ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gökyüzündeki esrarengiz parmak izi
-
videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
bkz: esrarengiz parmak izi
köylülerin lakap takarken çok insafsız olması
-
malak hüseyin: adam sadece malakların geçebildiği bir dereden “ben de karşıya geçerim” diye kahvehanede iddialaşmış sonra da geçmiş. o yüzden lakabı malak olmuş. nereden baksan bi başarı öyküsü.
ido tatlıses'in göğsüne türk yazdırması
-
sıkılınca atatürk yaptırır iyi olmuş.
kürt müzik tarihinin en iyi 500 şarkısı
-
(bkz: hela vela velvela)
command & conquer red alert 2
-
zamanında fazla oynayıp, gerçek dünyadan kopmama neden olmuş oyundur..
örneğin bir seferinde sovyetlerle oynuyorum..
üssümü kuvvetlendirmek için gerekli olan en temel savunma binasını yani tesla coili dikiyorum.
ama power plantlere dikkat etmemişim..
önce bir low power uyarısı geldi..sonra da bilgisayar kapandı !
ilk önce durumu idrak edemedim..
tüh..keşke bir power plant daha yapsaydım dedim..
sonrasında elektriklerin gitmiş olduğunu farkettim..
sözlükçülerin en büyük başarıları
-
2001 yılında esatta bir daireye taşındık. esatta genelde yaşlılar, bekarlar ve küçük aileler yaşar. bu apartman da kendi içinde bir dünya, karşı komşumuz 100 yaşında bir emekli orman mühendisi, onun yan dairesinde türkiyenin ilk hosteslerinden biri, birinci katta resim yapıyorum dediğinde ciddiye almadığımız resimlerini görünce dudağımızı uçuklatan 80 lerine yaklaşmış bir ev hanımı... ilk apartman toplantısında apar topar bizi yönetici seçiyorlar, karı-koca otuzlu yaşların başındayız, şaşırıyoruz, ama defterleri düzenlemekle işe başlayıp çatıdan girip, asansörden çıkıyoruz, kalorifer tesisatı otopark derken evimizden usta çıkmaz oluyor. bunca yaşlı ile el deymeyen apartmanda yaptıklarımız yan apartmanlarda bile duyuluyor, sürekli zili çaldığı için evimizin kapısı açık durduğu günler de oluyor, 75 yaşındaki teyzelerin internet bağlantısını kontrol ettiğimiz de. daha çocuklar da yok ortada, sıkılmadan uğraşıyoruz tüm sorunlarla...
apartmanın bizden oldukça genç bi kapıcısı var, köyünden evlenip getirdiği gençten bir de karısı. çocukları olmuyor diye çok üzülüyorlar, sonra bizim büyük oğlan doğunca karısına kısa bir süre çocuk baktırıyoruz, asıl amaç çocuklara annelik edenlerin daha kolay hamile kaldığını öğrenmemiz, bir yıl kadar sonra hamile kalıyor karısı. bu süreçte apartman kombiye geçtiği için kapıcıyı dışardan çalıştırmak gündeme geliyor. kocam çok sert çıkıyor, ssk sız adam çalıştırmamak konusunda, "ister güvenlik görevlisi tuttum deyin, ister bir aileye ekmek kapısı açtım ya da fitre zekatımı bu şekilde veriyorum deyin, bu aile buradan ekmek yiyecek" diye razı ediyor yaşlı komşularımızı.
geçen gün servisle artık oturmadığımız o apartmanın önünden geçerken eski kapıcımız, karısı ve kızı ile oğlunu görüyorum. akşam alışverişlerini yapıp evlerine geri dönüyorlar.
bugüne kadar yaptığımız en iyi "iş"in bu olduğuna karar verdim o an....
20 kişilik serseri grubunun sevgiliye laf atması
-
eger illa cevap verecekseniz daha once serserilere karsi denenmis cevaplari durumunuza gore modifiye ederek baslayabilirsiniz:
- hey yavrum be, ne isi var o cariklinin yaninda (erol tas gibi gul, grupca gul...)
+ bana bak çarıklı sensin
- bana mı dedin
+ sana, sana, sana, hepinize be! rezil, iğrenç yaratıklar! hiç mi insanlık yok sizde ha? nedir bu laflar, ha nedir? nasıl dersiniz bu pislikleri bu tertemiz kizlara! onlar sevgi istiyor, ilgi istiyor, siginmak, sevilmek istiyor... onlara gonlunuzu acacaginiza birde utanmadan, sıkılmadan alay ediyor, meta görüyorsunuz... aslında alay edilecek, küçük görülecek birileri varsa o da sizlersiniz... hiç bir işe yaramayan, asalak gibi yaşayan sizler... utanacağınızı bilsem yüzünüze tükürmek isterdim ama ondan da anlamazsınız ki siz...
bu yemezse "bak beyim, sana iki cift lafim var"i deneyebilirsiniz kanimca...
hafızada yer etmiş gereksiz ayrıntılar
-
10-12 yaşlarımda ahmet cömert spor salonu'na abimin de benim de ilk gidişimiz olacaktı. salonu bulamama ihtimalimiz, akşam saatlerinde 5-8 numara gözleri bozuk abimin kararsız davranışlarıyla pekişiyordu. abim bu arayış telaşında bana bir araba gösterip "bu arabanın plakasını unutma. dönerken buna göre döneriz, yolumuzu kaybetmeyiz." demesi üzerine o günden bugüne asla unutmadığım bir saçmalık ortaya çıktı.
34 tc 6097.
sgk'sız hasta üç kat fazla fatura ödeyecek
-
devletin yeni uygulaması. eğer sgk'mız yok ise bütün ameliyat ve hastane masraflarınızın 3 katını ödemek zorundaymışız. bir de bu ülkeden olmayanlara(mağdur statüsündeki ülke vatandaşlarına)indirim varmış. ulan zaten bizler bu ülkenin vatandaşı değildik, hep üvey evlatlarıydık. allah belanızı versin!
(bkz: fakirler ölsün sgk'dan selamlar)
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27216695.asp