hesabın var mı? giriş yap

  • sıfır atık için yapılabilecek en iyi tatlı diye övdükleri limon tatlısı sıfır atık falan değildir. mehmet şef limon kabuklarının en az 60 derecede bir gece pişirilmesi gerektiğini söyledi. bir gece boyunca(8 saat diyelim) bir fırının harcadığı elektrik enerjisi doğaya çok daha fazla zarar veriyor. o kabuğu sıfır atık derdine pişirmek yerine çöpe atarsanız doğa için daha faydalı bir iş yapmış olursunuz.

  • tepkisel indirgeme, straw man'in bir cesididir, alt kumesidir bi nevi. karsi argumanin olabilecek en sig sekle sokulmasi, onu kolayca curutulebilecek bir hale getirmek icin sikca basvurulan bir yontemdir ama tek yontem degildir.

    straw men daha genis anlamiyla, karsi argumani curutulebilecek bir sekle sokup, o halini rakibe atfetmek ve boylece rakibi altetmektir. (itiraf: daha genis olsun diye men diye yazdim, bu igrenc esprimi kimsenin anlamamasi ihtimaline dayanamayip acikladim, daha da igrenc oldum). sadece belli istatistiklerden bahsedilerek, belli verilerin yorumlanmasinda objektif davranmayarak, mumkun olan butun cikarimlara esit olasilik atayip, isinize geleni one cikartarak ve karsidakinin de boyle yaptigi izlenimini vererek de bu taktik uygulanabilir.

    zaten en iyi straw man savunmasi, konu hakkinda genis bilgiye sahip olanlar tarafindan yapilir. karsi taraf "ben oyle demedim, soyle dedim" dedigi zaman mizikcilik, doneklik yapmis gibi gorunecek; dahasi, siz halihazirda argumaninizi verilerle desteklemis oldugunuz icin, karsi taraf konuyla alakali veriler verse bile bu disardan bakana ancak bir beraberlik olarak gozukecektir. kisaca en rafine camur at izi kalsin yontemidir.

    bunun yaninda straw man savunmasi, rakibin eline uydurulmus bir arguman tutusturmaktan (gerek siglastirilmis, gerekse zekice carpitilmis versiyonunu) ibaret degildir. karsi pozisyonu savunan guruhun icindeki en zayif halkanin bulunup, argumanlarinin grubun standardi haline getirilmesi ve ona yuklenilerek tum karsi cephenin zayiflatilmasi da bir baska yontemdir. yahut bu zayif halka hic yoktan yaratilabilir. karsi tarafin sozcusu olarak kotu karakterli, zararli aliskanliklara sahip, gecmisinde tutarsizliklar bulunan, bugununde ise zayif bir fikri savunan bu hayali dusman kullanilir (ki straw man terimi de herhalde en cok bu eylemle ortusur).

    ornegin yanli habercilikte, "some people say..." diyerek kanalin resmi goruslerinin propagandasi yapilabilecegi gibi, ayni "some people" kanalin karsi oldugu bir gorusu de sacma bir yonunden savunarak yemlik gibi kullanilir. (bkz: outfoxed)

    kisaca ad homineme girmeden rakibin kisiligine saldiran, hakaret etmeden iftira atan, yalan soylemeden gercekleri carpitan, bilimsel bir agizla dahi populizm yapabilen bir retorik teknigidir straw man, yara bere almadan atlatilmasi neredeyse imkansizdir.

  • arap ülkeleri bile türkiye'den çok daha zekice idare ediliyor. bizimkilerin şirazesi iyice kaydı. araptan çok arapçı olduk. en az 1 milyon filistinli göçmenin geleceği söyleniyor türkiye'ye.

    çakma polat alemdar kılıklı fake abdullah çatlı da, ikinci ahmet davutoğlu olmaya aday şekilde açıklamalar yapıyor temel reisin yanında. bir arap kazığı daha yemek için çok hevesli yani, başımızdaki arap aşıkları.

  • tipik muvazaalı boşanmadır. adamın mallarını korumak ve hacze kaptırmamak için ve kendilerini garantiye almak için, borç içinde yüzen ve alacaklılardan kaçmak için usulen boşanan 23458676543245432 türk vatandaşı gibi davranmışlardır sadece.

  • belediye seçimleriyle alakası ne abi. ayıp değil mi şimdi bu? dini kullandığınızın en aleni kanıtı değil mi?

  • aile hekimliğinin zorluklarından biridir gezici hizmet. mesleki jargonu mobildir.

    evet ortada bir hizmet vardır ama devletçe içeriği belli değildir. türk işi yani. her ilde farklı şekilde uygulanır. kimi köye gider ilaç yazar, kimi aşı yapar, kimi yatan hastalara bakar, kimi de hiç gitmez gitmiş gibi yapar.

    yıllar önce bulunduğum doğu ili genelinde, ailelerin maddi ve coğrafi imkansızlıktan hastaneye ulaşması zor olduğundan, aşı-izlem gibi uygulamalar yapılıyordu mobilde. biz de giydik önlüğümüzü, gittik aşı ve izlem yapmaya. tabi köyde bir korku havası, beyaz önlüğü gören çocuklar kendini oradan oraya atıyor.

    bir evin kapı girişinde aşı yaparken, arkadan birinin yaklaştığını hissettim, sırtıma dokundu. dönüp baktığımda önünü ilikliyordu yaşlıca bir amca. doğu şivesi ile "hocam çok yaşlı bir babam var, ölüm döşeğinde ama rica etsem bir tansiyon bakar mısın, çok üzülüyorum." dedi.

    zaten hayır demezdim ama bu nezaket karşısında bekletemedim bile. aile sağlığı çalışanı aşıları yaparken ben de gittim dedeye bakmaya. yürürken oğlu, dedenin ne kadar dindar olduğunu anlatıp durdu. 10 yıldır yatıyormuş kısmı felçli ve 10 yıldır sürekli tesbih çekip dua ediyormuş. geldiğimizde ben dedenin olduğu odaya girince, oğlu da terlik getirmeye yandaki evine gitti.

    köyde yaşayanlar bilir, evin dışında ufacık bir odada yatıyor dede. giriş kapısı 170 cm. penceresi yok. her taraf yeşile boyanmış, kapı bile. köşede hafif bir yükselti kenarında delik, hem tuvalet hem banyo. duvarda dedenin, siyah beyaz flu askerlik fotoğrafı ama tavana sıfır :) bir de üzerinde bilmem ne ticaret yazan, kenarları iğrenç kırmızı plastikten kare şeklinde ve çok ses çıkaran saat, tabi o da tavana sıfır. sanırım bir de kuran var başucunda asılı. yerler plastikten yapılmış ahşap desenli örtü (bkz: marley) ama zemin düz olmadığı için taşlar batıyor ayağa. ve yaz günü bile soğuk yerler.

    aklımda soru işareti. 10 yıldır televizyon olmayan odada ölmeyi bekleyen dede. sıkılmadan bunalmadan. sürekli yorgan altından tesbih çekerek 10 koca yıl.

    yer yatağına uzanmış, arkası dönük, üstünde 5 kat yorgan.

    yatağa yaklaşıp dedeyi uyandırmak adına silkeledim. "dede, dedee, deeeeddeeee"

    hafiften hareketlenir gibi olunca, ben de arkamı döndüm çantadan tansiyon aletini almak adına.

    o sırada bir hızlı hareket oldu dededen. ne olduğunu anlamadım. birden doğruldu, ben de hızlıca anlamak için ona doğru dönünce göz göze geldik. gözlerini sonuna kadar açmıştı. ve susuz kalıp çatallaşmış sesine rağmen bağırdı bana.

    dinim islam, kitabım kuran, peygemberim muhammed aleyhisselam.

    olayı anladım ama gülmekten konuşamıyordum. dede sınavına çok iyi çalışmıştı ama muhtemelen beyaz önlük yüzünden kafası karışıp, cevapları yanlış zamana denk getirmişti. hani yetkim olsa alırdım cennete. o kadar kesin, kararlı, inanmış söyledi. sonra bende beklediği azraili mi bulamadı yoksa farkına mı vardı bilmiyorum arkasını dönüp yine yattı.

    bir iki ay sonra da zaten defin raporu için geldi oğlu.

    dedem umarım cevapların doğrudur. ne güzel şey değil mi, böylesine inanmak :)

  • doğruysa skandaldır. 30 cmlik rambo bıçağıyla silahsız bir adamı kalbinden bıçaklamanın cezası dünyanın her yerinde en az 20 yıldır.