hesabın var mı? giriş yap

  • vee sonunda beklenen entry :))

    özellikle akne ve saç dökülmesi konusunda çok çok başarılı bir uygulama olmasına karşın nedense türkiye'de çok yaygın değil, çevremde kullanan neredeyse hiç yok. buna karşın sivilce izleri olanlara, saç dökülmesi yaşayanlara şiddetle tavsiye ediyorum.

    ergenlik yıllarımda sivilcelerle çok haşır neşir olduk. kısa bir özeti için (bkz: #61516421)

    gelelim dermaroller'a, efendim buna yurtdışında microneedling de deniyor, hatta bu ismi daha çok kullanıyor ecnebi.

    nedir bu dermaroller?

    dermaroller; üzerinde mikro iğneler bulunan tambur şeklinde döner bir alettir efendim. şunun gibi bir şey. tabii bir de dermastamp diye daha minyatür ve düz şekli de var. ikisi de aynı işlevi görmektedir herhangi bir farkları yoktur. hangisiyle daha rahat edebileceğinizi düşünüyorsanız onu kullanın.

    nasıl işe yarıyor?

    anlayacağınız dilden konuşursak, bu iğneler cilt üzerinde mikro travmalar yaratıyor ve vücut buna tepki olarak o bölgeye fibroblast hücrelerini yollayıp kollajen dokuyu arttırıyor. bunun yanında yine aynı bölgeye büyüme faktörleri(tgfß1-3, fgf, egf, vegf, tnf-?) yolluyor ve sonuç olarak cildiniz daha esnek, daha parlak ve daha düzgün hale geliyor. şu da daha detaylı incelemek isteyenler için.

    kısaca şunu yapıyor.

    sonuç alır mıyım peki?

    cilt 1,cilt 2,cilt 3,cilt 4, cilt 5, cilt 6, saç 1, saç 2 görüleceği üzere sonuçlar muazzam.

    bak hepsini pubmed'ten attım, öyle sağdan soldan değil dikkatini çekerim.

    "more than 80% of patients assessed their treatment as ‘excellent’ on a 10-point scale. no significant adverse effects were noted in any patient."

    yani diyor ki katılımcıların %80'ini "mükemmel" olarak değerlendirmede bulunmuş ve hiçbir hastada yan etki oluşmamış.

    ne için kullanılır?

    çukurlu sivilce izleri, saç dökülmesi, selülitler, vücut çatlakları...vs. gibi cilt üzerindeki sıkıntılı bölgelerde kullanılır.

    not: keloid, aktif sivilce ve yaralı olan bölgelerde asla ama asla kullanmayınız.

    ne kadar süre kullanmalıyım?

    bu tamamen senin cildinin hasarına bağlı, ne kadar ağırsa o kadar uzun sürer.

    hangi dermaroller'ı kullanmalıyım?

    şimdi piyasaya bir bakıyorsun 0,25-0,50-0,75-1,00-1,50-2,00-2,50 gibi rakamlar var. bu rakamlar iğnelerin uzunluğudur ve biraz da işi ticarete dökmek adına. girersin bir siteye kafadan sallama iğne boyları önerirler size, bunları sakın dikkate almayın efendim.

    şöyle seçiyoruz;

    cildin neresinde kullanacaksın ve bölge ne kadar hasarlı? mesela cildin bazı bölgelerindeki deri daha kalınken bazı bölgelerinde daha incedir. bir örnek oluşturması açısından şu cilt için 1,5 mm kullanılmış.

    size tavsiyem 1.00 mm altında kesinlikle almayın. çünkü kısa olanlar deride yeteri kadar travma yaratamıyor, özellikle yüz için kullanacaksanız 1,5 mm ve üzeri işinizi görecektir. alabiliyorsanız yine 540 iğneli olandan alın, ne kadar çok iğne o kadar iyi.

    ha bir de titanyum iğneli olanlar ve çelik olanlar var. yine tavsiyem 3-5 kuruş daha fazla verip titanyum iğneli olanlardan edinin, titanyumu vücut daha iyi tolere ediyor.

    evde tek başıma kullanabilir miyim?

    evet kullanabilirsin, illa para saçman gerekmiyor uygulama için. herhangi bir tehlikesi yoktur. en fazla uyguladığın bölge kanar ve kızarır.

    çok acır mı?

    iğnenin uzunluğuna göre evet acıyabilir. fakat bunun için dermaroller uygulamasından yarım saat kadar öncesinde anestol ya da o tarz bir anestetik krem kullanıp acıyı minimuma indirebilirsin.

    bir seansta ne kadar kullanmalıyım?

    benim tavsiyem kanatana kadar, en kötü cildin kızarsın.

    sıklığı ne olmalı?

    ilk 2 hafta, haftada 2 kez ardından hafta 1 ile devam ediyorsun. ilerleyen zamanlarda iki haftada bir kereye kadar düşürebilirsin. cildindeki düzelmeye bağlı biraz da.

    sonrasında bir şey kullanmalı mıyım?

    dermaroller uygulamasından sonra süreceğiniz şeyin emilimi 2-3-5 kat artıyor, çeşitli araştırmalar farklı rakamlar söylüyor ama şu bir gerçek ki emilim çok ama çok artıyor. yani ne sürersen onun etkisi fazla olacaktır, bunu göz önünde bulundurun.

    ha bir de bu açılan mikro delikler 10 dakika kadar açık kalıyorlar sonra yavaş yavaş kapanmaya başlıyorlar, bir şeyler kullanacaksan hemen sonrasında kullanmalısın.

    sivilce izleri için kullanılacaksa tca ile kullanılabilir. örneğin şuradaki sonuçlar bununla alınmış. dermaroller sonrası ve her gece %0,05 retinoik asit uygulanmış ve tca ile de yüz soyulmuş.

    ben sadece retinoik asit kullanırdım zamanında, retinoik asit bir a vitamini türevi. cildin gençleşmesinde, elastikiyetinin artmasında çok önemli bir vitamin aynı zamanda tca kadar olmasa da yine de cildi soyuyor.

    bu üstte yazdıklarımı cildi hassas olanlar kullanmasın.

    cildi hassas olanlar dermaroller tedavisindrn sonra c vitaminli krem kullansınlar.

    mesela şuradaki araştırmada prp ile c vitamini karşılaştırması var(dermaroller ile) prp kadar iyi olmasa da ona yakın sonuçlar alınmış.

    öte yandan androgenetic alopecia konusunda yine şöyle bir araştırma yapılmış. iki grup karşılaştırılıyor, birinde sadece minoksidil diğerinde minoksidil+haftada bir kez dermaroller ve aralarında inanılmaz bir fark var.

    örneğin 1 haftalık sonuç, katılımcıların değerlendirmesi ve saç sayısı

    sonuç olarak dermaroller uygulaması mucizevi bir tedavi yöntemidir. tıpkı savaştan sonra halkın varını yoğunu ortaya koyup yeni bir yerleşim yeri yaratması gibi.

    edit: imla

  • orası kadıköy olduğu için yaptığı hareket kabul edilebilir(miş).

    mal olmanın bu kadarı, ahlaksız adamın ahlaksız destekçileri, fanatizmine sokayım senin...

  • third person shooter ile yeni tanışmış bir jenerasyonun, tomb raider ilk çıktığı zaman lara croft'un apış arasını görebilmek için sağlı sollu manevralarla monitör başında saatlerini harcadığını bilirim. oyun değil insanlıktan çıkmışlardı...

  • diyelim mustafa ayse'yle evlenmek istiyor ama ayşe istemiyor. mustafa ise ayse'yi alikoyuyor dovuyor benim olacaksin diye. ayse'nin cok akilli bir arkadasi da gelip su akli veriyor: 'ya kizim bosver evlen git işte. zaten su an adam seni alikoymus, fiili olarak evli gibisiniz. resmi olursa haklarin olur en azindan' iste bu sivrizeka orneginin benzerinin sergilendigi yazidir.

  • akp'nin kendisi %39 alabileceğine inansa 3 saat sonrasına seçim organize ederler.

    kandırmayın milleti.

  • sgk müfettişlerinin bu açık ihbarı değerlendirmesi gerekir. burada çalışan garsonlar sigortalı mı, öyleyse kazançları 8400 tl net üzerinden mi beyan ediliyor yoksa asgari ücretten gösterip sahtekarlık mı yapıyorlar ortaya çıkarmalılar.

    kadıköy işkur'a uğrayan işsiz kardeşlerim de doğrudan buraya başvuru yapabilir. nasıl olsa kimse iş beğenmiyormuş.

  • mp3'ün müzik piyasasını öldürmediğini, aksine canlandırdığını düşünen zihniyettir.

    aslında sanatçıların ticaretten pek anlamadığının ilk göstergesi 1990'lı yılların başlarında yaşanmıştı. başta orhan gencebay üzere birçok müzisyen, kravat takıp, takım elbise giyip koltukaltlarında klasörlerle özel radyolara savaş açtılar. oysa özel radyo televizyonlar sayesinde pazar büyüdü ve beylerin (çok özür dilerim ama) biti kanlandı. talk show'lar, özel programlar, diziler falan. özel radyo ve televizyonlara açılan aptalca savaşın bir benzeridir mp3'e açılan savaş. mp3 müzik pazarını büyütür ve sanatçıların doğrudan albüm gelirlerini azaltsa bile medya endüstrisinden aldıkları parayı artırır.

    aslında gelişen teknolojinin kişilerin ekmeğini böleceği fikri yeni değildir. kökeni matbaa'ya karşı çıkan hattatlara, hezarfen ahmet çelebi'yi öldürmeye çalışan kayıkçılara, bir de metro yapılmasına karşı çıkan taksici dolmuşçulara kadar dayanır. "mevcut teknoloji ile nasıl para kazanırım" ın değil, "eskisi gibi nasıl para kazanırım" ın dışavurumudur.

    ben 1 günde 10 cd'de alsam 10 yılda 1 cd'de alsam aynı fiyat tarifesini uygulayan ve bana herhangi bir sadakat veya saygı göstermeyen satıcıya ben neden karşılıksız sadakat göstereyim? hem pazarlama adına hiçbir girişimin olmasın, 50 sene önceki plak satış yöntemlerine aynen devam et, rafa cd'leri dizip manav gibi müşteri bekle, ondan sonra teknolojiye savaş aç. değirmenle kavga etmenin 2000 yılı versiyonu. (bkz: don quijote) daha önce radyoyla, televizyonla yapılan kavga şimdi de bilgisayarla yapılıyor.

    bugün dünyanın en çok kopyalanan ürünleri microsoft ürünleridir ve ne ilginçtir ki dünyanın en zengin adamlarından biri bill gates'dir. biz kopyaladıkça adam zengin oluyor. çünkü dünyayı kendi ürününün bağımlısı yapıyor. o zengin olduğu için intikam duygusuyla kopyalamıyoruz. tam tersi biz kopyaladıkça adam zengin oluyor. yani beatles'ın mp3'ünü indirmeyen adam ertesi gün gidip beatles cd'simi alacaktır? tabii ki hayır. tam tersi mp3'ünü dinledikten sonra birçok albümün orijinal cd'sini aldığımı bilirim.

    son bir soru : futbolcular ile hentbolcuların kazandıkları paralar arasındaki uçurumun nedeni nedir? eğer cevabınız "stadların büyük, kapalı spor salonların küçük" olması ise zaten anlaşamayız. ancak cevabınız "ürün bağımlılığı" ise ortak bir zemine yaklaşıyoruz demektir. bu ürün bağımlılığını yaratmanın en kolay yolu ise bedava kullanımdır. insanlar futbola para vererek değil mahallede bedavaya oynarak, televizyonda bedavaya seyrederek alıştı çünkü. tıpkı kopya microsoft ürünlerine bedavaya alıştığı gibi.

    sözün kısası: birkaç sözlük yazarının fikriyle bu iş değişmez. daha geniş vizyonlu, global ve teknolojiyi kabullenen çözümler üretilmeli.

    hal böyleyken böyle..

    not : "filanca suser şarkı söylüyor, nefis de saz çalıyor. ondan iyi mi bileceksin" tarzı eleştiriler var. söylemek istediğim şey tam da budur. para kavgası sanatçıyı küçültür ve toplumdan uzaklaştırır. metallica mp3 ile mücadeleyi abarttığında bir toplantı çıkışında eski bir metallica hayranı "hey james, here is a dollar, sing me a song" diyerek suratına para fırlatmıştır. ne oldu şimdi? metallica mı kazandı?

  • şiir ömer hayyam'indir ancak 3 tane ayri dörtlukten alinti yapilmiştir...
    asillari aynen şöyledir*:

    "seher yeli eser yirtar etegini gülün
    güle baktikca cirpinir yüreği bülbülün
    sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
    kopup dallarindan toprak olmadalar her gün"

    "bu yildizli gökler ne zaman basladi dönmeye
    ne zaman yikilip gidecek bu güzelim kubbe
    aklin yollariyla ölçüp biçemezsin bunu sen
    mantiklarin, kiyaslarin sökmez senin bu işte"

    "bulut gecti, gözyaşlari kaldi cimende
    gül rengi şarap içilmez mi boyle günde?
    bugün bu çimen bizim, yarin kim bilir kim
    gezecek, bizim topragin yeşilligince"

  • sunucu ve oyuncu ebru akel, 3 aydır nişanlı olduğu, iş adamı ethem sancak’ın oğlu özer sancak’la evlenmiştir.

    not: ulan bir virgülle kızın haysiyetini kurtardık.