hesabın var mı? giriş yap

  • var böyle garip yaratıklar.

    akşam yatıyorum tavanda, sabah kalkıyorum gene tavanda. milimetre kıpırdamamış hem de.

    lan arkadaş, gezip dolaşsana, bak ben uyumuşum, sağı solu karıştırsana, şu 3 günlük dünyada bir tavanda saatlerce durulur mu lan?

    mal.

  • gözlemlerime göre mutlu insanlardan pek haz etmiyorlar. hele durduk yere neşelendiysen yanlarında noluyo bilader donumuz görünüyor da ona mı gülüyorsun diye agresifleşiyorlar. tebessüm nezaket falan hep art niyetli algılanıyor cahil kesim tarafından.

  • “eğer bu devlet hepimizinse… bu devletin yeniden inşa edilmesinin yeri milletin oylarıyla seçilmiş parlamento olmalıdır. üç-dört kişinin kimseyle konuşmadan, kimseye danışmadan devleti yeniden yapılandırması kabul edilemez.
    ...
    bir sabah kalkıp ‘bundan böyle şu şekilde olacak’ denilerek bu iş olmaz. oturup birlikte tartışmalıyız. parlamento devre dışı bırakılamaz.”

    kemal kılıçdaroğlu

  • şekeri tartışmayı bırakmış olmamız lazımdı. diğer gıdalardan alınan doğal şeker vücudun şeker ihtiyacını karşılıyor.(süt şekeri, meyve şekeri)

    ama yağlar zararlıymış gibi genellemelerle beynimizi kurutmayalım, barsakları çürütmeyelim. hayvansal yağlar ve zeytinyağı beslenmede mutlaka olması gereken şeyler.

    bu kadar ekmek vurgusu da tuhaf olmaya başladı, hiç yemeyin dendikçe insanlar ekmeğe saldırıyor. ince dilim tam buğday ekmeği 1-2 dilim en fazla öğün için.
    makine yağlarıyla yapılmış cipsleri yemiyoruz tabiki, vücudunuza sorun neye ihtiyacınız olduğunu. mevzu kilo meselesi de değil iç organları bilinçli çalıştırmak, sağlıklı yaşamak.

  • yaz-kış fark etmeksizin uyurken kafamı komple yorgan - çarşaf ile kapatmadan asla uyuyamamak. ayakların dışarıda kalma olasılığı çok sıkça yaşansa bile. sabaha nasıl ölü çıkmadığım annemin kafasında hala büyük bir soru işareti. boğulma tehlikem olduğunu düşünüyormuş sürekli, özellikle yazın havanın 38-40 derece olduğu havalarda...

  • bence en iğrençleri salçalı (''salça kaynatıyorum, salçalandım, taze salça aldık'' vb) ve kan ağlamalı (''anavatan kan ağlıyor, kıbrıs kan ağlıyor, her yer kan ağlıyor'' vb) olanlardır.
    kusucam bi gün birisinin suratına. böyle iğrenç tabirler olur mu allah aşkına...

    vampirli bir fıkra vardı, biz lisedeyken çok anlatılırdı. hatırladığım kadarıyla şöyleydi;
    vampirlerin takıldığı bir bar var. her giren vampir, barmene diyor ''barmen bana koca bir bardak kan'' barmen veriyor. herkesin keyfi yerinde.
    sonra vampirin birisi, ''barmen bana bir bardak sıcak su'' diyor. herkes şaşırıyor. vampir dediğin kan içer sonuçta. ''hayırdır?'' diyorlar. bizim vampir cebinden kullanılmış bir ped çıkarıyor ve ''ben sallama içeceğim'' diyor.
    böyle tabirleri ne zaman duysam, aklıma bu iğrenç ötesi fıkra gelir.

    ya bence insanlar regl olduklarını söylemek zorunda değiller. gerçekten yani. kimse bilmek zorunda değil. saklanması gerekiyor demiyorum. ama bilinmesi de gerekmiyor. mutlaka söyleyeceksen ve regl oldum diyemiyorsan, ''hasta oldum'' falan de bari en azından. insanı vatandan, salçadan soğutmayın gözünüzü seveyim ya. içim kalktı yine.

  • çocukluğumun en iz bırakıcı olayıdır. gece yarısı büyük bir gürültü ile ailece uyanmamız, gökyüzünün tamamen kızıla boyanması ve büyük korku yaşamam...ertesi günlerde yükselen dumanlar ve üsküdar daki mahallemize düşen kocaman kurumlar...

    bir kaç gün sonra selimiye orduevinde ki düğünde, pencereden gördüğüm devam eden yangın...