hesabın var mı? giriş yap

  • üniversite 2'de yaşanandır. "uyuyanı dersten atarım" diyen bir atatürk ilkeleri hocasıyla sınıf arkadaşı arasında yaşanmıştır. dersin sonuna doğru uyuyan öğrenci hoca tarafından uyandırılır:

    -sen! arkada uyuyan! çık dışarı yok yazıyorum seni.
    +eheehee. ben bu dersi almıyorum ki.
    -bak sen şuna. çık diyorum çık.
    +eheehehehe.

    sırf hocaya ayar vermek için eve gitmek varken derse girmiş, bilerek uyumuş, kendini dersten attırmış, yememiş, içmemiştir.

  • zengin bedevi, çölde devesi ile giderken, az ileride “su, su" diye inleyen birini görünce, hemen devesinden atlar ve ona kana kana su içirir. ardından da karnını doyurur.

    bedevinin yardım ettiği kişi kendine geldikten hemen sonra, zengin bedeviyi etkisiz hale getirerek, bedevinin neyi var neyi yok, hepsini alır.
    sonrada bedevinin devesine binerek oradan uzaklaşmaya başlar.

    soyulan bedevi hırsızın arkasından defalarca, “sakın bunu kimseye anlatma" diye bağırır.
    hırsız bedevi önce aldırış etmez buna ama uzaklaştıkça kafasına dert olur ve geri döner. soyduğu bedevinin yanına gelerek ona sorar;
    “neden kimseye anlatma" diyorsun. kumların üstünde oturan soyulan adam şöyle der;
    eğer bu yaptığını anlatırsan, bundan sonra çölde gerçekten aç ve susuz kalanlara hiç kimse yardım etmez.

    not: alıntı.

  • yalan haber.
    başlığı açanın anında uçurulmasını gerektiren haber.

    emekli kendi maaşını onyıllar boyunca ödediği primle kendine ödüyor emekli olduktan sonra. hiç bir çalışan hiç bir emeklinin maaşını ödemiyor.

  • yarışma:çocuktan al haberi

    sunucu : tosberke'ye büyüyünce ne olmak istediğini sorduk, sizce ne cevap vermiştir?
    anne:doktor.
    baba:polis.
    sunucu :tosberke, büyüyünce ne olmak istiyorsun canım?
    tosberke: vapur.

  • valla bu boku yedim ben. zamanında italya bağlantılı bir şirkete internet üzerinden cv göndermiştim. yani cv'de atomu parçalamaktan uçak aerodinamiğine, akışkanlar mekaniğinden new york borsasına , mısır hiyeroglif yazısından aborjini diline kadar yok yoktu. tabi cv'yi doldururken mal mal kıkırdıyorduk geçmişi at pazarından olan arkadaşlarla. neyse zaman geçti unuttuk olayı. birgün garip numaralı telefon geldi normalde açmam digiturktü yok bankaydı diye açtık bunu niyeyse. bir kadın ''efendim şurdan arıyorum başvurunuz değerlendirmeye alındı bla bla şimdi sizi bilmemkime bağlıyorum'' dedi. adam başladı italyanca ettore la gazetta demeye benim aklım hala digiturkten arıyorlar dikkatli olmak lazım kutu kitleyecekler de. ya yok istemiyorum rahatsız etmeyin falan diyorum adam scilachi cavani diyor. hani çok zekiyim ya bunlar italyanca konuşup kutu kitleyecek şuan kayıda alıyorlar hiçbir şekilde olumlu bir kelime çıkmasın ağzımdan diye kurgulardayım. baktım olacak gibi değil yürü git diye telefonu kapattım. nasıl iş bu yermiyiz biz bunları diye kendimi tebrik ettikten sonra etrafıma da bakın böyle böyle yapıyorlar taktik değiştirmişler kitlerler valla kutuyu, kredi kartını diye öğütler veriyorum. millet aaa öyle mi? falan diyor bende evet öyle aman dikkat hata olmasın diyorum. aradan bir süre geçti tuvaletteyim aklıma geldi lan sen cv verdin italyan şirketine onlar da geri dönüş yaptı diye. utandım yemin ediyorum cv göndermekten değil işin içine digiturku karıştırmaktan ulan ne digiturku hay allah. bu da mallıkta sınır tanımayan bir anım.

  • kardeşimin bi arkadaşı annesine mesaj çekmeyi öğretir.
    anneden gelen ilk mesaj:
    - ekmek, ekmek, ekmek, ekmek. yazdığım ekmek sayısı kadar ekmek al, gel.

  • evde zor tutulan yüzde 50'ye dahil olduğumuz gündür.
    tanım: bomba korkusundan dışarı burnumuzu çıkaramamaktır.

  • bu kadar da boş duyar fazla gerçekten. bi sik yapmayıp 5000 lira maaş alan meslek grubunu yumuşak bir dille (hatta fazla yumuşak) eleştirmişlerdir. meslek onurunu falan bırak böyle bir mesleğin olması bile abesle iştigal ve israftır.

  • "instagram'da yarının programı: açılış - kahve - bulut - aynadan yansıma - kedi - yemek - ayak - konser bileti - batan güneş - kapanış"