ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
marmara üniversitesi'nde etsiz yemek dilekçesi
-
hayvan cesedi yerine bitki cesedi yemek isteyen öğrencilere ait olan dilekçe.
eczanelerin yerine ilaç otomatlarının getirilmesi
-
oldukça basit bir sistem. devlet büyük ilaç otomatları oluşturacak, reçete barkodunu okutunca ilaçlar alttaki hazneye düşecek, bir de kullanım fişi çıkacak, oldu bitti işte. nöbet işi de olmaz 24 saat hizmet verir.
böylelikle ilacın son kullanıcıya maliyeti de minimize edilmiş olur.
troll diyip geçmeyin, ciddi ciddi düşündüm, bunun olmaması için eczacılar odasının göstereceği direncin dışında ne engel var? ne gibi bir eksiklik veya sorun olabilir inanın bulamadım. en fazla yaşlılara biraz zor gelir.
günay özarslan
-
dhkp-c'nin canlı bombası. masum insanlarımızın canına kasteden bu pislik emeline ulaşamadan gebertilmiştir.
özel harekâtçı polislerin ellerine sağlık diyorum.
türkiye 16. gün vs italya 16. gün
-
italya'da yanlış hatırlamıyorsam 6000-7000 civarı insan öldü. bu ülkede üzülerek söylüyorum her şey bittiğinde virüsten 50.000 kişi ölse o kadar normal karşılanır ki halkımız tarafından. şunu kabul etmek gerekir. insan hayatına hakkettiği değeri veren bir toplum değiliz. burada krizin ekonomik boyutu herkes tarafından kaç insanın hayatını kaybettiğinden daha çok önemseniyor. yeter ki ölen bizim yakınımız olmasın.
amerika'da çalışma hayatı
-
yeni işe baslayanlara sorumluluk verilmekten hiç çekinilmeyen bir iş ortamıdır. staj yaptığım dönemde ilk gün manager a "mr. soyadı" diye hitap etmiştim de, öyle olmuyor bu işler falan demişti. 1 hafta sonra ceo yla falan tanıştım hep ismiyle falan hitap ediliyor tabi o zamanlar garip gelmişti.
sorumluluktan bahsediyorduk. miktarı bende kalsın yüksek meblağlı projelere daha stajyarken beni tek sorumlu yaptılar ki, ben kendime o sorumluluğu vermem. yani vermezdim o zaman öyle düşünüyordum.
yaş farkı gerçekten hiç önemli değil. bu da en onemli farklardan biri olsa gerek. 40 yıldır sektörde olanlar var, onlardan daha tecrübesizmişim, gençmişim konuşurken veyahut ortak çalışırken hiç bir ima görmedim. öyle olunca da insanın özgüveni doğal olarak artıyor.
şöylede bir olay yaşamışlığım var:
8 ay önce falandı bir hata yapmışım ki dillere destan. suçu atacak kimse bile yok . strese bindim tabi. managerım senin hatan değil, şirketin yeterince düzenli olmamasının hatası falan dedi.
valla reyizsin diyecektim de reyiz in ingilizcesi o an aklıma gelmedi.
adamın dibisin dicektim , bottom of a men. o da saçma olacaktı ondan da vazgeçtim.
1hafta sonra bi büyük rakı aldım verirken de dedim ki sen delikanlı adamsın peynir kes, kavun doğra yanında bundan iç lion milk.
4 ekim 2014 kobani'nin ışid'in eline geçmesi
-
arefe günü mezarlık ziyareti yaptık. aynı soyadını da taşıdığım akrabamın başında türk bayrağı vardı, mezar taşında da şehit yazıyordu. orada yalnız başına yatıyor. yaş 21. sizin kobaninize de, özgür kürdistanınıza da, barışçıl siyasetinize de üç nokta koyarım...
dünyadaki her şeyin anlamını karşılayan kelime
çaykovski'nin t'si
-
aşağıdaki diyalogda, telefon surata kapatılmadan az önce söylenmiş tümcedir:
- iyi akşamlar hanımefendi, istanbul hyatt otelinin telefonunun alabilir miyim lütfen?
- istanbul'da 194 adet hayat oteli var efendim, hangisi?
- hayat değil hyatt, kodlayayım mı?
- hayır gerek yok, semt söyleyin?
- emin değilim, harbiye galiba...
- harbiyede yok.... çatt!
...
- iyi akşamlar hanımefendi, ben az önce istanbul hyatt'ın telefonunu sormuştum, kodlayayım otelin adını daha kolay olur..
- istanbul'da hayat oteli mi? hangi semte hanfendi? (hırgh)
- otelin adını kodlasam ben, öyle hayat değil çünkü...
- nasıl hayat peki? çatt!
...
- hanfendi, istanbul hyatt'ın telefonunu verir misiniz?
- hanfendi nasıl bulcaz iki yüz tane otel var diyorum ya!
- kodlayayım: hakkari'nin h'si, yozgat'ın y'si, ankara'nın a'sı;
çaykovski nin t si.
- çatt!
basketbol için bulduğum inanılmaz bug
-
bence kendi potamizin ustune bir oyuncu oturtalim rakip sutlarini kaleci gibi cikarsin. boylece hic sayi yemeyiz. sen bence bunu bir dusun.