizde taşıyormuşsunuz hissi verir. ayrıca yeşil, mavi, kırmızı, kahve pek çok taş olmasına rağmen, böyle bir lacivertliğe sahip başka bir taş yoktur. ayrıca, diğer kristal bazlı taşlardan farklı olarak (aquamarine, quartz, amethyste gibi) elinizde kristal ışıltısı vermez, daha mat, daha yuvarlak dokulu bir taştır.. tıpkı denizde cilalanmış deniztaşları gibi, elinizde serin, kaygan, hoş bir his bırakır.

    bir de, bu taşın adını ilk öğrenişim şöyledir ki, ortaokulda okuduğumuz, yanlış hatırlamıyorsam express publishing'e ait, yine yanılmıyorsam "blue scarab" adlı ince bir hikaye kitabı vardı 10 chapterlık. hani böyle, alıştırma kitabı filan da olan, reading and listening derslerinde okutulan cinsten... hah işte o kitapta, babası arkeolog olan ve bir kazıda ölen bir kızceğiz, garip bir dükkana giriyor, lapisten yapılma bir scarab alıyordu ve başka birkaç kişiyle birlikte öte dünyayla iletişim kurmaya başlıyorlardı... şimdi düşündüm de, o kitaplar da hep gerçeküstücü oluyormuş o yayınevinin, nitekim bir diğeri de ruhun evi terk etmediği hampton house hikayesiydi ki, hala üzülürüm o kitapları kaybettiğime...

  • bira bardakta içilir.öncelikle bardağı 45* açıyla eğik bir şekilde tutun. birayı dökmeye başlayın ve dökerken bardağın orta kısmındaki kavise doğru dökün. bardak 2/3 civarında doluyken bardağı dik konuma getirin ve birayı bardağın tam ortasına doğru dökmeye devam edin. ortaya dökmeniz, birada (türüne göre) 2cm civarında köpük oluşturacaktır.bu sayede biranız soğukluğunu koruyacaktır.dibine çökmesi engelleneceği için de aromasını koruyacak.

  • iki trafik polisi arabası yanyana ilerlemektedir.
    sivil herhangi bir arabaya "34 ..... kenara çekermisiniz" diyerek hayatının hatasını yapar polis. diger arabadan cevap yetistirmekte zorlanmaz polisler.
    "kenara çekermisiniz diyen dillerini yesinler senin."

  • alışılagelmişin dışında bir yöntemdir.

    talebeyim, bir hastanın tansiyonunu ölçtüm, biraz yüksekti. hocaya durumu anlattım, tuz verelim dedi. “ama hocam” diyecek oldum, tuz ver oğlum benden daha mı iyi bileceksin dedi.
    hemşireler bir kaşık tuz yalattı. 10 dakika sonra bir daha ölçtüm. hocam tansiyon daha yükselmiş dedim. bir daha tuz verelim dedi. ama hocam bütün kitaplarda diyecek oldum, en iyi ben bilirim bu işi dedi ve hastaya tekrar tuz verildi. hasta kıpkırmızı oldu, artık hastanın gözlerine bakamıyorum bile ama dayanamadım bir daha ölçtüm tansiyonu. tansiyon tavan. .
    hocam hasta gidiyor dedim. artık eminim tansiyon ilacı verecek ya da en azından tuz vermeyecek. hayır bu benim yöntemim dedi. dünyada ilk kez ben uyguluyorum. daha çok tuz verin. gözlerime inanamadım. ama yine tuz verdiler. hastanın bilinci gitti, acilen bir şeyler yapmak lazımdı..