ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
new york'un ortasındaki boş arsa
-
kime ait olduğunu merak ettiğim arsa. çok güzel gökdelenler, alışveriş merkezleri dikilebilir oraya. ama sanırım sahibi biraz aksi satmıyor arazisini.
evlerde yaşanan korkunç olaylar
-
elektriğin kesilmesi sebebiyle yakılan muma, hiç dikkat çekmeden yaklaşan kedinin ''bu alev nası kokuyo la acaba?'' diye merak etmesi.
''annaaam yancak ciyaakk pissst paşaa hööö'' diye yerimden zıpladığımda çok geçti. o iki saniyede bizimki çoktan yüzünün sol tarafındaki bıyık ve kaşlarını yakıp, korkuyla kaçmıştı. üç buçuk yaşında eşek kadar adam oldu halbuki... çok korumacı davrandım galiba bu yaşına kadar. gerizekalı çok komik görünüyor şimdi. yüzüne karşı gülünce saldırma huyu olduğundan, kuytuda köşede çaktırmadan gülüyorum. üç yıldır uzattığı pala bıyıklar gitti, üzerine tek kaş kaldı yavrucak. gergin biraz tabii.
kapıyı açsaydınız kürtler ışid'i tükürükle boğardı
-
karakter sınırına takılmasaydı "kapıyı açsaydınız kürt gençleri ışid'i tükürükle boğardı" olacak olan selo beyanı.
tabi tükürüp kaçmayı sizden iyi bilecek değiliz.
(bkz: tükürüp kaçmak)
cumartesi sabahı erken kalkmak için bir neden
8 nisan 2015 tarihli leman kapağı
-
aklıma, bu saldırıyı yapan tiplerin dergiyi de silahla basacağı geliyorsa bu kapak doğrudur, kapaktır, haklıdır, cesurdur.
post mortem no one dies in skarnes
-
inanılmaz keyifli bir norveç dizisi. hem biraz korkutucu hem de eğlenceli. ilk sezonu bir çırpıda bitirdim. umarım ikinci sezonu da gelir.
kol gibi hesap ödedikten sonra akıldan geçenler
-
"geçen iddaa'dan 30 lira tutturmuştum, onu bundan düşünce normal ödemiş gibi olduk sanki. evet evet aynen öyle oldu."
yaran fıkralar
-
kayserili ve tokatlı sohbet etmektedirler.söz dolaşır tokatlıya gelir;
-bizim bir tarlamız var, o kadar buyuk ki, arabayla gezelim dedik gundoğumundan gunbatımına kadar tarlayı bir uçtan bir uca bitiremedik.
kayserilinin cevabı gecikmez tabi;
-bizimde öyle eski, kötü bir arabamız vardı da sattık.