hesabın var mı? giriş yap

  • bizim bölümden alpaslan ve bahadır adlı iki arkadaşın 2-3 sene evvelinde lineer cebir dersinde yaşadıklarınıda geçtiğimiz günlerde daha yeni duydum.

    bu iki eleman küçük bir sınıfta yapılan derste canları sıkılınca "hangimiz daha uzun süre bacaklarımız sıranın üstünde durabilecek" yarışması yapmaya karar veriyorlar. hoca tabi bunları farkedince çıldırıyor ve;
    hoca - siz ikiniz...çıkın dışarı!
    b & a bu çağrıyı üzerine alınmıyor
    hoca - size dedim! o ayaklarınızı indirip çıkın!
    bahadır - yürü alpaslan yürü, bize ders mi yok!
    alpaslan - heee sanki ne..

  • "devrimci muhalif ruhum seçime kadar" türküsünün demirtaş'çası.

    sırrı'ya oy vermemiştim, cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzlukları ortaya çıkmışken chp'ye saldırması komik duruyordu. demirtaş ise bana hitap etti. benim akp bıkkınlığıma oynadı. sosyalizm dedi, kadın hakları dedi, çocuk işçiler dedi. oyumu aldığı seçimin hemen sonrasında da cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğunun mimarını ayakta alkışladı.

    ben sırrı'ya kızmadım. çünkü niyeti az çok belliydi. ama demirtaş'a kızgınım. çünkü görüyorum ki herkesin gözlerinin içine baka baka yalan söylemiş. kürt milliyetçi tabanın istekleri özgürlükçü türkiye tabanının isteklerinden daha önemliymiş. gezi'deki tavrını unutmamak gerekirmiş.

    sana oy verdiğim için kendimden özür dilerim demirtaş.

  • rusyada kaldığım evde piyano vardı. sanki çalıyormuş gibi yapar mal mal oynardım. bi gün apartman sakinlerinden bi rus, sanırım üst kat olması lazım, "uygun fiyatlı kurslar var istersen git"demişti. bi daha çalmadım :-/

  • görünce şok oldum ama yüzü tamamen deforme olmuş bir kızın verdiği sağlıksız karar yüzünden değil, birine asitli saldırıda bulunan şahsın içeride olmak yerine dışarıda sırtara sırtara evlilik cüzdanı sallayabilmesi sebebiyle.
    berfin, kararı ve akıbeti için kendi konforlu fanusumdan yorum yapmayacağım, zira kendisiyle aynı memleketten, inanılmaz bir eğitimi & kariyeri olan yetişkin arkadaşıma kasabada yaşayan 24 yaşındaki kuzeni "londra'dan iş teklifi mi aldın? ama ben ewwwlendim sen bekarsın" diye hava atıyor ve arkadaşımın ailesi bu cahili ciddiye alıp üzülüyor, sıfır şaka. beyin avcıları tarafından kovalanan, 1 gün bile iş aramak zorunda kalmamış koskoca kadın bile bu duruma üzülen anamı nasıl teselli etsem kaygısı güderken, "ya kocalısın ya da bir hiç" kurallı orta çağ simülasyonunda yaşamak zorunda kalan yüzü yanmış bir kız hakkında ahkam kesmek, geçen aylarda aynaya "sadece yap", "kendine inan", "latteyi gtüne sok" yazılı pembe post-itler yapıştırıp milyonlarca işsiz, parasız, umutsuz genci istesen sen de havadan para ezebilirsin :d diye güya motive etmeye çalışan gerizekalı instagram fenomeninin durumuna düşmek olur. yüzüne asit atan saldırganla evlenen kız, karısı pideciye kaçınca canına kıyan genç, bakın bu kişiler ve olaylar, uzaktan yargı dağıtılacak, genellenecek şeyler değiller.
    haymana kütüklü redpillcilerin kadın düşmanlığını harlamak için yüzü deforme edilmiş bir genç kızın sağlıksız kararı üzerinden üfürdükleriyle vakit kaybetmek yerine, asitli saldırıda bulunan birinin nasıl sokakta gezebildiğini ve bu gibilere "reddedilirsen sorun yok, asit at gitsin:d" cesareti veren sistemi sorgulayıp geleceğimizden kaygılanmalıyız bence.

  • bana hayatı tekrardan sevdiren ölücüler olmuştur kendileri..

    şimdi arkadaş burada zeytinyağı fırsatı kovalayanlar var. evet yanlış duymadınız zeytinyağı fırsatı kovalamak. imkanım olsa 72 punto yazıcam.. öyle bir-iki kişi de değil, topic olmuş 45 sayfa. sızma zeytinyağını litresi 15-16 liraya getiriyolar. bakıverdim hemen litresi markette falan ne kadarmış, 20-25 lira arası değişiyor. adamlar resmen 5-10 lira için köpek gibi uğraşıyorlar, ciddi ciddi tartışıyorlar ediyorlar falan. ya hocam allah aşkına bu kadar sürünmeye değer mi, bi paket az sigara içiver git güzel güzel al istediğini demek istiyorum; diyemiyorum, diyemiyorum..

    ben de hayatım çok boş diye üzülüyordum, meğerse ne tipler varmış.. teşekkürler donanımhaber, teşekkürler sıcak fiyatlar konusu.

  • facebook'un, twitter'ın falan türkiye'deki kullanıcı verilerini türkiye'de tutmak gibi bir çaba içine gireceğini zannetmiyorum. bant genişlikleri %95 azaltılırsa zaten bizim de artık onlara girebileceğimizi sanmıyorum. sosyal medyanın sonuna geliyoruz galiba ülkecek.

    gelen mesajlara göre biraz daha açıklama:

    - verileri türkiye'de tutmak demek, türkiye'de bir veri merkezi kurulması demek. bunun güvenliği, standartları, geliştirmeleri vs. zaten aylar sürecek bir süreç. üstelik herhangi bir sosyal ağ şirketi bunu kabul ederse; hemen her ülke bunu istemeye başlar. dayanak olarak da "türkiye istedi, yaptınız" derler. kimse böyle bir topa girmez. hele hele tek kanunla, sunucularına ve verilerine el konubilecek bir ülkeye değil veri merkezi, internet kafe açmaz bu adamlar.

    - türkiye temsilcisi maddesi başta masum görünüyor ama değil. yasal bir temsilci olacak. yani 72 saatte "bu hesabı sil" dediğinde silmeli, yoksa para cezası almayı kabul edecekler. reklam gelirlerini düşününce buna yanaşabilirler de, yanaşmayabilirler de.

    - %95 konusu da resmen: engelleyemiyorum, kullanılamayacak hale getireyim maddesi.

    sonuç olarak; bu kanunun geçmesi demek sosyal medyayı yok etmek demek. çünkü onların kabul etmeyeceğine emin olunan maddeler konmuş ve kullanılmayacak hale getirecek yaptırımlar var.

  • videoyu izleyerek, ''ama köpek de kuyruk sallamış'' diyecek bir kitleyle beraber yaşıyoruz.

    edit: ''köpek, istemiyor olsaydı kuyruk sallamaz, ısırırdı'' diye mesajlar geliyor. tabii ki, bütün sülalesi eşekle çiftleşerek çoğalmış olan insanlar için normal bir durumdur.