ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
yer: bilkent merkez kampüs, ihsan doğramacı heykelinin önü
şahıs : tikican
- ok, gözlüklü atatürk heykelinin orada bekliyorum, öptüm, bye.
ezik sözlük yazarları
-
ucundan kenarindan benim bu. sariyer'de karsidan karsiya gectim. trafik neredeyse durma noktasinda.
beyaz bmw'nin icinde iki tane su gibi kiz. soforun yaninda oturan kafasini disari cikarip adres sordu, ben de ona dogru egildim tabii. belimi dogrultmadan sadece kafami gidecekleri yone cevirip adresi tarif ettim. kisa bir tesekkurden sonra sofor kiz eliyle arabasinin on tarafini gostererek tamam gec diyip yol verdi.
gidecegim yone degilde az once geldigim yone dogru tekrar geri dondum. lan az once gectin zaten ne geri donuyosun be amina kodugum geri zekalisi sirf kiz tamam gec dedi diye. kiz yol verdi ben de degerlendirdim. ulan bir de izlediklerini dusundugumden ne geri donebildim ne de bakabildim o tarafa. gozlukcu gorup daldim iceri. gozluk bezi aldim ciktim. gozlugum yok olm benim.
sürekli teşekkür edip özür dileyen kibar insan
-
kykc mecidiyeköy'de bir alışveriş merkezinin en üst katındaki kahvecinin terasında kız arkadaşıyla birlikte oturmaktadır.
k: kykc
g: garson
a: kaba adam.
k: afedersiniz beyfendi, biz iki türk kahvesi alabilir miyiz?
g: (hiç bir ses çıkarmaz. bakışlarıyla duyduğunu ifade eder.)
yaklaşık 20 dk. sonra...
k: beyfendi bizim iki türk kahvesi vardı.
g: (gene ses yok, haa tamam hatırladım tarzı bi bakış.)
2 dk .sonra kahveler gelir.
k: beyfendi kusura bakmayın ama bu kahveler soğuk lütfen değiştirir misiniz?
g: (her zaman ki gibi sessiz modda. kahveleri alır. bsg bakışı atar.)
5 dk. sonra kahveler gelir. tabi ki tam sıcak değildir. ama en azından soğuk da değildir.
yaklaşık yarım saat sonra içeriye kykc'den yaşça daha genç olduğu her halinden anlaşılan biri gelir ve yakın bir masaya oturur.
a: garson bana bir kahve getir. orta olsun.
g: tabi efendim hemen getiriyorum. başka bir şey ister misiniz efendim. (o yarım saattir gıkı çıkayan adam bülbül amk.)
a: yok sadece kahve.
3 dk. geçmeden kahve gelir. adam yudumlar kahveyi ve ta bizim masadan, tüten dumanı gözüken kahve için;
a: garson bu ne be böyle, buz gibi kahve getirmişsin bana.
g: çok özür dilerim efendim. hemen değiştiriyorum.
2 dk. sürmez kahve gelir.
g: kusurumuza bakmayın efendim. bu kahve bizim ikramımızdır.
a: tamam olmasın bir daha.
konuşmayı işiten kykc ile sevgilisi bir süre bakışır.
sahne biter.
not: allah benim belamı versin.
knife'ın başındaki k
-
know'un k'si gibidir.nasılsın sorusuna cevap olarak da verilebilir
-nasılsın?
+knife'ın başındaki k gibiyim:(
harvard'lı doçentin ilk soruda elenmesi
-
yarışmanın albenisi de buradan geliyor zaten, cahil sözlükçü halinizle kendinizi birden harvard'lı adamdan daha zeki çevik ve ahlaklı hissettiniz değil mi?
işin aslı şu, yarışmacılar yarışmadan önce bir ön eleme testi gibi bir şeye sokuluyor ve bu testte asıl amaç yarışmacıların hangi konularda bilgili hangi konularda bilgisiz olduğunu görmek.
bu sayede ilk soruda harvard'lı eleyip bu güne dek en büyük başarısı pilavını tane tane yapmak olan ev hanımını finale çıkarmak mümkün olabiliyor.
(bkz: show business)
yalnız arkadaş da biraz antipatikmiş, medya yapımcıları vurmuş gol olmuş :)
herhalde yaptıkları testte 80'lerin çocuk kültürüne uzak çıktı, sözlü mülakatta da profilini "halktan uzak yüksek egolu elit" çıkınca dediler ki biz bunu ilk soruda indirelim. hatta belki sahneye çıkarken kariyerini anlat diye tembihlemişlerdir. harvard'ı da araya sokuştur ki devrilen ağacın sesi daha çok çıksın demişlerdir haha :)
reçel yapmayı bilmeyen kadından anne olmaz
-
oğlum allah belamı versin başbakan ya da cumhurbaşkanının yeni demeci zannettim. siz ordan ülkenin halini değerlendirin artık.
ekşi sözlük korsana evet deklarasyonu
-
57 yıl önce vefat etmiş reşat nuri güntekin'in çalıkuşu kitabı d&r kitabevi'nde 33 lira. nereye gidiyor lan bu 33 lira?
orhan pamuk'un masumiyet müzesinin ingilizce çevirisi istanbul'da 16 lira (8 dolar) iken, türkçesi 25 lira.
tamam, emek, ekmek önemli kavramlar da, asgari ücretle çalışan insanın emeğinin saati 3 lira mıdır?
vy canis majoris
-
isigin, dunyanin cevresini yaklasik 0.133 saniyede (13 salise, evet) dolastigini dusunursek, bu yildizin cevresinin dunyanin cevresinin 215778 kati oldugunu hayretle bulabiliriz.
bu arkadasin icine 7 katrilyon tane dunya sigabildigini de dusunursek, biz insanlarin uzayda minicik bi gezegenin uzerinde donup duran, got kadar kucuk varliklar oldugumuzu sanirim anlayabiliriz. olsun, herseyin kucugu daha tatli olur*
ücretli covid aşısı döneminin başlaması
-
şayet ücretsiz aşı dağıtımından bağımsız olacaksa, yani ülkenin satın aldığı aşıdan kullanılmayacaksa bu aşılar, olumlu bulduğum gelişmedir.
özellikle çalışan genç nüfusa sıra gelmesini bekleyene kadar, özel sektör kendi çalışanlarını bu şekilde aşılayabilir. hatta bu durum şirketler arası rekabete giderse* aşılanmayı hızlandıracak bir faktördür. yurtdışında bazı ülkelerde hali hazırda özel sektör kendi aşısını temin edip aşılama yapabiliyor.
bahar pide salonu
-
istanbul'da yediğim en lezzetli döneri yapan yerdir. bir de beşiktaş'taki karadeniz bilmem ne var orası da güzel.
fakat bu bahar pide salonu 1-2 yıl önce daha güzeldi, son zamanlarda fiyat hem azıcık arttı hem de tadı bir tık da olsa azaldı gibi geliyor bana.
pideleri çok iyi ama, yumuşacık. 7.5 lira pide arası döner. porsiyon da 14 lira falan. denemelisiniz.
90'ların özel olmasının nedeni
-
(bkz: çünkü biz büyüyorduk)
dijital ortama geçiş evresiydi. hem manueldik hem dijital olmak istiyorduk. her şeyden biraz vardı. hem hala sokaklarda koşuyorduk, hem gameboy ya da tetris oynuyorduk. her şeyimizle tam geçiş dönemi çocuklarıydık. her şeyin tadına vardık. bu yüzden bu kadar güzeldi. ve özeldi.